Mersin ile Adana arasındaki ana konteyner limanı belirsizliği

Mersin ile Adana arasındaki ana konteyner limanı belirsizliği

Mersin ile Adana arasındaki ana konteyner limanı belirsizliği

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Sefa Çakır, "Mersin, Türkiye’yi Akdeniz’de rakipsiz bir lojistik merkez yapacak olan ana konteyner limanının en doğru adresidir" dedi.
Çakır, MTSO Konferans Salonu’nda iş dünyası ve çeşitli STK temsilcilerinin katılımıyla düzenlediği basın toplantısında, devletin yatırım planlarında bulunan, sadece Mersin’in değil, Çukurova başta olmak üzere tüm Doğu Akdeniz ve hinterlandının beklediği bir yatırım olan Mersin Ana Konteyner Limanı konusunda ortaya çıkan ve kamuoyunda kafa karışıklığına neden olan bazı gelişmelerle ilgili bir araya geldiklerini söyledi.
Mersin Ana Konteyner Limanı yatırımının, bir hub limanı, yani ’toplama-aktarma limanı’ olarak Türkiye’nin modern ve etkin lojistik kapasitesinin artması adına 1990’lı yılların başında konuşulmaya başladığını belirten Çakır, 1996 yılında da Mersin’de yapılmasının planlandığını kaydetti.

"Yatırım mantığı anlamında izaha muhtaçtır"
O günden bugüne gelinen süreçleri anlatan Çakır, "28 yıldır kentin gündeminde ve ülkenin ihtiyacı olan bir ana konteyner limanı yatırımdan bahsediyoruz. Geçtiğimiz hafta yapılan resmi açıklamalarda, planlanan Mersin Ana Konteyner Limanı yatırımına çok yakın bir yer olan Adana-Yumurtalık’ta 12 milyon TEU’luk bir konteyner limanı yapılma kararı alındığı açıklandı. Konu, bir kente bir yatırım müjdesi vermenin ötesinde bir durumdur. Durum; teknik anlamda, lojistik ihtiyaçlar ve verimlilik anlamında, yatırım mantığı anlamında izaha muhtaçtır. Yıllardır devletin yaptığı çalışmalara da muhalif ve tezat oluşturan bir açıklamadır. Bu konuyu, sanki iki komşu kentin bir rekabeti ve lobi gücü gibi anlamsız kavgalara çekmenin ise hiçbir anlamı yoktur" diye konuştu.

"Biz bu iki kenti bir kent, bir bölge olarak görüyoruz"
Mersin ve Adana’nın TR 62 Bölgesi’nde ortak iki kent olduğuna işaret eden Çakır, "Çukurova Kalkınma Ajansı çatısı altında Mersin ve Adana olarak, valilerimizle, yerel yönetimlerimizle, odalarımızla birlikte çalışıyoruz. Mersin ve Adana bu anlamda birlikte planlanması gereken iki kenttir. Biz bu iki kenti bir kent, bir bölge olarak görüyoruz. Konu, yatırımların Mersin’e mi yoksa Adana’ya mı yapılması kararı veya itirazı değildir. Esas konu, yatırımların fizibilite raporlarına göre, bölgesel ve küresel ekonomik gerçeklere göre en doğru yere yapılmasını sağlamaktır. Türkiye’nin lojistik başkenti olarak nitelenen, ülkemizin en büyük limanına sahip olan, dünyanın en büyük ilk 100 liman kenti içinde olan ve lojistik firmalarından depoculuk sektörüne, güçlü kara taşıma filosundan demir yoluna, gümrükçülük sektöründen dış ticaret sektörlerine ve tüm yol bağlantılarına kadar lojistiğe yönelik tüm altyapısı hazır bir kent varken, lojistiğin geleceğine yönelik, böylesi liman yatırımlarının tamamlayıcısı olan, ihtisas meslek lisesi, lojistik yüksek okulu ve Türkiye’nin en modern denizcilik fakültesiyle tüm mesleki eğitim zincirine sahip, sektörün kaliteli insan kaynağını yetiştiren uluslararası standartlarda eğitim sistemini kurmuş olan, en az 150 yıldır bir lojistik kenti olarak tasarlanan ve büyüyen Mersin, ana konteyner limanı beklerken bu açıklama kafaları karıştırmıştır" dedi.

