KLİMİK Derneği Başkanı Prof. Dr. Aygün’den ‘kene’ açıklaması: "Başvuruların büyük bir kısmı temel noktalardaki bilgisizlikten kaynaklanıyor"

KLİMİK Derneği Başkanı Prof. Dr. Aygün’den ‘kene’ açıklaması:

KLİMİK Derneği Başkanı Prof. Dr. Aygün’den ‘kene’ açıklaması: "Başvuruların büyük bir kısmı temel noktalardaki bilgisizlikten kaynaklanıyor"

Son dönemde endişeye neden olan keneye yönelik konuşan Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları (KLİMİK) Derneği Başkanı Prof. Dr. Gökhan Aygün, "Artış trendi dünyada da bahsedilen bir trend. Başvuruların büyük bir kısmı da temel noktalardaki bilgisizlik veya temel sorunlardan kaynaklanıyor, neler yapacağımızı iyi bilmeli, uygulamalıyız. Kene olduğunda onu çıplak elle çıkarmaya çalışmak veya keneyi strese sokmak, sigarayla dokunmak gibi şeyler büyük bir risk. Sivas, Erzurum, Çorum o bölgelerde kırım kongo olguları belirgin bir şekilde var. İstanbul’da kırım kongodan değil ama kene tutmasıyla ilgili başvurularda bir artış gözlemliyoruz. Şu an İstanbul’da kırım kongoya ait kaygı duyulacak bir durum hiçbir şekilde söz konusu değil ama uzun vadede dikkatli olmamız gerekiyor" dedi.
Genellikle ilkbahar ve yaz aylarında park, bahçe, mesire alanı gibi yeşil alanlarda bulunabilen keneler insanlara temas ettiklerinde ciltlerine veya giysilerine tutunup kan emerek çeşitli hastalıklara neden olabiliyor. Son zamanlarda kırım kongo kanamalı ateşi hastalığına neden olarak ölümlerle gündeme gelen kenelere karşı uzmanlar da uyarıyor. Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları (KLİMİK) Derneği Başkanı, İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa-Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalından Prof. Dr. Gökhan Aygün, vatandaşların kene tutunmasına karşı alabileceği önemleri aktararak önemli uyarılarda bulundu.

"Daha çok başvurulduğunu görüyoruz, bir artış trendi gözleniyor"
Sürece ilişkin konuşan Prof. Dr. Gökhan Aygün, "Keneyle ilgili hareketliliğin artışı genel olarak gözlediğimiz bir şey. Daha çok başvurulduğunu görüyoruz, bir artış trendi dünyada da bahsedilen bir trend. Anadolu’da zaten tüm bahardan başlayarak artan ve endemik olduğu bölgelerde Sivas, Erzurum, Çorum o bölgelerde kırım kongo olguları belirgin bir şekilde var. İstanbul’da kırım kongodan değil ama kene tutmasıyla ilgili başvurularda bir artış gözlemliyoruz, sayısal olarak şu an ortaya koymuş değiliz. Bu mevsimlerde özellikle hem kene hareketliliği artıyor hem insanların kenelerle temas edebileceği, piknik, doğa gezileri gibi uygulamalar daha çok artıyor. Açık renk, uzun kollu giyinmek, pantolonu çorapların içine sokmak gibi belki en önemlilerinden bir tanesi de gezi sonrası kene yönünden kendimizi bir araştırmak gibi yaklaşımları geliştirmek lazım. İlaçlamalar ya da diğer uygulamalarla keneyi tamamen ortadan kaldırmak veya ondan korunabilmek pek mümkün değil. Kene birçok hastalığı bulaştırabilir ama her kene bir hastalık bulaştırıyor diye bir şey söz konusu değil mesela İstanbul’da kene ısırığı sonrasında kırım kongo çok seyrek durumlar dışında beklenen bir şey değil. Endemik bölgede çok daha belirgin bir kırım kongo riski var, riketsiya, lyme hastalığı gibi ihtimaller söz konusu olabilir. Kenenin kaldığı süre, herhangi bir mikrop taşıyorsa bulaştırma riskini artıracak o yüzden mümkün olan en kısa zamanda keneyi parçalamadan, çıplak elle değmeden çıkartmak lazım. Kene ısırma hikayesi veya şüphesi olduğunda, herhangi bir klinik tablo geliştiğinde bu bilgiyle beraber en kısa zamanda sağlık kuruluşuna başvurmak lazım. Evcil hayvanı olanlarda evcil hayvanda kene bulduklarında aynı insandaki gibi davranmak veya bir veteriner hekime ulaşmak asla o kenelere çıplak elle dokunmamak gerekiyor" dedi.

