Milli İstihbarat Akademisi Başkanı Prof. Dr. Köse: "Türkiye artık temel aktörlerden, istikrarlaştırıcı ya da müttefik olarak değeri artan ülkelerden biri haline geldi"

Milli İstihbarat Akademisi Başkanı Prof. Dr. Köse:

Milli İstihbarat Akademisi Başkanı Prof. Dr. Köse: "Türkiye artık temel aktörlerden, istikrarlaştırıcı ya da müttefik olarak değeri artan ülkelerden biri haline geldi"

Milli İstihbarat Akademisi Başkanı Prof. Dr. Talha Köse "Türkiye artık temel aktörlerden, istikrarlaştırıcı ya da müttefik olarak değeri artan ülkelerden biri haline geldi" dedi.
Milli İstihbarat Akademisi, Suriye’de 8 Aralık 2024 tarihinde kurulan yeni idare ve Türkiye açısından güvenlik sektöründeki kaygıları ve gelişmeleri ele almak amacıyla "Bölgesel Barış ve İstikrar Bağlamında Suriye" başlıklı bir panel düzenledi. Açılış konuşmasını Milli İstihbarat Akademisi Başkanı Prof. Dr. Talha Köse’nin yaptığı programda; Suriye krizinin mevcut durumu, Türkiye başta olmak üzere bölge ülkelerine etkileri ve bu ülkelerin reform sürecinde alabileceği yapıcı roller farklı perspektiflerden ele alındı. Milli İstihbarat Akademisi Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Yenal Göksun’un moderatörlüğündeki panelde, MİA Güvenlik Çalışmaları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Nurşin Ateşoğlu Güney, Milli Savunma Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hüseyin Alptekin ve AYBÜ Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hüseyin Mercan konuşmacı olarak yer aldı.
Milli İstihbarat Akademisi Başkanı Prof. Dr. Talha Köse, programın açılışında yaptığı konuşmada Suriye Devleti’nin tarihsel sürekliliğinin kabulü doğrultusunda, üniter devlet yapısının iç ve dış tehditlere karşı korunmasının önemini vurguladı. Toprak bütünlüğünün sağlanmasının önünde birkaç engel bulunduğunu söyleyen Köse, İsrail’in Suriye’nin güneyinde yürüttüğü saldırgan ve işgalci eylemlerin ilk sırada geldiğini ve PKK terör örgütünün uzantısı SDG’nin üniter yapı için bir başka tehdit kaynağı olarak öne çıktığını belirtti.

"Türkiye artık temel aktörlerden, istikrarlaştırıcı ya da müttefik olarak değeri artan ülkelerden biri haline geldi"
Köse, son 15 yılda Suriye krizinin Türkiye açısından doğurduğu çok boyutlu sonuçlara dikkat çekerek bu sürecin Türkiye’nin bölgesel direncini artıran bir deneyim alanına dönüştüğünü vurguladı. Köse, Suriye merkezli gelişmelerin yalnızca zorunlu göç ve terör gibi güvenlik boyutlarıyla değil; aynı zamanda etnik ve mezhepsel çatışmalar ile büyük güç mücadeleleri üzerinden de Türkiye’yi doğrudan etkilediğini belirtti. Bu süreçte yaşanan zorluklara rağmen Türkiye’nin önemli bir tecrübe birikimi kazandığını ifade eden Köse, "Türkiye artık temel aktörlerden, istikrarlaştırıcı ya da müttefik olarak değeri artan ülkelerden biri haline geldi" dedi. Köse, bu kazanımın yalnızca güvenlik politikaları açısından değil, Türkiye’nin uluslararası sistemdeki konumunun yeniden tanımlanması bağlamında da anlamlı olduğunu kaydederek, "Bu mücadele bizi yeni dönemde daha dirençli ve kararlı bir ülke konumuna taşıdı" değerlendirmesinde bulundu.

Suriye’deki istikrar için Türkiye’nin değişmeyen duruşu
Köse, Suriye krizine dair devam eden güvenlik risklerine dikkat çekti. İsrail’in ve çeşitli aktörlerin Suriye topraklarına yönelik saldırılarının sürdüğünü hatırlatan Köse, "Bu saldırıların halen sona ermemiş olması, ülkenin istikrar oluşturma sürecinin önündeki en büyük sorunlardan biri olarak karşımıza çıkıyor" ifadelerini kullandı.
Köse, SDG’nin bölücü faaliyetlerinin, ülkedeki mezhepsel ve etnik gruplar üzerinden sürdürülen ayrıştırma politikalarının da Suriye’nin toprak bütünlüğünü tehdit etmeye devam ettiğini vurgulayarak, "Aleviler, Dürziler, Hristiyanlıklar üzerinden ayrıştırma, ülkeyi bölme çabalarının devam ettirmesi, Suriye’nin istikrar oluşturması sürecinin önünde görünen en büyük sorunlar gibi görünüyor" dedi. Suriye’de siyasi sistemin henüz oturmadığını belirten Köse; "Suriye’nin toprak bütünlüğünün henüz tam olarak sağlanmaması, siyasi sisteminin henüz tam olarak oturmaması, Türkiye açısından ve Suriye’nin istikrar açısından bir problem olarak devam ediyor." değerlendirmesinde bulundu. Köse, Türkiye’nin bu süreçte sergilediği pozisyona da dikkat çekerek, "En başından beri Suriye’nin toprak bütünlüğü konusu Türkiye’nin öncelikli konusu oldu. Suriye’nin bölgesel ve küresel aktörlerin vekalet savaşları alanın olmasından çıkması Türkiye’nin öncelikli bir meselesiydi" ifadelerini kullandı.

Suriye’nin geleceğinde Türkiye’nin rolü
Türkiye’nin yalnızca sınır ötesi güvenlik değil, aynı zamanda insani yardım ve diplomasi alanında da öncü rol üstlendiğini vurgulayan Köse, "Bunları yönetmeye yönelik süreç içerisinde güvenli bölgelerin inşa edilmesi, insani yardımların arttırılması, Suriye konusundaki diplomasilerin devam ettirilmesinde Türkiye çok ciddi inisiyatifler aldı" dedi. Türkiye’nin kriz yönetimi konusundaki birikiminin uluslararası etkisine de değinen Köse, "Türkiye’nin bu son 15 senede edinmiş olduğu tecrübeyle Suriye’nin geleceğini şekillendirme noktasındaki en temel aktörlerden bir tanesi olmaya devam edecek. Bu tecrübe Türkiye’nin diğer bölgelerde de aktif olarak uğurlanmasının önünü açacaktır" ifadelerini kullandı.