İstanbul’da yağışların azalmasıyla barajlardaki su seviyesi %17 seviyelerine kadar geriledi. İstanbul Çevre Konseyi Genel Sekreteri Zafer Murat Çetintaş, bu durumun temel nedenlerinden birinin kapatılan dereler olduğunu vurguladı. Artan nüfus, bilinçsiz su tüketimi ve küresel ısınma gibi faktörler, büyük şehirlerde su sıkıntısını daha belirgin hale getiriyor.
İstanbul’un eskisi kadar yağış almamasının arkasında, artan nüfus ve yaygın doğal gaz kullanımına bağlı olarak oluşan ısı adaları gösteriliyor. Uzmanlar, yağmur bulutları şehrin üzerine geldiğinde bu ısı adaları nedeniyle dağıldığını belirtiyor. Çetintaş, "İstanbul’daki yaklaşık 4,5 milyon konut ve işyerinin hepsinin birden doğal gaz yaktığını düşündüğümüzde, biz İstanbul’un havasını ısıtıyoruz. Yağmur bulutlarının yağmasına engel oluyoruz" dedi.
Şehirde küçük görünen birçok unsurun kuraklığa davetiye çıkardığı ifade ediliyor. Bozuk musluklar, fazla harcanan lavabo suyu ve araba temizliği gibi nedenler, yıllık ortalamada büyük bir tüketim alanı oluşturuyor. Çetintaş, bozuk bir musluğun ayda 750 litre su tükettiğine ve İstanbul’da kayıtlı 5 milyondan fazla aracın temizliği için ciddi su kaybı yaşandığına dikkat çekti.
Deniz suyunun arıtılması ve gümüş iyodür ile bulut tohumlama yapılarak yağmur yağdırılması, öne çıkan çözüm önerileri arasında. Çetintaş, dünya genelinde 125 şehirde deniz suyunun arıtılarak kullanıldığını, İstanbul için en uygun noktaların Papuçdere ve Kazandere barajları olduğunu söyledi. Karadeniz’in düşük tuzluluk oranının arıtmayı kolaylaştırdığını vurguladı.
Çetintaş, İstanbul’un su sorununun hiç bitmediğini ancak çözümlerinin olduğunu belirterek, "Her an susuzlukla karşı karşıya kalmanın eşiğindeyiz" uyarısında bulundu. Geçmişte 123 adet dere bulunduğunu, bunların büyük bölümünün kapatıldığını veya yok edildiğini, bu nedenle yağmur sularının %70’inin denize gittiğini ifade etti. İSKİ’nin bozuk muslukları tamir edecek projeler başlatması ve tuvaletlerde su tasarrufu için basit önlemler alınması gerektiğini sözlerine ekledi.