"Ana konteyner limanının en doğru adresi Mersin olacaktır"
Mersin’in, Türkiye’yi Akdeniz’de rakipsiz bir lojistik merkez yapacak olan ana konteyner limanının en doğru adresi olduğunu vurgulayan Çakır, şöyle konuştu: "Sonuçta, bu büyülükteki yatırımlar sadece yapıldığı kente hizmet veren yatırımlar değil, aksine bölgeye hizmet veren yatırımlardır, ülkenin yatırımıdır. Kıt kaynaklar israf edilmeden en doğru, en uygulanabilir, katma değeri en çok oluşturacak noktaya yapılmalıdır. Diğer bir husus ise ana konteyner limanları lojistikten altyapısı hazır olan, demir yolundan kara yoluna, otoban çıkışlarına, depolarından gümrük firmalarına, kara taşıma filolarından dış ticaret firmalarına, hatta sosyal yaşam anlamında bu kadar büyük bir çalışan nüfusa kaliteli yaşam sağlayacak bir kentin parçası olarak kurulur. Bugün ana konteyner limanı yapmak için lojistiği hazır bir Mersin gerekir ve böyle bir kenti baştan kurmanın maliyeti en az 100 milyar dolardır. Yaşadığımız ekonomik sorunlar arasında bu kadar tasarruf tedbirleri alınırken, vergi paketleri açıklanırken, küresel sorunlar arasında ülkemiz milli bir ekonomik mücadele verirken, bu büyüklükte yatırımlar kent lobilerine ve kısır siyasi bakışlara, basit siyasi kazanım çabalarına kurban edilemez."

"Dünyanın hiçbir yerinde yan yana bu büyüklükte iki hub liman olmaz"
Adana-Yumurtalık’ta düşünülen yatırımın o bölgenin ekonomik desenine uygun bir ihtisas liman ise buna ilk destek olacak kentin Mersin olacağına dikkat çeken Çakır, "Liman başka bir şey, hub özellikli ana konteyner limanı başka bir şeydir. Dünyanın hiçbir yerinde yan yana bu büyüklükte iki hub liman olmaz. Türkiye’nin tamamının toplam konteyner elleçlemesinin 12 milyon TEU’yu zor yakaladığı düşünüldüğünde, iki tane yan yana 12 milyon TEU’luk liman yatırımı inandırıcı olmaz. O halde bu yatırımların adı doğru konmalıdır. Kafa karışıklığı oluşturulmamalıdır. Çünkü bu haberleri uluslararası lojistik dünyası da izlemekte ve ona göre pozisyon almaktadır. Anlayamadığımız diğer bir husus ise Adana-Yumurtalık için yapılan ÇED çalışması raporunda bile Mersin’in avantajlarının daha çok olduğu vurgulanmıştır" diye konuştu.

"Devletimizin yatırımlarda doğru kararlar alacağına eminiz"
Yumurtalık için hazırlanan rapordan bazı bölümler okuyan Çakır, raporda ana konteyner limanı yatırımına Mersin’in ne kadar uygun ve doğru olduğunun anlatıldığını kaydetti. Aktardığı bilgilerin, Mersin Konteyner Liman Projesi ÇED dosyası Şubat 2009 Mersin-Karataş karşılaştırmalı SWOT analizinden alındığına işaret eden Çakır, şöyle devam etti: "O tarihte daha Yumurtalık söz konusu bile değil, Karataş gündemdeydi. Ve tüm bilimsel raporlar açık ara yatırım yerini Mersin olarak gösteriyordu. Peki, bu çalışmalar bu duruma nasıl geldi? Burada söz konusu olan sadece kentlerin değil, ülkenin geleceğidir. Devletimizin yatırımlarda doğru kararlar alacağına eminiz. Biz burada bir açıklama eksikliği olduğuna inanıyor ve bu açıklamaların daha teknik bilgilerle net olarak ortaya konulmasını bekliyoruz."

"Mersin 28 yıllık yatırımına kavuşacaktır"
İlgili bakanların, yatırımın Mersin’de olacağını birçok kez söylediğini hatırlatan Çakır, devletin verdiği sözden dönmeyeceğini belirterek, "Mersin 28 yıllık yatırımına kavuşacaktır. Bunun sebebi de ne lobidir, ne siyasettir, ne de başka bir şeydir. Bunun tek sebebi, bu ana konteyner limanı yatırımının bilimsel, jeopolitik ve ekonomik anlamda yapılması gereken en doğru yerin Mersin olmasıdır. Mersin, ülkeye yararı olmayacak, sırf Mersin’de olsun diye yapılacak bir yatırımının peşinde değildir. Doğru ve net bir açıklama ile bu karmaşa giderilmelidir. Sadece Mersin’e değil, Çukurova’ya, Doğu Akdeniz’e ve tüm hinterlanda büyük katkı sağlayacak olan Mersin Ana Konteyner Limanı yatırımı bir an önce başlamalıdır. Bu, sadece ülkesinin zenginliğine daha çok katkı sunmak isteyen Mersin’in talebi değil; aklın, bilimin, dünya lojistiğinin ve verilen sözler noktasında devlete olan güvenin gereğidir."
Basın toplantısına katılımlarıyla destek olan tüm kurum ve kuruluşlara teşekkür eden Çakır, Mersin iş dünyası ve ekonomi odaklı STK’larla başlayan beraberliğin, kentin farklı kurum ve kuruluşlarıyla daha kapsamlı ve geniş katılımla süreceğine inandığını kaydetti.