Tarih: 09.07.2025 10:25

Her beş katarakttan biri güneş ışığı kaynaklı

Facebook Twitter Linked-in

Uz. Dr. Hülya Deveci, güneşin bunaltan ısı etkisinin yanında ışınlarından da korunmanın göz sağlığı açısından önemini hatırlattı. Tehlikeli olan ultraviole (UV) yani mor ötesi radyasyona dikkat çeken Uz. Dr. Deveci, "UV radyasyon güneş ışınlarının yüzde 5’ini oluşturmasına rağmen çok tehlikelidir. Zararlarını kısa, orta ve uzun dönemde farklı hastalıklarla görebiliriz. En iyi korumayı sağlamak için, güneş gözlükleri, UV 400 koruması sunan camlara sahip olmalıdır. Aksi taktirde güneş gözlüğü sadece bir aksesuar olur." dedi.
Acıbadem Kent Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı Dr. Hülya Deveci, güneşin göz sağlığına zararlı olan ışınları konusunda bilgi verdi. Güneş ışığının gözle görebildiğimiz ve göremediğimiz kısımlardan oluştuğunu belirten Uz. Dr. Deveci şöyle konuştu: "İnsan gözü 400 nm ile 760 nm arasında dalga boylarına sahip ışıkları görür. 400 nm altında ise ultraviole (UV) yani mor ötesi radyasyon başlar. UV radyasyon güneş ışınlarının yüzde 5’ini oluşturmasına rağmen çok tehlikelidir. Ozon tabakasındaki incelmeyle birlikte atmosferden geçip dünyamıza gelen bu ışınlar artmaktadır. Yaz aylarında açık havalarda ve yansımanın fazla olduğu kar ve deniz bulunan yerlerde gözümüze daha fazla girer. UV ışınları radyasyon etkisi ile vücuda zarar verirler. Kısa dalga boylu ve yüksek enerjilidir. Hücre DNA’sına zarar verir. Güneş ışınları atmosferi geçerken, UVC’nin tümü ve UVB’nin büyük çoğunluğu ozon tabakası, su buharı, oksijen ve karbondioksit tarafından emilir. UVA ise atmosfer tarafından filtre edilmez. UVA (320-400 nm) ışınları, en uzun dalga boyuna sahip olan UV ışınlarıdır. Atmosfer tarafından büyük ölçüde emilirler, ancak yüzeye kadar ulaşabilen ve cildimizin derinlerine nüfuz edebilen UV ışınlarıdır. Uzun süreli maruziyetleri cilt yaşlanmasına, kırışıklıklara ve göz hasarına neden olabilir. UVB (280-320 nm): Bu ışınlar, orta dalga boylarına sahip olan UV ışınlarıdır ve atmosfer tarafından kısmen emilirler. UVB ışınları, cildimizi yakabilecekleri ve güneş yanıklarına neden olabilecekleri için daha zararlıdır. UVB ışınları, cilt kanseri riskini de artırabilir. UVC (100-280 nm) ışınları ise en kısa dalga boylarına sahip olan UV ışınlarıdır. Atmosfer tarafından tamamen emilirler ve yeryüzüne ulaşmazlar."

Ultraviolenin yol açtığı hastalıklar
Işınlar hakkında bilgi verdikten sonra zararlı etkilerine de değinen Uzm. Dr. Deveci, güneş ışınlarının göze olumsuz etkilerinin hemen görülebileceği gibi orta ve uzun dönemde de ciddi sorunlarla karşımıza çıkabileceğini kaydetti. Deveci kısa ve orta dönemde çıkabilecek zararları şöyle sıraladı: "Kısa dönemde görülen olumsuzluklardan biri Uv kerokojonktivitidir. Bu rahatsızlıkta epitel tabakası tahriş olur ve gevşer. Deride oluşan güneş yanıklarına benzer. Korneada kuruluk, kaşıntı, batma, yanma, ağrı, kanlanma gibi şikayetler gelişir. Birkaç günde ilaç tedavisiyle düzelir. Kısa dönemde görülen bir başka zarar ise kornea epitelinde hasara yol açmasıdır. Korunmasız olarak kaynak yapma ya da karda uzun süre kalma sonrasında oluşur. Bu durumda kaynakçılarda ve kar sporları ile uğraşanlarda sık rastlanır ve bu duruma kar körlüğü adı verilmektedir. Bu durum oldukça ağrılı olup 8-12 saat içinde kendiliğinden iyileşir. Zararlı güneş ışınlarına maruz kalma orta dönemde konjonktivada kalınlaşma ve göz eti (pterjium) oluşmasına neden olabilir. Ayrıca gözleri devamlı kısarak bakmak göz çevresinde kırışıkların artmasına ve buradaki cildin erken yaşlanmasına neden olacaktır."

Kataraktın yüzde 20’si güneş ışınlarından
Işınların uzun vadede yol açtığı göz hastalıklarından birinin göz kapak tümörü olduğunu belirten Uzm. Dr. Deveci, "Uzun dönemde ise karşımıza üç önemli hastalık çıkar. Biri göz kapak tümörüdür; ultraviyole (UV) ışınlarına uzun süre maruz kalmak, hem iyi huylu hem de kötü huylu göz kapağı tümörleri için önemli bir risk faktörüdür. Bir diğeri sarı nokta hastalığıdır. Sarı nokta hastalığı tıp dünyasında "makula dejenerasyonu" olarak bilinen ve genellikle yaşa bağlı olarak gelişen bir göz rahatsızlığıdır. Gözün retina tabakasının merkezinde yer alan makula bölgesindeki hücrelerin bozulması sonucunda ortaya çıkar. Uzun süreli ultraviyole ışınlarına maruziyet önemli bir risk faktörüdür. Üçüncü önemli rahatsızlık kataraktır. Dünya Sağlık Örgütü dünya çapında kataraktların yüzde 20’sinin UV radyasyonuna aşırı maruz kalmaktan kaynaklanabileceğini tahmin ediyor. UV ışığının lenste protein hasarına neden olarak katarakt oluşumuna neden olduğu düşünülmektedir." dedi.

Neden güneş gözlüğü kullanmalıyız
Öte yandan güneşin zararlı ışınlarından korunmak için gözlük kullanmanın önemine dikkat çeken Uzm. Dr. Deveci, "Ancak güneş gözlüğünün camlarının zararlı ışınları geçirmeyecek özellikleri yoksa o gözlük sadece bir aksesuar olarak kabul edilmelidir" diyerek sözlerini şöyle tamamladı: "Güneş gözlüklerinde, UV ışınlarına karşı koruma sağlamak için özel bir kaplama veya filtre kullanılır. Bu filtreler, gözlüğün camına entegre edilebilir veya camın üzerine uygulanabilir. UV koruması olan güneş gözlükleri, genellikle etiketlerinde veya ambalajlarında UV400, yüzde 100 UV koruma veya benzeri ifadelerle tanımlanır. Genel olarak, güneş gözlükleri, en az yüzde 99 UVB ve UVA koruması sağlamalıdır. En iyi korumayı sağlamak için, güneş gözlükleri, UV 400 koruması sunan camlara sahip olmalıdır. Bu, gözlük camlarının, 400 nanometreye kadar olan tüm UV ışınlarını bloke edebildiği anlamına gelir."



Orjinal Habere Git
— HABER SONU —
G-F0G61HQYBB