İzmir Bornova’da vatandaş aylardır içme suyuna hasret

İzmir Bornova’da vatandaş aylardır içme suyuna hasret

İzmir Bornova’da vatandaş aylardır içme suyuna hasret

İzmir’in Bornova ilçesine bağlı Yakaköy Mahallesi’nde vatandaşlar aylardır içme suyu sıkıntısı yaşıyor. Kavurucu yaz sıcaklarında günlerini susuz geçiren vatandaşlar, taşıma suyla çözüm sunan belediyelere tepki gösterip, kalıcı bir çözüm bulunmasını istedi.
İzmir’in Bornova ilçesi Yakaköy Mahallesi’nde uzun süredir devam eden su sorunu, artan nüfus ve yapılaşmayla birlikte daha da derinleşti. Yaklaşık 4 bin nüfuslu ve bin 500 haneli mahallede vatandaşlar, içme ve kullanma suyuna erişimde büyük sıkıntılar yaşıyor. Daha çok tarım ve hayvancılıkla geçimini sağlayan mahalle sakinleri, yıllardır kendi imkanlarıyla kurdukları 150’şer tonluk iki su deposuyla ihtiyaçlarını karşılamaya çalıştı. Ancak doğal güzelliği ve şehir merkezine yakınlığı nedeniyle son yıllarda göç almaya başlayan mahallede villa tipi ve havuzlu konutların artması su tüketimini ciddi oranda artırdı. İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Bornova Belediyesi’nce mahalleye taşıma su yöntemiyle su veriliyor fakat yüksek rakıma kurulu su depolarından gelen su, eğimli yapısı nedeniyle yalnızca mahalledeki düz zeminli bölgelere ulaşıyor. Bu nedenle birçok hane, su verilmesine rağmen musluklarından su akmadığını ifade ediyor. Mahalle sakinleri, suya erişebilmek için kendi imkanlarıyla evlerine küçük su depoları kurdu. Ancak bu da yeterli olmayınca çözüm olarak tankerle su satın almaya yöneldiler. Bir su tankeri ise yaklaşık bin TL’ye mal oluyor. Yakaköy Mahallesi sakinleri, yıllardır devam eden su sorununun kalıcı şekilde çözülmesini talep ediyor.

"Afrika köyleri gibi olduk"
Doğma büyüme Yakaköy Mahallesi sakini olduğunu belirten Mehmet Şeref, "Yıllardır köyümüzde ufak tefek su sorunları oldu ama bu sene su sorunu konusunda zirveye ulaştık. Su gerçekten çok yetersiz. Emin olun Kurban Bayramı’ndan bu yana çeşmelerimizden hiç su akmadı. Millet genelde bireysel çözümler arıyor. Depoyla, taşıma suyla, arabayla, atla, eşekle su taşımaya çalışıyor. Adeta Afrika köyleri gibi olduk. Sorunlarımızı defalarca yetkili kurumlara, belediyeye, su idaresine iletmemize rağmen bize sadece üç beş tanker su gönderip depoya döktüler. Bu çözüm değil. Zaten bölge olarak eğimli bir arazideyiz. Yukarıdan dökülen su aşağıya akıyor, yukarıda kalanlar ise sadece bakıyor. Eskilerin bir sözü vardır, ‘Su akar, Türk bakar.’ Biz şu anda bu deyimi yaşıyoruz. İnsan için gerekli olan üç şey vardır: Ekmek, su ve hava. Bunlar olmadan yaşamak mümkün değil. Köyümüzde salgın hastalıkların baş göstermesinden korkuyorum. İnsan duş almak, çamaşırını yıkamak, bulaşığını yıkamak gibi temel ihtiyaçlarını karşılayamıyorsa ortada yanlış giden bir şeyler var demektir. Yetkililerden bu sorunumuzun ivedi bir şekilde çözülmesini talep ediyoruz" dedi.

