İki böbreğinde tümör tespit edilen hasta, kapalı cerrahiyle sağlığına kavuştu

İki böbreğinde tümör tespit edilen hasta, kapalı cerrahiyle sağlığına kavuştu

İki böbreğinde tümör tespit edilen hasta, kapalı cerrahiyle sağlığına kavuştu

Bursa’da her iki böbreğinde de tümör tespit edilen 59 yaşındaki hasta, gerçekleştirilen kapalı cerrahi operasyonlarla böbrek fonksiyonları korunarak sağlığına kavuştu.
Bursa’da yaşayan 59 yaşındaki Muhlis Lordoğlu, iki yıl önce sol böbreğinde tespit edilen tümör nedeniyle birçok hastaneye başvurdu. Ancak görüştüğü tüm hekimler, sol böbreğinin tamamen alınması gerektiğini belirtti. Bu kararın hayat kalitesini ciddi biçimde etkileyeceğini düşünen Lordoğlu, farklı bir çözüm arayışına girdi. Bu süreçte Medicana Bursa Hastanesi Üroloji Uzmanı Doç. Dr. Ahmet Şahan ile tanıştı. Dr. Şahan, böbreğin tamamını almak yerine, yalnızca tümörlü kısmın çıkarılabileceğini belirterek umut verdi.
6 santimetrelik kitlenin zorlu bir bölgede yer aldığı sol böbreğe uygulanan laparoskopik (kapalı) cerrahi sayesinde sadece tümörlü doku çıkarıldı ve böbrek büyük ölçüde korundu. Lordoğlu, bu başarılı operasyonun ardından düzenli kontrollerle takip edildi. İki yıl sonra bu kez sağ böbreğinde 2 santimetrelik yeni bir kitle tespit edildi. Kitle, böbreğin içine gömülü ve ulaşılması zor bir konumda bulunuyordu. Yine Doç. Dr. Ahmet Şahan ve ekibi tarafından gerçekleştirilen kapalı operasyonla bu kitle de başarıyla çıkarıldı ve sağ böbrek de korundu.
Ameliyat sürecine ilişkin bilgi veren Medicana Bursa Hastanesi Üroloji Uzmanı Doç. Dr. Ahmet Şahan, "Böbrek kanseri sinsi bir hastalıktır; genellikle son döneme kadar herhangi bir belirti vermez. Muhlis bey, iki yıl önce sol böbreğinde, oldukça zor bir bölgede yer alan 6 santimetrelik bir kitle ile başvurdu. Birçok merkezde bu kitlenin, böbrekle birlikte alınmasının uygun olacağı düşünülmüştü. Ancak biz, böbreği korumak amacıyla kapalı yöntem olan laparoskopik cerrahi ile sadece kitleyi çıkartıp böbreği yerinde bırakmayı tercih ettik. Hastayı düzenli aralıklarla takip ettiğimizde, ikinci yılın sonunda bu kez sağ böbreğinde, yine zor bir bölgede ve böbreğin içine gömülü 2 santimetrelik başka bir kitleyle karşılaştık. Bu kitlenin de yaklaşık 1-1,5 saat süren kapalı bir operasyonla sadece kitle çıkarılarak tedavisi gerçekleştirildi. Bu süreçte, kısmi çıkarımın böbrek fonksiyonlarını korumadaki önemini bir kez daha görmüş olduk. Hastamız kısa sürede toparladı ve günlük yaşamına geri döndü. Hem kanserinden kurtuldu hem de böbrek fonksiyonları korundu. Diyalize girme ihtiyacı olmadı" dedi.
Medicana Bursa Hastanesi Üroloji Bölümü’nden Doç. Dr. Alkan Çubuk ise, "Böbrek kitlelerinin tedavisi zorlu ve dikkat gerektiren bir süreçtir. Kitlelerin böbrek içindeki lokalizasyonu, hastanın genel sağlık durumu ve kitlelerin tekrarlama ihtimali gibi faktörler, tedavi planlamasında büyük önem taşır. Elbette bazı standart kitleler, standart yöntemlerle tedavi edilebilir. Ancak zor lokalizasyonlarda bulunan, teknik olarak karmaşık kitlelerde, bu alanda uzmanlaşmış, tecrübeli ve kendini bu işe adamış bir ekibin müdahalesi kritik hale gelir. Hastamız iki yıl önce sol böbreğinde, zor bir bölgede yer alan bir kitleyle başvurmuştu. O dönemde kitlenin böbrekle birlikte tamamen alınması birçok merkezde önerilmişti. Ancak biz, böbreği korumayı hedefleyerek zorlu bir cerrahiyle sadece kitlenin çıkarılmasını sağladık. Eğer o dönemde böbrek tamamen alınsaydı, bu kez sağ böbreğinde ortaya çıkan yeni kitle nedeniyle hastamız çok daha riskli bir süreçle karşı karşıya kalacaktı. Ancak iki yıl önce yapılan cerrahinin sağladığı avantajla, bu kez de sağ böbrekteki kitlenin dikkatli bir cerrahiyle çıkarılması mümkün oldu ve yine böbrek korunmuş oldu" diye konuştu.
