İnterstisyel akciğer hastalıkları ve İPF, birçok kanserden daha ölümcül

İnterstisyel akciğer hastalıkları ve İPF, birçok kanserden daha ölümcül

İnterstisyel akciğer hastalıkları ve İPF, birçok kanserden daha ölümcül

Samsun Eğitim ve Araştırma Hastanesi Dr. Öğretim Üyesi Esra Arslan Aksu, İPF ve diğer interstisyel akciğer hastalıklarının birçok kanser türünden de daha fazla ölüme neden olduğunu söyledi.
Her yıl eylül ayının üçüncü haftası, tüm dünyada "idiyopatik pulmoner fibrozis (İPF)" ve diğer interstisyel akciğer hastalıklarına (İAH) dikkat çekmek amacıyla "farkındalık haftası" olarak anılıyor. Bu yıl 14–21 Eylül tarihleri arasında gerçekleştirilecek etkinliklerle, erken tanının önemi vurgulanacak ve kamuoyunda farkındalığın artırılması hedeflenecek.
İPF ve diğer interstisyel akciğer hastalıklarında erken tanı, hastaların yaşam süresini uzatmak ve yaşam kalitesini artırmak açısından kritik öneme sahip. Günümüzde hastalığın ilerlemesini yavaşlatabilen antifibrotik tedaviler mevcut olup, bu tedavilere zamanında başlanması hastalığın seyrini belirgin şekilde etkileyebiliyor. Ayrıca akciğer transplantasyonu da uygun hastalarda bir tedavi seçeneği olarak gündeme gelebiliyor. Samsun Eğitim ve Araştırma Hastanesi Solunum Fonksiyon Testi Laboratuvarında bulunan karbonmonoksit difüzyon testi cihazı sayesinde hastalara solunum testi yapılabiliyor. Laboratuvarda 1 yıllık süreçte 188 hastaya 197 işlem yapıldı.

"Birçok kanser türünden de daha fazla ölüme neden oluyor"
İnterstisyel akciğer hastalıklarının ve İPF’nin çok bilinmese de tehlikeli bir hastalık grubu olduğunu ifade eden Samsun Üniversitesi Tıp Fakültesi Dr. Öğretim Üyesi Esra Arslan Aksu, "Eylül ayının 3. haftası her yıl ’İdiyopatik Pulmoner Fibrozis ve İnterstisyel Akciğer Hastalıkları Farkındalık Haftası’ kapsamına konuyla alakalı aktiviteler yapılıyor. Bu hastalıklar ‘akciğerin nadir hastalıkları’ diye geçse de önemi; ilerleyici olması ve yaşam kalitesini olumsuz etkilemesidir. Aslında çok bilinmeyen hastalıklar olmakla birlikte birçok kanser türünden de daha fazla ölüme neden olan bir hastalık grubudur. Bu hastalık grubunun belirtileri arasında inatçı kuru öksürük, kronikleşmiş öksürük ve nefes darlığı en belirgin başlangıç belirtileridir. Eğer erken dönemde yakalanmazsa ilerleyen dönemlerde nefes darlığındaki artış daha belirgin hale geliyor ve hastalar ileri evrede oksijen bağımlı hale geliyorlar. Hastalığın oluşma sebepleri arasında bir grubu nedeni belli olmayan hastalık olmakla birlikte bir kısmının da en büyük nedeni sigara kullanımı. Bağ doku hastalıkları, metabolik hastalıklar ve çevresel maruziyete bağlı olarak da hastalık gelişebiliyor" dedi.

"Nadir bulunan karbon monoksit difüzyon testi cihazı, Karadeniz’deki hastalara hizmet veriyor"
Laboratuvarda bulunan test cihazının Samsun’da 2 adet Karadeniz’de ise birkaç ilde olduğunu vurgulayan Dr. Öğretim Üyesi Aksu, "Hastalar, göğüs hastalıkları uzmanının muayenesi ve difüzyon testi sonrasında hastada bir interstisyel akciğer hastalığı düşünüyorsak bazı hastalarda hücre sayımı yaparak tanıya gidiyoruz. Bazen de sadece doğru ve detaylı alınmış bir anamnez, fizik muayene ve karbon monoksit difüzyon testi sonucunda hastaya tanı koyabiliyoruz. Hastanemizde bulunan karbonmonoksit difüzyon testi cihazı, maalesef çok yaygın bulunan bir cihaz değil. Samsun’da sadece 2 merkezde var. Karadeniz’de de birkaç ilde mevcut. O yüzden cihazımız bölge hastalarına hizmet eden önemli bir cihaz ve şu haliyle önemli bir interstisyel akciğer hastalığı kliniğiyiz" diye konuştu.

"İnterstisyel akciğer hastalıkları, ileri dönemde solunum yetmezliğine sebep olabilir"
Oksijen düzeyinin düşmesine neden olan hastalık grubunun ileri dönemde solunum yetmezliğine yol açtığına da değinen Aksu, "İnterstisyel akciğer hastalıkları, orta-ileri yaş hasta grubunu etkileyen, akciğerin doğalda var olan süngerimsi yapısının sertleşmesiyle ortaya çıkan bir hastalıktır. Bu hastalık sonrasında vücudumuzda değişime uğrayan bir takım oksijen ve karbondioksit gibi gazlar var. Bunların geçişleri etkilenerek hastaların vücutlarındaki oksijen düzeyi düşmekte. İleri evrelerde ise karbondioksit düzeyleri artmaktadır. Bu da maalesef ileri dönemler için solunum yetmezliğine sebep olmaktadır" şeklinde konuştu.