Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin: "Biz her alanda kendi modelimizi üretebilecek bir ülkeyiz"
AK Parti Çanakkale 8’inci Olağan İl Kongresinde konuşan Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, "Diyorlar ki gidin bir ülkenin modelini alın gelin Türkiye’ye uygulayın. Ben de diyorum ki ben Türk insanına, Türk milletine güveniyorum. Ben Türkiye’deki öğretmenlere güveniyorum. Türkiye’deki akademisyenlere güveniyorum ve diyorum ki biz eğitimde de, her alanda kendi modelimizi üretebilecek bir ülkeyiz" dedi.
AK Parti Çanakkale 8’inci Olağan İl Kongresi İçdaş Kongre Merkezinde gerçekleştirildi. Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başlayan kongre, AK Parti tanıtım filmiyle devam etti. Saygı duruşunda bulunuldu ve İstiklal Marşı okundu. Van’daki il kongresine katılan Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Çanakkale 8’inci Olağan İl Kongresi’ne canlı bağlantı ile katılarak partililere seslendi.
Ardından protokol konuşmalarına geçildi. Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, kongrede partililere seslenerek, “Bolu’da hafta içerisinde kaybettiğimiz kardeşlerimiz, arkadaşlarımız için Allah’tan rahmet diliyorum, yakınlarına baş sağlığı diliyorum. Yine aynı şekilde dün Elazığ depreminin 5’inci yıl dönümü idi. Ben de Elazığ’daydım. Oradaki dostlarımızın, arkadaşlarımızın acılarını paylaştık. Hem Elazığ depreminde, hem 6 Şubat yaklaşıyor asrın felaketinde kaybettiğimiz vatandaşlarımız, kardeşlerimiz için Allah’tan bir kez daha rahmet diliyorum. Yakınlarına bir kez de Allah’tan sabır temenni ediyorum. Mekanları cennet olsun hepsinin inşallah. Biraz önce Sayın Cumhurbaşkanımız konuştu. Ondan önce burada bir video izledik. AK Parti iktidarı döneminde yapılanlarla ilgili, ben bir kardeşiniz olarak AK Parti öncesi Türkiye nasıldı birkaç cümleyle onları size anlatmak istiyorum. AK Parti öncesi Türkiye’de şöyle zihniniz, hatırlarınızın tazelenmesi için bazı hususları anlatayım. Her gün bir terör olayıyla bir gazetecinin, bir sanatçının, bir siyasetçinin öldürüldüğü bir Türkiye’de yaşıyorduk. Ekonomimize baktığımızda ben bir akademisyen olarak utandım, şahit oldum bir manzaradan dolayı size anlatayım, 2000 ya da 2001 yılında bir Kuzey Afrika ülkesine gitmiştim. Bir akademisyen arkadaşım Türkiye’ye gelmiş, Türkiye’den giderken hatıra para götürmüş, bakın utandığım şey şuydu, arkadaşımız bizim paramızın üzerindeki sıfırları sayıp dalga geçiyordu. Bunları çabuk unuttuk. Gecelik repo faizleri yüzde 7 bin 500’lerde idi. Yine aynı dönemde bakın ülke bu durumda hükümet bunalımlar yaşıyor. Hiç tartışmaya, spekülasyona girmeden bir şey söyleyeyim. 1989’dan 2002 arasında kaç tane hükümetimiz oldu biliyor musunuz arkadaşlar, 13 yıl içinde 11 tane hükümet değiştirdik. Hükümetler, koalisyonlar pazarlıklar, tartışmalar, 12 Eylül öncesini hiç söylemiyorum. Sadece 1989-2002 arasını söylüyorum. Bu ülkede Türkiye Büyük Millet Meclisi‘nde kurulmuş bir hükümet Anayasa Mahkemesi tarafından yok sayıldı. Bu ülkede kurulmuş olan bir koalisyonun, bir partisinin milletvekilleri bir başka otorite tarafından istifa ettirilerek hükümetin düşürülmesi sağlandı. Biz böyle bir ülkeyi yaşıyorduk, böyle bir ülkede ne ekonominiz ne de güvenliğiniz ne can güvenliğiniz ne namus güvenliğiniz ne ifade hürriyetiniz ve temel hak ve hürriyetleriniz güvence altında olamaz. Böyle bir Türkiye’yi yaşadık biz" dedi.
