Komşularının şikayeti su tankı fabrikası açtırdı

Komşularının şikayeti su tankı fabrikası açtırdı

Komşularının şikayeti su tankı fabrikası açtırdı

Burdur’un Bucak ilçesinde yaşayan tek çocuk annesi Fadime Çelik 20 yıl önce çevresindekilerin tepkilerine rağmen sanayide eşinin yanında başladığı polyester yedek parça üretimini büyüterek önce bu sektörde patent aldı daha sonra iş kolu değiştirerek su tankı fabrikası açtı.

Günümüzde KOSGEB tarafından verilen destek sayesinde bir çok kadın kendi iş yerini açarak hem ailesine destek oldu hem de kendi işini patronu oldu. Burdur’un Bucak ilçesinde yaşayan Fadime Çelik (54)’ zorluklarla başladığı işini büyüterek kendi fabrikasını açtı. 2004 yılında sanayide polyester işi ile uğraşan eşinden öğrendiği bu işe evinin üst katında yaptığı yedek parça üretimi ile başlayan Fadime Çelik, komşularının şikayeti üzerine buradaki çalışmalarına son vermek zorunda kaldı. Daha sonra eşinin yanında çalışmak için sanayiye gitmeye karar veren Çelik ilk başlarda kabul etmeyen eşini azmi ile ikna ederek sanayi sitesinde açtıkları küçük bir iş yerinde üretime başladı. Burada yaptığı çalışmalarıyla işini büyüten Çelik polyesterden ürettiği kamyon tamponu yedek parçası ürünlerinde patent aldı. O zamanlar sanayide bir kadının çalışmasından rahatsız olan diğer esnaflara kulak asmayarak başarısıyla hem kadınlara örnek olan hem de gösterilen tepkilere en güzel cevabı veren Çelik aldığı destek ile plastik su tankı işine geçerek Burdur-Antalya karayolu üzerine kendi fabrikasını kurdu. Yaptığı bu işle hem çocuğunu okutan hem de ailesine büyük destek olan Fadime Çelik’in şimdi ki hedefi ise burada ki işlerini büyütüp organize sanayi bölgesinde faaliyet göstermek.
20 yıllık başarı öyküsüyle kadınlara büyük bir örnek olan, Fadime Çelik gittiği her yerde de kendi ayaklarının üzerinde durmaları gerektiğini söyleyerek teşvikte bulunuyor.

Sanayi hayatına başlarken yaşadığı zorlukları anlatan Fadime Çelik; “Ben sanayiye ilk olarak polyester işi ile başladım. Bu mesleği eşimden öğrendim, usta çırak ilişkisi ile. Sanayiye akşamları gittim, hafta sonları gittim çünkü o zamanlar bizim Bucak’ta kadının sanayide çalışması abes karşılanırdı. Böylelikle öğrendim mesleği. Ondan sonra evimizin üstünde yapmaya başladım. Ben imalatını yaptım eşim de montajını yaptı. Yani benim 20 yıllık geçmişim var bu işte. Daha sonra komşularım beni şikayet ettiler evin üzerinde çalışıyorum diye. Böylelikle ben sanayiye gitmek zorunda kaldım. Tabi ilk başlarda eşim ve oğlum karşı çıktı buna ama ben yine de direndim ve sanayi hayatım başlamış oldu. Sanayide ilk olarak beni sekizinci bloğa götürdüler çünkü orası en son blok olduğu için fazla kalabalık değildi. Ben orada hiç yılmadan çalışarak işi büyütüp aynı caddede bulunan diğer dükkanları da satın aldım ve işimizi bölümlere ayırdık. Mesela birinde imalat yaptık, birinde montaj yaptık. Daha sonra plastik bölümüne yöneldik. Şimdi ise burada Antalya Burdur karayolu üzerine taşındık ve plastik işimizi büyütmeye odaklandık. İlerleyen zamanlarda düzenimizi kurunca bir yandan da polyester işimizi sürdürmeye devam edeceğiz” dedi.

Bütün engellemelere rağmen yılmadım ve başardım
Yaptıkları bu işte kadın işçi aradığını ama bu meslekte işçi bulmanın zor olduğunu söyleyen Fadime Çelik; “ Kadınlar genellikle sanayiden kaçıyorlar ama yanlış yapıyorlar. Ben bunun bir örneği olduğumu söyleyebilirim. Hatta ben bu işte bir 10 yıl geride olduğumu düşünüyorum. Neden derseniz beni çok engellemeye çalıştılar. Ben daha iyi yerlerde olabilirdim. KOSGEB‘ten hibeler aldım ama üç yıl beni mülakatta elediler. “Senin eşin sanayicisi, sen bu desteği ona alacaksın” diye direk yüzüme söylediler. Ama ben yılmadım, yine de o mülakata katıldım ve hibeyi kazandım. Hala da almaya devam ediyorum. Yani ne olursa eğitimlerim olsun, hibelerim olsun bütün her şeyi takip ediyorum. Şimdi üç tane işçim var burada ve işte mücadeleye hala devam ediyorum, üretmeye devam ediyorum. Kadınların kesinlikle hiçbir konuda yılmamasını istiyorum.” ifadelerini kullandı.

