Havuz ve denize balıklama atlarken 2 kere düşünün
Havuz ve denize balıklama atlarken 2 kere düşünün
Tatilde havuz ve denize girerken bir anlık dikkatsizlik, kalıcı sakatlıklara neden olabiliyor. Derinliği bilinmeyen sulara balıklama atlama sonucu meydana gelen yaralanmalar, kişiyi ömür boyu yatağa bağımlı hale getirebiliyor. Havuzun tabanına baş aşağı vurmak veya denizde bir kayaya denk gelmek boynun aşırı gerilmesine yol açabiliyor, bu da beyin sarsıntılarına ve travmatik beyin yaralanmalarına neden olabiliyor.
Memorial Antalya Hastanesi Beyin, Sinir, Omurga ve Omurilik Cerrahisi Bölümü’nden Prof. Dr. Mahmut Akyüz, bilinçsiz havuz ve deniz atlayışları sonucu yaşanabilecek rahatsızlar hakkında bilgi verdi. Derinlik faktörü göz önüne alınmadan havuz, deniz ya da sığ sulara yapılan balıklama atlayışlar, boyun omurlarında kırılmalara neden olacağını belirten Prof. Dr. Mahmut Akyüz, "Omuriliğin yakınında bulunan solunum merkezi, kırılma sonucu oluşan şişmelerden etkilenebilmektedir. Boğulmaya neden olabilecek bu durumun haricinde omurlarda meydana gelen kırılmalar, kişiyi felç riskiyle karşı karşıya bırakmaktadır. Genellikle 15-25 yaş arası erkeklerde görülen bu tür kazalar, her yıl yaklaşık 500 kişiyi etkilemektedir" diye konuştu.
"Balıklama atlama sonucu pek çok hastalık ortaya çıkabilir"
Suya balıklama atlama sırasında genellikle kafanın sert zemine çarpması sonucu travmalar yaşandığını dile getiren Prof. Dr. Mahmut Akyüz, şu ifadelere yer verdi: "Boyun omurgasının aniden ve şiddetli geri zorlanmasıyla omurilikte hasarlar oluşmaktadır. Omurilik sinir demetinde oluşan hasar, milyonlarca sinir hücresinin ölümüne neden olabilmektedir. Kaza sonucu omuriliğin tamamı hasara uğradığında duyu ve hareket kaybı yaşanabilmektedir. Omurilikteki sinir hücrelerini onarmak neredeyse imkansız olduğundan kişi ömür boyu tekerlekli sandalyeye mahkum kalabilir. Kısmi bir hasar söz konusu olduğunda ise hasarın derecesine göre hareket kayıpları ortaya çıkabilmektedir. Bunların yanı sıra; bağırsak, akciğer, böbrek gibi iç organlarda fonksiyon bozuklukları, idrar yolu enfeksiyonları ve ciltte bası yaraları oluşabilmektedir. "
"Çivileme tekniği son derece riskli"
Sığ sulara balıklama atlamanın yanı sıra "çivileme" olarak isimlendirilen, ayakların üzerine atlama hareketinin de riskli sonuçlar doğurabileceğini ifade eden Akyüz, "Zemine kontrolsüz çakılma sonucunda topuk, kalça, bel, sırt ve boyun omurlarında kırıklar oluşabilir. Balıklama atlayışta olduğu gibi çivileme olarak suya dalmak, omurların zarar görmesine ve kalıcı sakatlıklara neden olabilir" dedi.
"Yanlış müdahale felç riskini artırır"
Bu tür kazalarda uyulması gereken ilk kuralın, kişinin uygun şartlarda hastaneye ulaştırılması olduğunu belirten Akyüz, şöyle devam etti: "Sudan çıkartılan yaralının ağzında nefes almasını engelleyen yosun ve benzeri yabancı maddeler varsa temizlenmelidir. Kişi baş aşağı çevirerek silkeleme yoluyla su çıkarma yöntemi kesinlikle uygulanmamalıdır. Yaralı mümkün olduğu kadar az hareket ettirilmelidir. Boyun bölgesi bir boyunlukla sabitlenebilir. Yaralının gizli kırıkları olabileceği ihtimali unutulmamalıdır. Taşıma işlemi sırasında baş-boyun-gövde ekseni bozulmamalı ve sert bir sedye kullanılmalıdır. Yaralıya ilk müdahale sırasında uygulanacak yanlış bir işlem, kalıcı felce neden olabilir."
"Doğru zamanda uygun tedavi hayat kurtarır"
Bilinçsiz havuz ve deniz atlayışları sonucu meydana gelen kazalarda tanı ve tedavinin, yeterli donanıma sahip merkezlerde yapılması gerektiğini vurgulayan Akyüz, "Uzman doktor tarafından muayene edilen yaralıya tanı konulabilmesi için çeşitli radyolojik tetkikler yapılır. Bunun sonucunda cerrahi girişim gerektirecek bir durum tespit edilirse en doğru cerrahi girişim için planlama yapılır. Ameliyatla omurilik ve sinir köklerine baskı yapan kemikler temizlenir. Gerek duyulan durumlarda, titanyum alaşımlı olan vida, plak, çubuk gibi materyallerle sabitleme yapılır ve hastanın kısa sürede hareket etmesi sağlanır" ifadelerini kullandı.
"Atlayış yapılmadan dikkat edilmesi gerekenler"
Yüzmek istenilen suların derinliğinin önceden araştırılması gerektiğine dikkat çeken Akyüz, alınacak önlemleri şu şekilde sıraladı: "Sığ suları gösteren uyarı levhalarının bulunmadığı yerlerden uzak durulmalıdır. Dalgalı sularda derinliğin dalga boyuna göre değişebileceği unutulmamalıdır. Bulanık ve dibi görünmeyen sulara atlayış yapılmamalıdır, yıkılan iskelelere çıkılmamalıdır. Benzer vakaların sık yaşandığı ya da yaşanabileceği riskli bölgelerde, profesyonel cankurtaranlar bulundurulmalıdır. Bu tür kazaların daha çok gençler arasında yaşandığı göz önüne alınarak gerekli bilgilendirme ve eğitim çalışmaları yapılmalıdır."