"Daha önce olmayan şehirlerden tespitler, tek tük olgular şeklinde var"
Son dönemdeki kene hareketliliğinin sebeplerine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Prof. Dr. Aygün, "Küresel ısınma, iklim değişiklikleri gibi durumların katkısı olabileceği düşünülüyor çünkü bilgiler global bir sorundan bahsediyor. Daha önce kırım kongonun bulunmadığı coğrafyalarda, bazı Avrupa ülkelerinde de kene ve ona bağlı olgular bildirilmeye başlandı. ABD’de lyme hastalığına ait artışlardan bahsediliyor. Bunların hepsi kene aktivitesinin de artışta olduğunu düşündürüyor. Şu an hiç görmediğimiz şehirlerde de kırım kongo olguları görülebilir mi, mümkün. Daha önce olmayan şehirlerden tespitler Ege Bölgesi’nden vs. küçük küçük tek tük olgular şeklinde var. Daha önceden de İstanbul’da tanı konulan olgular olmuştu, İstanbul’a çok gelen oluyor, gelen sadece insanlar değil çeşitli malzemeler, mallar, bir sürü şey, onlar da kene taşıyıcısı olabiliyor. Şimdiye kadar İstanbul’da olgular gördük, İstanbul’da tanı koyduk ama hiçbiri; birkaç nadir olgu dışında İstanbul’da kaynaklanan olgular değildi. Hangi hastalarda çok daha ağır seyrediyor derseniz; gebelerde, immün sistemi bozuk olanlarda daha ağır seyrediyor. Bu sene ki durumu ben de çok merak ediyorum, nasıl bir süreç yaşayacağız hem sayısal hem ölüm oranları konusunda. Şu an bir şey söylemek zor ama şu anki duruma göre eldeki, bilebildiğimiz sayılara göre bir artış trendi ve ona bağlı olarak bir ölüm trendi artıyor olabilir. Şu an için etkili bir aşısı yok, çok net birebir etkili tedavisi yok" diye konuştu.

"İstanbul’da kaygı duyulacak bir durum söz konusu değil ama uzun vadede dikkatli olmamız gerekiyor"
Kene tutunması durumunda nasıl hareket edileceğinin bilinmesinin çok önemli olduğunu söyleyen Prof. Dr. Aygün, sözlerine şöyle devam etti: "Gelen başvuruların büyük bir kısmı da temel noktalardaki bilgisizlik veya temel sorunlardan kaynaklanıyor, bilgi sahibi olmalıyız, neler yapacağımızı iyi bilmeli, uygulamalıyız. Şu an İstanbul’da kırım kongoya ait kaygı duyulacak bir durum hiçbir şekilde söz konusu değil ama uzun vadede hem odaklar oluşması hem bu türlerin adaptasyonu konusunda çok duyarlı, dikkatli olmamız gerekiyor. Kırım kongo kanamalı ateşinden vefat sonrası cenaze hazırlanması aşamasındaki kişilerin çok dikkatli olması lazım, onunla ilgili neler yapılacağı belirleniyor. Yok efendim kireçle, tabutla gömme gibi şeyler hiçbir şekilde anlamlı veya önerilen şeyler değiller. Kene olduğunda onu çıplak elle çıkarmaya çalışmak veya keneyi strese sokmak, sigarayla dokunmak gibi şeyler büyük bir risk. Bir an önce çıkartmalıyız ama çıplak elle dokunursak hele hele patlatırsak, strese sokarsak bir mikrop bulaşmadı ise bulaşmasını artırabiliriz. Kene tutulmasını kendileri çıkaran çiftçilerde daha çok kırım kongo bulaşı gözlemlemiştik bunun önemli bir risk olduğunu biliyoruz"