İyi bakterilerle daha sağlıklı bir yaşam

4.03.2025 12:41:26

İyi bakterilerle daha sağlıklı bir yaşam

Prof. Dr. Hakan Yüceyar, sindirim sisteminde yaşayan bakteri topluluğunu ifade eden "mikrobiyota" kavramı hakkında bilgiler verdi. Mikrobiyotanın, sindirim sistemi ile ilgili hastalıkların dışında, şeker hastalığı, demans, alzheimer, depresyon, otoimmun hastalıklar, damar sertliği, uyku problemleri gibi sorunlarla ilişkilendirildiğini ifade eden Yüceyar, "Mikrobiyota testinden elde edilecek verilerle düzenlenecek diyet önlemleri ve kullanılacak uygun probiyotikler, birçok hastalığı önleyebilmektedir" dedi. Beslenme ve Diyet Bölümü’nden Uzm. Dyt. Mısra Aydın da testin ardından uygulanan beslenme programları ile ilgili bilgi verdi.
İnsan vücudu, doğumdan itibaren bakterilerle tanışmaya başlıyor. Özellikle normal doğumla dünyaya gelen bebekler, annenin doğum kanalından geçerken sağlıklı bakterilerle erken dönemde tanışma avantajına sahip oluyor. Yaşamın ilerleyen dönemlerinde beslenme alışkanlıkları, çevresel faktörler ve yaşam tarzı gibi etkenler mikrobiyotanın içeriğini şekillendiriyor.
Medicana International İzmir Hastanesinde yaklaşık bir aydır uygulanan mikrobiyota testiyle bağırsak sağlığının analiz edildiğini söyleyen Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Hakan Yüceyar, "Bu test sayesinde bireyler, bağırsak sağlıklarını analiz ettirerek, uzman doktorlar eşliğinde kişiye özel beslenme ve sağlık planları oluşturabiliyor" dedi.

Beden ve zihin sağlığının ipuçlarını veriyor
Prof. Dr. Hakan Yüceyar, bağırsak florasının, sadece sindirim sistemini değil, tüm vücudu etkileyen bir yapı olduğunun altını çizerek, "Bağırsaklarda bulunan bakteriler dengeli olduğunda sindirim, bağışıklık sistemi ve zihinsel sağlık olumlu yönde etkileniyor. Bu dengenin bozulması ise pek çok hastalığın ortaya çıkmasına neden olabiliyor. İrritabl bağırsak sendromu, inflamatuar bağırsak hastalıkları, obezite, diyabet, depresyon, çölyak hastalığı, epilepsi, hashimato, dikkat eksikliği, uyku problemleri, otoimmun hastalıklar, damar sertliği, Alzheimer, Parkinson gibi hastalıklar mikrobiyota ile ilişkilendirilmektedir" diye konuştu.
Mikrobiyota testi sonucunda, zararlı bakterilerin oranını azaltmak ve yararlı bakterileri artırmak için kişiye özel beslenme önerileri oluşturulduğunu kaydeden Prof. Dr. Hakan Yüceyar, "Ayrıca probiyotik desteklerle bağırsak sağlığını düzenleyerek hastalık risklerini en aza indirmek mümkün hale gelebilmektedir" ifadelerini kullandı.

Kişiye özel beslenme planlaması yapılıyor
Beslenme ve Diyet Uzmanı Dyt. Mısra Aydın, mikrobiyota testi sonuçlarının diyet planlamasındaki önemine dikkat çekerek şu değerlendirmelerde bulundu: "Gaita analizleri, bağırsak mikrobiyomundaki iyi huylu ve kötü huylu bakterilerin dengesi ve hangi bakterilerin çoğunlukta olduğu hakkında bilgi vermektedir. Günümüzde paketli gıda tüketiminin artması, ev yapımı ürünlerin azalması ve besinlerle alınan toksinler gastrointestinal sistem hastalıklarının artmasına neden olmaktadır. Kişiye özel diyet planlamasında, vücut analizi, biyokimya, tanı ve anamnez dışında gaita analiz raporunu incelemek büyük önem taşımaktadır. Bağırsak mikrobiyomuna uygun diyet, gastrointestinal sistem hastalıkları olan bireylerde hastalığın tedavi sürecine katkı sağlarken, sağlıklı bireylerde ise hastalıklardan korunma açısından etkili olabilir. Bulgulara göre kişiye özel prebiyotik besin planlaması yapılmaktadır."
Uzm. Dyt. Mısra Aydın, kırmızı üzüm, soğangiller, kuru meyve, olgunlaşmamış muz, bitter çikolata, üzüm çekirdeği yağı, bezelye, enginar, ceviz, badem, kuru baklagiller, elma ve tam tahıllar gibi besinlerin prebiyotik kaynağı olduğuna dikkat çekti. Uzm. Dyt. Mısra Aydın, "Gerekli durumlarda probiyotik takviyesi ile prebiyotik besinlerin beslenme planına dahil edilmesi, hastalıkların tedavisi ve korunma sürecine olumlu katkılar sağlayacaktır" dedi.