HAK-İŞ Başkanı Arslan: "Türkiye’de ilk kez ev işçilerini örgütlenme kampanyası başlattık"
Türkiye’deki ev işçileri, evde bakım işçilerinin iş kanunu kapsamına alınması için mücadele ettiklerini belirten Hak İşçi sendikaları Konfederasyonu (HAK-İŞ) Başkanı Mahmut Arslan, : "Türkiye’de ilk kez ev işçilerini örgütlenme kampanyası başlattık" ifadelerini kullandı.
HAK- İŞ Konfederasyonu Dünya Emekçi Kadınlar günü kapsamında ‘Kadınların Emeğin Evrensel Gücüne Katkısı’ temalı HAK-İŞ 14’ncü Uluslararası Kadın Emeği buluşması gerçekleştirildi. Bir otelin konferans salonunda gerçekleştirilen programda Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş ve HAK- İŞ Başkanı Mahmut Arslan açılış konuşması gerçekleştirdi.
"Kadın istihdamının önündeki engelleri kaldırmak için gayretle çalışıyoruz"
Kadın emeğinin, ekonominin ve toplumsal gelişmenin bel kemiği olduğunu belirten Bakan Göktaş, "Nitekim görüyoruz ki, kadınların çalışma hayatına aktif katılımı, ülkelerin refahını hızlandırmaktadır. Kadınların ekonomiye dahil olması, aynı zamanda gelir dağılımının iyileşmesine ve yoksulluğun azalmasına da katkı sağlamaktadır. Bu anlamda bir ülkenin nüfusunun yarısını oluşturan kadınları üretimin dışında tutmak, potansiyelinin yarısını kullanamamak demektir. Bu çerçevede yürüttüğümüz çalışmalarla kadın istihdam oranını yüzde 31,8’e kadınların iş gücüne katılım oranını ise yüzde 36,3’e yükselttik. 2028 yılı sonuna kadar kadının iş gücüne katılım oranını yüzde 40,1’e, kadın istihdam oranını yüzde 36,2’ye yükseltmeyi hedefliyoruz. Bu rakamları yeterli görmüyoruz. İşte bunun için, kadın istihdamının önündeki engelleri kaldırmak, her alanda fırsat eşitliğini sağlamak için tüm gayretimizle çalışıyoruz" ifadelerini kullandı.
"Hamile, yeni doğum yapmış veya emziren çalışanların iş yerinde sağlık ve güvenliğini en üst düzeye çıkarmak için kapsamlı önlemler uygulamaya koyduk"
Cumhurbaşkanının liderliğinde, kadınların iş hayatında, eğitimde ve liderlik pozisyonlarında daha aktif rol almalarını destekleyen devrim niteliğinde reformlar hayata geçirdiklerini ifade eden Göktaş, "Anayasa’ya ‘Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir’ ifadesinin eklenmesi kadın haklarının güvence altına alınması yönünde atılan önemli bir adımdır. Aynı zamanda temel kanunlarda yapılan düzenlemelerle, pozitif ayrımcılık desteklenmiş, her türlü şiddet ve ayrımcılık ortadan kaldırılmıştır. Bu doğrultuda ‘Eşit işe eşit ücret’ uygulaması hayata geçirildi. Doğum yapan kadınlar için izin, sigorta ve emeklilik alanlarında kapsamlı ve yenilikçi haklar tanındı. Hamile, yeni doğum yapmış veya emziren çalışanların iş yerinde sağlık ve güvenliğini en üst düzeye çıkarmak için kapsamlı önlemler uygulamaya koyduk. İş yerinde ayrımcılıkla mücadeleye yönelik uygulamalar devreye aldık. En önemlisi, Sayın Cumhurbaşkanımızın güçlü iradesiyle başörtüsü yasağı kaldırılarak kadınların eğitim, iş hayatı ve siyasete tam ve eşit katılımı sağlandı" şeklinde konuştu.