Ben üretiyorum ve böyle vatandaşlara hizmet ediyorum
Engellemelere rağmen yılmadan mesleğinin peşinden gittiğini ve şimdi yurt içi ve yurt dışına dahi açıldığını belirten Çelik; “Ben mesleğimi çok seviyorum. Çok güzel bir şey çünkü. Bir şey üretiyorum ve bunu satıyorum. Tamam para kazanıyorum ama üreterek vatandaşa hizmet ediyorum. Sevkiyatlarımızı dahi kendimiz yapıyoruz. Hatta yurtdışından bile müşterilerim var.” dedi.

Hem ev işlerimi yaptım hem sanayide çalıştım
Bu işe başladığında liseye giden oğlu olduğunu, bir yandan ev işlerini yaparken bir yanda da sanayide çalışarak onu yetiştirdiğini ifade eden Fadime Çelik; “Bir tane çocuğum var onunla beraber çalıştık biz devamlı olarak, ailecek çalıştık. O liseye daha yeni başlamıştı o zamanlar. Biz devamlı olarak onunla beraber çalıştık, orada da beraberdik. Eşim dışarıya montajlara giderdi. Ev işlerini de, sanayiyi de hep kendim yaptım hala da kendim yapmaktayım. Eve gittiğimde ev işi, buraya geldiğimde bu işi yapıyorum. Hiç de zorlanmıyorum. Sadece burada işçilerim var o kadar.” sözlerini söyledi.

"Polyester tampon üretiminde patentim var"
Daha önce yaptığı polyester işinde kamyonlara polyesterden tampon ve yedek parça üreten bu bu alanda Türkiye’de ilk ve tek olarak patenti olduğunu söyleyen Fadime Çelik; “Benim polyester sektöründe patentlerim var. Türkiye’de ilk ve tek olarak tampon üzerine yedek parça üreten bizdik. Tabi bu plastik işini de geliştirmek istiyoruz. Şimdi TSE belgesine başvurduk, ondan sonra İSO 9001 belgesine başvurduk. Kendimi geliştiriyorum yani. Ne öncelik varsa onu yapmaya çalışıyorum.” ifadesinde bulundu.

"Tepkilere kulak asmadım, gereken cevabı başarımla verdim"
Bir kadın olarak sanayide çalışmasına çok fazla tepki olduğunu ancak bunlara kulak asmayarak başarısıyla onlara gereken cevabı verdiğini söyleyen Çelik; “ Bana sanayide çalıştığım için çok fazla tepki gösteren oldu. Ben bu tepkileri bazen duydum bazen de duymazdan geldim. Çünkü üretmeyi, çalışmayı çok seviyordum. Yani bir kadının hangi meslek olursa olsun ayaklarının üstünde durabileceğini biliyordum. Hiç yılmadım, sanayide çok zorluklar yaşadım. Mesela akşam olduğunda saat 8’den sonra kendi başıma evime gidemedim, bir çok komşumuzla anlaşmazlıklarımız oldu. Sanayide çalışan bir kadın olarak hiç kimse saygı göstermedi bana. Hani mesela burada ablam, teyzem, yengem var bak bu kadın da aynı bizler gibi ekmeğinin peşinde demediler. Devamlı olarak ayağımızı çelmekle uğraştılar. Ama ben hiçbirinden yılmadım. Tabi zoruma gitmedi mi tabii çok gitti. Bazen inanır mısınız tamam artık bıktım bırakıyorum noktasına geldim ama baktım ki ben bırakırsam onların ekmeğine yağ süreceğim, niye bırakayım işimi, gücümü, mesleğimi deyip devam ettim. Ben onlara en güzel cevabı başarımla verdim, hala da vermeye devam ediyorum ve ilerde de vermeye devam edeceğim. Allah’ıma şükürler olsun bize bir yol gösterdi, yardım etti. Sanayiden çıkıp buraya geldik inşallah buradan da bir organize sanayiye gitmek isterim. Büyümeyi hedeflemeyi bırakmış değilim.” dedi

"Kadınların kendi ayakları üzerinde durmasını isterim"
Gittiği eğitimlerde dahi kendisini örnek göstererek bütün kadınlara kendi ayakları üzerinde durmaları gerektiğini söyleyen Çelik; “Kadınlarımızın her şeyden önce istemesi lazım. Ben bunu Burdur’a eğitime gittiğimde hep söyledim. Dedim ki neden sadece evde ekmek pişireceğim bir ekmek pişireceğim diye düşünüyorsunuz. Fırında erkekler çalışıyor mesela neden siz bir fırın açmıyorsunuz ve ekmek üretmiyorsunuz? Neden devamlı sadece evde yemek yapıyorsunuz veya sanayiye atılmıyorsunuz? Şimdi büyük şehirlere baktığımızda hani benim meleğim gibi ağır işler yok ama hiç olmazsa kadın çaycısı var aşçısı, sekreteri var, bunları görüyoruz. Ben bizim kendi memleketimizin kadınlarının da kendi iş yerlerini açmasını isterim. Çünkü kendin açmadıktan sonra gerisi hikaye. Kimse senin ilerlemeni istemez. Meslek ayırmadan bütün kadınların kendi ayaklarının üstünde durmasını isterim. Çünkü kendi paranı harcamak, benim bir işim ve işçim var, ürettiğim bir mal var demek çok büyük bir mutluluk.” diyerek kadınları üretime teşvik etti.