"Biz her alanda kendi modelimizi üretebilecek bir ülkeyiz"
Çocukların tarihlerine, atalarına ve dedelerine sahip çıkan bir şuurla yetişmelerini istediklerini belirten Bakan Tekin, sözlerine şöyle devam etti:
“Ben de istiyorum ki çocuklarımız bu ülkenin, bu milletin ürettiği medeniyet değerlerine sahip çıksınlar. Ben de istiyorum ki çocuklarımız bu ülkede demokrasiye, hukuk devletine, temel hak ve hürriyetlerin üstünlüğüne inansın ve bunu korusun istiyorum. Ben istiyorum ki bu ülkenin çocukları Alevi, Sünni ayrımı yapmadan Türk, Kürt, Çerkez ayrımı yapmadan birbirine kardeşçe sahip çıksın istiyorum ve şimdi eğitim öğretim süreci ile ilgili yapmaya çalıştığımız şey bu. Beni eleştiriyorlar, ben de diyorum ki ya benim yapmaya çalıştığım bu. Bu ülkede kardeşliği tesis etmek, kardeşliği güçlü hale getirmek istiyorum. Bu ülkenin, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin uluslararası alandaki egemenlik haklarını korumak istiyorum. Bu ülkeden, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nden, dünyadan medet uman, yardım isteyen ülkelere buradan bir ümit ışığı fışkırsın istiyorum. Onların dertleriyle hemhal olan bir ülke olalım istiyorum. Bu yıl eğitim-öğretim yılı başlarken, Çanakkale’den Gazze’ye milli birlik şuuruyla başlattık. Eleştiriyorlar beni, Çanakkale’yle Gazze’nin ne alakası var. O kadar çok alakası var ki arkadaşlar. Çanakkale’deki yaptığımız Çanakkale ruhuyla dünyaya örnek olarak gösterdiğimiz şey, dünyanın birçok ülkesinde zalimlere karşı bağımsızlık mücadelesinin, özgürlük mücadelesinin örneği olarak gösteriliyor ve biz istiyoruz ki Türkiye Cumhuriyeti Devleti, geleneğimizde olduğu gibi dünyanın neresinde olursa olsun zulme maruz bırakılan bir mazlumun yanında olan bir ülke olalım istiyoruz ve bunu yaparken de diyorum ki, Anadolu insanı, Anadolu irfanı, bana bunu öğrettiği için ben de o milletin bir parçası olduğum için bunu yapmak istiyorum. Ben bu düşüncelerle hareket eden bir kardeşinizim. Erzurumlu bir işçi çocuğuyum sonuçta ve şu salondaki insanların Türkiye’de gençlikle ilgili, çocuklarımızla ilgili hayalleri neyse benim hayalim de o. Siz ne istiyorsanız ben de aynı şeyi istiyorum ve bunları yapmaya çalışıyorum, yaptım. Farklı olarak yaptığım şey şu, eleştirildiğim noktam, diyorlar ki gidin bir ülkenin modelini alın gelin Türkiye’ye uygulayın. Ben de diyorum ki, ben Türk insanına, Türk milletine güveniyorum. Ben Türkiye’deki öğretmenlere güveniyorum. Türkiye’deki akademisyenlere güveniyorum ve diyorum ki biz eğitimde de her alanda kendi modelimizi üretebilecek bir ülkeyiz. Üretebilecek bir milletiz diyorum. Başka da bir şey demiyorum. Onlar da diyorlar ki, Türkiye modeli olmaz. Ne modeli olur, Güney Kore, Finlandiya, Singapur modeli olabilir. Ben diyorum ki Türk milleti, Türkiye’deki birlikte yaşadığımız insanlar, Anadolu irfanı onlardan daha mı, aşağıdaki onların modellerini bize dayatmaya çalışıyorsunuz. Benim yaklaşımın bu. Ben bu bilinçle, bu şuurlu hareket eden bir kardeşinizim ve arzu ediyorum ki bu ülkeyi bir arada tutan, bizi millet yapan değerler, çocuklarımızın sahip olmasını istediğimiz değerler, okullarımızda çocuklarımıza kazandıralım. Bunu