Yaşadığı süreci anlatan hasta Muhlis Lordoğlu, "İki yıl önce sol böbreğimde tümör tespit edildi. Bu süreçte birçok hastaneye başvurdum. Ancak görüştüğüm tüm hekimler, sol böbreğimin tamamen alınması gerektiğini söyledi. Bu durum beni oldukça endişelendirdi. Sonrasında Doç. Dr. Ahmet Şahan ile tanışma fırsatım oldu. Kendisi bana, böbreğimin tamamını değil, yalnızca tümörlü kısmını alarak böbreği koruyabileceğini söyledi. Bu yaklaşım bana çok umut verdi. Nitekim ameliyat başarıyla gerçekleşti ve sol böbreğim büyük oranda korunmuş oldu. Aradan iki yıl geçtikten sonra bu kez sağ böbreğimde, kömür gibi tarif edilen sert bir kitle tespit edildi. Yine Ahmet Hocam ve ekibi, bu zorlu ameliyatı da kapalı yöntemle son derece başarılı bir şekilde gerçekleştirdiler. Sağ böbreğim de korunmuş oldu. Tüm bu süreçte hocamızın bilgi ve tecrübesi, ekibinin titizliği sayesinde hem kanserden kurtuldum hem de diyalize girmek zorunda kalmadım. Eğer o zaman Ahmet Hocamla yollarımız kesişmemiş olsaydı, bugün büyük ihtimalle böbrek fonksiyonlarımı kaybetmiş ve diyalize bağımlı bir hasta haline gelmiş olacaktım. Bu tür zor vakaların üstesinden başarıyla gelen başta Doç. Dr. Ahmet Şahan olmak üzere tüm ekibine teşekkür ediyor, başarılarının devamını diliyorum" ifadelerini kullandı.
Hastanın oğlu Musa Lordoğlu da, "İki yıl önce babamın böbreğinde bir tümör tespit edildi. Ben de bir doktor olarak bu süreçte birçok hastane ve hekimle görüşme fırsatı buldum. Görüştüğüm hekimlerin büyük fazlalığı, böbreğin tamamen alınması gerektiğini söylüyordu. Ancak bu yaklaşımın, ileride yaşanabilecek nüks riskleri ya da böbrek yetmezliği gibi durumlar açısından ciddi sonuçları olabileceğini düşündüğüm için daha fazla araştırmaya başladım. Alternatif görüşler almak istedim. Bu arayış sürecinde Doç. Dr. Ahmet Şahan ile tanıştım. Kendisinin hem daha önce yaptığı başarılı vakaları hem de sürece olan hakimiyeti ve kendine güveni bize büyük bir güven verdi. Bu sayede, babamın o dönemdeki ameliyatını parsiyel nefrektomi şeklinde gerçekleştirdik. O ameliyat sonrası iki yıl boyunca çok şükür hiçbir sorun yaşanmadı. Ancak düzenli kontroller sırasında bu kez diğer böbrekte yeni bir tümör tespit edildi. Bu tümör bir önceki kadar büyük olmasa da, bulunduğu konum itibarıyla çok daha zorlu bir cerrahiydi. Şimdi dönüp baktığımda, eğer ilk ameliyatta böbrek tamamen alınmış olsaydı ve bu yeni tümör de diğer tek böbrekte çıkmış olsaydı, bugün büyük ihtimalle diyalize hazırlık yapıyor ya da böbrek nakli araştırıyor olacaktık. Ama şu an çok şükür böyle bir durumla karşı karşıya değiliz. Babam, Ahmet Hoca’nın hem önceki hem de bu son ameliyatı sayesinde sağlıklı, diyaliz ihtiyacı olmadan yaşamını sürdürüyor. İkinci ameliyat da başarıyla geçti. Bu süreçte Ahmet Hoca’ya ve ekibine minnettarım. Ellerine, emeğine sağlık. Babam şu an hem sağlıklı hem de yaşam kalitesi yüksek bir şekilde hayatına devam ediyor" dedi.