Küçükçekmece’de Bâb-ı Âli’nin asırlık hafızası sergiyle gün yüzüne çıktı

Küçükçekmece’de Bâb-ı Âli’nin asırlık hafızası sergiyle gün yüzüne çıktı

Küçükçekmece’de Bâb-ı Âli’nin asırlık hafızası sergiyle gün yüzüne çıktı

Küçükçekmece Belediyesi, Bâb-ı Âli’nin 100 yılı aşan basın ve yayıncılık mirasını, Emin Nedret İşli ve Alper Çeker koleksiyonundan derlenen nadir belgelerle Galeri Cennet’te sergiye açtı.
Küçükçekmece Belediyesi, Türkiye basın ve yayın tarihinin kalbi olarak kabul edilen Bâb-ı Âli’nin asırlık hafızasını gün yüzüne çıkaran özel bir sergiyi Galeri Cennet’te ziyarete açtı. "Bâb-ı Âli: Matbuatın Kalbi - Emin Nedret İşli ve Alper Çeker Koleksiyonu" adıyla düzenlenen sergide, basın tarihinin 100 yılı aşan yolculuğuna tanıklık eden nadir belgeler, fotoğraflar, gazeteler, afişler, kataloglar ve arşiv materyalleri yer aldı.
Sergide, Milliyet, Cumhuriyet, Son Posta ve Yarın gibi dönemin etkili gazetelerinin örnekleri ile İnkılâp, Remzi, Cihan, Tefeyyüz ve Arakel Kaspar Efendi gibi köklü yayınevlerinin antetli evrakları, zarfları, katalogları ve ticari belgeleri de yer aldı. Serginin giriş bölümünde, gazeteci ve araştırmacı Orhan Koloğlu tarafından hazırlanan Bâb-ı Âli Haritası’nın büyütülmüş ve güncellenmiş bir versiyonu ziyaretçilerin ilgisine sunuldu. Bâb-ı Âli’de faaliyet göstermiş basın kuruluşları ve yayınevlerinin yer aldığı bu harita, dönemin matbuat dünyasına ışık tutan önemli bir referans niteliği taşıyor. Sergide, Ebu Ziya Tevfik Bey ailesi, Şevket Rado ve Ece Ajandaları gibi kültür hayatında iz bırakmış isim ve kurumlara ait materyaller de ziyaretçilere sunuldu. Küçükçekmece Belediyesi, sergiyle birlikte hazırlanan kapsamlı kataloğu da araştırmacıların, öğrencilerin ve meraklılarının kullanımına sunarak Bâb-ı Âli’nin zengin hafızasını kalıcı bir kaynak hâline getirdi. Serginin 21 Aralık tarihine kadar ücretsiz olarak ziyaret edilebileceği bildirildi.
Koleksiyon sahibi Emin Nedret İşli, "İstanbul’da yaklaşık 45 yıldır sahaflık yapan bir esnaf grubunu temsil ediyorum. Kıymetli ve kadim dostum Alper Çeker yaklaşık birkaç ay önce benim ofise gelerek bendeki yıllardır sahaflıktan dolayı toparlamış olduğum Bâb-ı Âli, yazarlar, gazeteler, afişler, mühürler, kıymetli kağıtlar, kataloglar, zarflar ve gazete kupürleri, gazetelerle ilgili, Bâb-ı Âli’yle ilgili malzemeyi Küçükçekmece Belediyesi tarafından Galeri Cennet isimli sergi salonunda sergilemek ve onun kataloğunu çıkarmak, yayınlamak istediklerini söylediler ve hem Alper Çeker’in koleksiyonundan hem benim yıllardır biriktirdiğim bu orijinal malzemelerden oluşan bir seçme nadir ve gün ışığı görmemiş, gün yüzüne çıkmamış bir takım fotoğrafların, belgelerin, kitapların, malzemelerin bir sergisini oluşturduk. Serginin ilk başında kıymetli ağabeyimiz gazeteci ve aynı zamanda devlet görevlerinde de bulunmuş olan Orhan Koloğlu Bey’in Bâb-ı Âli’yle ilgili yapmış olduğu bir haritayı da sergimize dahil ettik. Onu genişlettik, büyüttük ve çeşitli firmaları Bâb-ı Âli’deki eklemeler olarak onları da ilave ettik ve daha sonra gazeteler, Milliyet, Cumhuriyet, Yarın, Sonposta gibi birçok gazeteyi, daha sonra Bâb-ı Âli’de yayınlar yapmış, kitap katalogları çıkartmış pek çok insanı, İnkılap Kitabevi’ni, Remzi Kitabevi’ni, Cihan Kitabevi’ni, Tefeyyüz Kitabevi’ni, Arakel, Kaspar Efendi Kitabevi’ni ve buna benzer daha başka kurumları, katalogları, zarfları, antetli kağıtları, faturalarıyla gösterdik. Bazı ünlü aileleri, Ebu Ziya Tevfik Bey ailesini, Şevket Radoyu ve Ece Ajandaları ailesini ayrı ayrı yayınları ve kitaplarıyla, takvimleriyle anlatmaya çalıştık" dedi.
"Türkiye’de basın geleneğinin, yayıncılığın ve kültürel üretimin 100 yılı aşan serüveni burada şekillenmiş, kuşaktan kuşağa burada aktarılmıştır"
Küçükçekmece Belediye Başkanı Kemal Çebi, "Tarihimizin en özel hafıza mekanlarından birinin, hislerini yeniden görülür kılmak için bir araya geldik. Bâb-ı Âli, adını taşıyan bu sergi sadece geçmişe dair bir hatırlatma değil, aynı zamanda Türkiye’de düşüncenin, sözün ve kamusal hayatın nasıl şekillendiğini anlatan canlı bir yolculuktur. Türkiye’de basın geleneğinin, yayıncılığın ve kültürel üretimin 100 yılı aşan serüveni burada şekillenmiş, kuşaktan kuşağa burada aktarılmıştır. Değerli katılımcılar, sizlere sunduğumuz bu çalışmada Bâb-ı Âli’nin derin hafızasına, Cağaloğlu’nun ruhuna ve İstanbul’un benzersiz kültürel dokusuna bir saygı duyuşu niteliğindedir. Bu sergideki sararmış bir gazete safhasında, bir dönemin gündemine, bir Antetli zarfta, bir yayın evinin vizyonuna, bir dizgi masasının fotoğrafında ise, emeğin alın terinin hikayesine tanıklık edeceğiz. Bu sebeple, kentimizin kültürel mirasını korumak sorumluluğuyla, yürüttüğümüz her çalışma gibi bu projede geçmişle, geleceği buluşturma ve kent belleğine saygı duymak vizyonumuzun önemli bir adımıdır. Projeyi yalnızca bir sergi olarak bırakmadık. Bâb-ı Âli’nin zengin hafızasını daha kalıcı kılmak amacıyla kapsamlı bir katalog da hazırladık. Bu kataloğu da araştırmacılara, öğrencilere ve meraklılarına uzun yıllar boyunca rehberlik edebilecek bir kaynak olarak sizlerle buluşturuyoruz. Bu çerçevede bu zengin mirası var eden tüm yazarları, gazetecileri, matbaa işçilerini ve yayıncıları saygıyla selamlıyorum" şeklinde konuştu.