yaparken şunu yapmıyoruz. Bunu yaparken çocuklarımıza pozitif bilimlerden uzak tutalım demiyoruz. Bakın onun da göstergeleri var. Daha Aralık ayının başında uluslararası bir derecelendirme mekanizması var. OECD bünyesinde kurulan, sınavlar var, bu sınavlara ülkelerdeki eğitimin kalitesi ölçülüyor. AK Parti iktidarının ilk gününden itibaren yapılan bütün PISA ve TIMMS değerlendirmelerinde bizim çıtamız eğrimiz hep yukarı doğru çıkıyor. Ama 2024 yılı Aralık ayının başında TIMMS sınavı yani OECD’nin yaptığı en büyük sınavlardan bir tanesi, en büyük ölçümlerden bir tanesi yaptılar, sonuçları iki dersten yapılıyor bu matematik ve fen bilimleri sonuç, o sınavda Avrupa birincisiyiz. Avrupa’nın en iyi ülkesiyiz. OECD ülkeleri arasında ilk 5’teyiz. Şimdi bunları yaparken, orayı ihmal etmiyoruz. Onu yaparken diyoruz ki onunla beraber biz bizi biz yapan değerlerimizi de çocuklara öğretelim. Ben şunu istemem, çok iyi bir matematik, çok iyi bir bilim insanı ama milletinin değerlerine yabancılaşmış, milletinden uzaklaşmış bir kişi benim için ideal bir insan değildir. Ben diyorum ki ikisini aynı anda yapsın. Hem milletinin değerlerine sahip çıksın hem de pozitif bilimlerde dünyada rekabet edebilecek donanıma sahip olsun."
"Önümüzdeki yüzyılı Türkiye Yüzyılı yapacak icraatı da yapacağımızı taahhüt etmek için buradayız"
Çanakkale’de eğitim ve öğretimle ilgili bilgiler de aktaran Bakan Tekin, “Bu kongrelere gelirken bizim bir de taahhüdümüz olması lazım. Türkiye ile ilgili rakamları verdim size ama Çanakkale ile ilgili de şunu söyleyeyim. 2002 yılında Çanakkale’de yaklaşık 3 bin sınıf var. Şu an yaklaşık 4 bin 500 sınıf var. Yüzde 50 oranında sınıflık sayısını artırmışız. Yaklaşık olarak 3 bin civarında öğretmenimiz varken, şu anda 8 binin üzerinde öğretmenimiz var. Bunlar çok önemli göstergeler, bunları yaptık ama kongremiz adında icraatın ifadesi var, yaptıklarımız var, bir de umudun ve geleceğin adresi olarak AK Parti ve kongreleri gösteriliyor. Bu kongrelere geliş sebebimiz şu, yaptıklarımızı anlatıyoruz ve diyoruz ki size Sayın Cumhurbaşkanımızın çizdiği önümüzdeki yüzyılı Türkiye Yüzyılı yapacak icraatı da yapacağımızı taahhüt etmek için buradayız” diye konuştu.
Bakan Tekin, konuşmasının ardından AK Parti’ye geçen Türkiye’nin en genç belediye başkanlarından biri olan Yenice ilçesine bağlı Kalkım beldesinin bağımsız Belediye Başkanı Zeynep Çelik’e rozetini taktı. Program AK Parti İl Yönetim Kurulu’nun tanıtılması ve hediye takdiminin ardından sona erdi. Kongrenin ardından Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Genel Sekreter Fatih Şahin ve AK Parti Çanakkale Milletvekili Ayhan Gider ile Çanakkale Valisi Ömer Toraman’ı ziyaret etti. Bakan Tekin, Valilik ziyaretçi şeref defterini imzaladı.
Kongreye; AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Genel Sekreter Fatih Şahin, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, AK Parti Çanakkale Milletvekili Ayhan Gider, AK Parti Çanakkale İl Başkanı Ömer Faruk Göktürk, MKYK üyeleri, merkez ilçe, kadın, gençlik kolları yönetimi, partili belediye başkanları ilçe ve belde başkanları, partililer ve çok sayıda vatandaş katıldı.