"Suyun akmadığı tek köy"
Ülke genelinde bu yıl yağışların az olduğunu ve İzmir’deki barajlarda su seviyesinin düşük olduğunu ifade eden Şeref, sözlerini şu şekilde sürdürdü:
"Biraz yağışsız bir dönemden geçiyoruz. İzmir genelinde zaten yağışlar azaldı. Her yerde su sorunu var. Bornova’nın 11 köyü var. En büyük köy Kavaklıdere, ikincisi biziz. Coğrafi yapısı, insanları ve gelip giden misafirleri açısından en güzel doğaya sahip yerlerden biriyiz. Ancak maalesef bu su sorunu çok büyük bir problem. Bornova’nın merkezine 13 km, İzmir’e ise 24 km mesafedeyiz. Bu kadar yakın bir yerde, bu kadar sorumsuzluk, bu kadar çözümsüzlük kabul edilemez. İşim gereği Bornova’nın bütün köylerini dolaştım. Her köyde çeşmeler akıyor, ama Yakaköy’de akmıyor. Kullanma suyunu bir şekilde temin ettik ama içme ve yemeklerde kullanılacak suyu bulmak gerçekten zor. Şu anda bulunduğumuz köyden 4 km yukarıda, az da olsa akan bir çeşme var. Köyün yüzde 75-80’i içme ve yemek suyunu buradan karşılıyor. Geriye kalan, yani oraya gidemeyenler ise suyu marketlerden almak zorunda kalıyor."

Evine tankerle su taşıyor
Evinde su kalmadığı için köye 4 kilometre uzaklıktaki tarihi Çatal Çeşmesi’ne gelen Deniz Uyar ise, "Bu yüzyılda İzmir gibi güzel bir yerde susuz kalmak gerçekten çok kötü bir şey. Hele ki Yakaköy gibi su cenneti sayılan, yayla havası olan bir yerde yaşıyoruz ama susuz kalıyoruz. Bunun yerel yönetimlerden mi, bilgisiz yönetimden mi kaynaklandığını bilemiyoruz. Ancak sebebi ne olursa olsun bu insanlara yapılan bir eziyettir. Arabamızın arkasında iki tonluk tank var, onunla su taşıyoruz ve evi o şekilde idare ediyoruz. Çevrede daha küçük yerleşim yerleri var; örneğin Çiçekli ve diğer bölgeler, oralara belediye tarafından su veriliyor ama bizim bulunduğumuz yere tankerle su getiriliyor. Aslında buraya doğrudan su verilse ve o küçük yerleşim yerlerine tankerle su gönderilse daha mantıklı olur. Ama işte sesimizi duyuramıyoruz. Allah sonumuzu hayır etsin" ifadelerini kullandı.

"Lavaboda kullanacak su bulamıyoruz"
Mart ayından bu yana sularının yok denecek kadar az olduğunu söyleyen Halil Hayran, "Özellikle Kurban Bayramı’ndan bu yana yaklaşık iki aydır hiç suyumuz gelmiyor. Gelse bile çok az geliyor. Köyün özellikle merkez kısımlarına su hiç ulaşmıyor. Biz de bu durumda susuz kalıyoruz. Önceki gün bu konuyla ilgili bir eylem yapıldı. Herhalde bir şeyler oldu ama tam olarak ne olduğunu bilmiyorum. Ben su ihtiyacımı tarihi Çatal Çeşmesi’nden karşılıyorum. Aşağı yukarı 15-20 damacana ya da 5 litrelik bidonlarla su dolduruyorum. Bu suyu içmek ve yemek yapma için kullanıyorum. Çünkü diğer gelen sular içmeye uygun değil. İçemiyoruz, sadece lavaboda kullanıyoruz. Ancak o da artık yok. Lavaboda bile kullanacak su bulamıyoruz. Genellikle sağdan soldan, derelerden tankerle su bulabilirsek, bir depo alıp o depoya dolduruyoruz. Artezyen kuyu açılmadığı sürece bu sıkıntı çözülmez. Köy çok geniş olduğu için taşıma su yetersiz kalıyor. Bu nedenle en büyük sıkıntıyı bizim köy yaşıyor. Eğimden dolayı bütün su aşağıya gidiyor, bu yüzden köyün merkezi susuz kalıyor" dedi.