"Aile yapımızı ve değerlerimizi hedef alan cinsiyetsizleştirme dayatmalarıyla karşı karşıyayız"
Bakan Göktaş, "Kadınların daha fazla söz sahibi olduğu bir Türkiye, daha güçlü bir Türkiye demek olduğunu hepimiz çok iyi biliyoruz. Bu inançla, ‘2025 Aile Yılının’ kadını ve aileyi güçlendiren politikaların hayata geçtiği bir yıl olması için çalışmalarımıza hız kazandırdık. Fakat ne yazık ki, günümüzde aile kurumu büyük risk ve tehditlerle karşı karşıya. Tüketime dayalı yaşam biçimleriyle beraber insanlar giderek yalnızlaşıyor. Gelişen teknolojilerle, aile bireyleri arasındaki iletişim azalıyor, dijital bağımlılık artıyor. Annelik ve babalık itibarsızlaştırılıyor, aile bağları ne yazık ki zayıflıyor. Bugün küresel boyutta çocuklarımız başta olmak üzere aile yapımızı ve değerlerimizi hedef alan cinsiyetsizleştirme dayatmalarıyla karşı karşıyayız. Zararlı akım ve alışkanlıklar tüm aile bireylerini olumsuz etkiliyor. Biz biliyoruz ki, aile ve toplum arasında çok güçlü bir bağ ve ilişki var. Aile zayıflarsa toplum çözülmeye başlar. Dolayısıyla aileyi korumak demek aynı zamanda toplumu korumak demek. Bu nedenle aile meselesini aynı zamanda bir milli güvenlik meselesi olarak görüyoruz" dedi.
"Tayin ve Becayiş haklarıyla ilgili sorunun çözüleceğine inanıyoruz"
HAK-İŞ Başkanı Mahmut Arslan, Türkiye’de kadın emekçilerin pek çok alanda geri kaldığı, eşit ve adaletli bir hakkı elde edemediklerini ifade etti. Arslan, "Bunları değiştirmek için yola çıktık. Şartlar ne olursa olsun kadınların her alanda eşit ve adil bir ücrete, eşit ve adil bir çalışma hayatına sahip olmaları için mücadelemizi sürdüreceğiz. Uluslararası sözleşmelerin ülkemizde uygulanması konusunda ciddi şekilde çalışmalar yapıyoruz. Cumhurbaşkanlığımız 2025 yılını aile yılı olarak ilan edildi. O organizasyona HAK - İŞ olarak katıldık. Aile ve Sosyal Hizmet Bakanımız da burada ailenin özellikle çalışanların iş aile uyumu konusunda yaşadığımız zorlukları sayın bakanımıza da ifade ettik. Sayın bakanımızın da bu konudaki çalışmalarının ne kadar kıymetli olduğunu biliyorum. Hakkını teslim edelim. 696 ile özellikle tayin ve becayiş hakları ellerinden alınan gerçekten Taşeron sisteminin mağduru olan bütün emekçilerin tayin ve becayiş haklarının verilmesi konusunda ailelerin dağılmaması için ailelerin gerçekten birbirinden kopmaması için bunun mutlaka bu yıl düzenlenmesi gerekiyor. Sayın bakanımızın bir cesur çıkışı oldu. Bu yasa değişmemiş olsa bile ben kendi bakanlığımda bu tayin meselesini çözeceğim dedi. Bizim talebimiz bütün ülkemizdeki 696 ile kadro alan arkadaşlarımızın tayin ve becayiş haklarının verilmesidir. Ben parlamentoda küçük bir yasa değişikliğiyle bunun çözülebileceğine inanıyorum" ifadelerini kullandı.
"Türkiye’de ilk kez ev işçilerini örgütlenme kampanyası başlattık"
Türkiye’de ilk kez ev işçilerini örgütlenme kampanyasını başlattıklarını belirten Arslan, "Konfederasyonumuz ve sendikalarımızın da içinde olduğu bir kampanyayı yürütüyoruz. Bir milyona yakın olduğu söylenen bizim de tahminlerimiz o civarda olan Türkiye’deki ev işçileri, evde bakım işçileri olmak üzere bu kardeşlerimizin iş kanunu kapsamına alınması mücadelemizi bütün hızıyla devam ettiriyoruz. Bu konudaki çaba sarf eden bütün arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Şu anda 35 bin rakamını geçmişiz. Bu Türkiye’de bir rekordur. Gerçekten sosyal güvenlik haklarının çok sınırlandırıldığı, iş kanunu kapsamında olmadığı için sendikalara üye olamadıkları, toplu sözleşme hakların olmadığı milyonlarca ev işçilerinin umudu olmak onların yanında yer almak onlarla birlikte mücadele etmek onurunu rabbim bize nasip etti. Çok şükrediyoruz. Bu mazlumların yanında olmaya, onların temel haklarının kayıt dışı sistemden kurtarılıp temel haklarına kavuşana kadar mücadelemizi sürdüreceğiz. Tıpkı taşeron sistemini nasıl çöpe atmışsak bu kardeşlerimizin mücadelesinde de inşallah iş kanunu kapsamına alacağız ve onları sendikalı, toplu sözleşmeleri yapmak için mücadele edeceğiz" ifadelerini kullandı.