Muş’ta mevsimlik işçilerin zorlu mangal kömürü mesaisi

Muş’ta mevsimlik işçilerin zorlu mangal kömürü mesaisi

Muş’ta mevsimlik işçilerin zorlu mangal kömürü mesaisi

Muş’un yüksek kesimlerinde mevsimlik işçiler, kavurucu sıcak havaya ve kömür ocaklarının yaydığı yoğun dumana rağmen mangal kömürü üretimini sürdürüyor.
Mardin’den gelen 12 aile, Şenyayla bölgesindeki Kayalısu köyü kırsalında kurdukları çadırlarda yaklaşık 6 ay boyunca konaklıyor. Bin 800 rakımlı ormanlık alanlarda çalışan işçiler, sabah saat 05.00’te başladıkları mesailerinde aylar önce öbek halinde istifledikleri meşe odunlarını toprak altında yakarak kömüre dönüştürüyor. Yaklaşık 20 gün süren işlemin ardından açılan öbeklerden çıkarılan mangal kömürleri, çuvallanarak satışa hazır hale getiriliyor. Zorlu şartlara rağmen üretimi sürdüren işçiler, geçimlerini sağlamak için her yıl aynı bölgede çalışmaya devam ediyor.
Mardin’den gelerek Muş’ta mangal kömürü üreten Musa Sazan, "Kömürümüzün son aşamasına geldik, yavaş yavaş toplamaya başladık. Çuvallara koyacağız, dağıtacağız. Dört aya yakın süredir bu aşamaya geldi. Bayağı zahmet istiyor, çok zor bir iş. Sıkıntılı yani. Dumanların içinde çalışıyoruz. su sıkıntısı yaşıyoruz. Son aşamaya geldik çuvalları dizdik. İnşallah müşterisini bekliyoruz. Alıcı çıkarsa satacağız, inşallah kurtaracağız. Emek davasına düştük buralara. Vallahi çocuklar için çok zor, toz duman içindeler. Suyumuz yok. Çok toz duman var. 35 derece sıcak var. Duman var. Bir de çalıştığımız yer çok dumanlı. Dere eserken buralar toz duman oluyor" dedi.
5 ay çalışarak mangal kömürü ürettiklerini söyleyen Harun Özdemir, "Ben buraya 3-4 aydır gelmişim. Günde 5-6 kilometre uzaktan odunları buraya taşıyoruz. Şu an kömürleri çıkarmaya devam ediyoruz. Bir kısmını çıkarmışız, hazırlamışız, alıcılarını bekliyoruz. İnşallah bir hafta, on gün içinde satarız. Şu an biz 25-26 liraya veriyoruz. Diğer arkadaşlar, toplatıcılar 40-50 liraya satıyorlar. Biz 4-5 aydır çoluk çocukla gelmişiz buraya. Sabahtan akşama kadar çalışıyoruz, akşamdan sabaha kadar da yanmasın diye nöbet tutuyoruz. Ama emeğimizin karşılığını alamıyoruz. Zar zor paramızı alıyoruz. Bazen 3 ay diyorlar, 4-5 ay bekletiyorlar. Mecbur kalıyoruz. Perişanız; toz, duman içinde çalışıyoruz. Emeğimizin karşılığını alamadığımızda çok mağdur oluyoruz. Biz gece nöbet tutmazsak ateş çıkabilir, çevreye, ormana zarar verebilir. Hem emeğimiz hem de ormana, insanlara, hayvanlara zarar gelmemesi için nöbet tutuyoruz" ifadelerini kullandı.