Grip vakaları 3 kat arttı

Grip vakaları 3 kat arttı

Grip vakaları 3 kat arttı

Influenza A H1 tipi grip hasta sayısının aralık ayına göre 3 kat artış gösterdiğini belirten Manisa Celal Bayar Üniversitesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Yavuz Havlucu, çocuk ve risk grubunda yer alan kişilerin çok daha dikkatli olmaları gerektiğini, iyileşme süresinin 1-2 haftaya kadar uzayabildiğine dikkati çekerek uyarıda bulundu.
Manisa Celal Bayar Üniversitesi Hafsa Sultan Hastanesi Başhekim Yardımcısı Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Yavuz Havlucu, Influenza A tipi grip hastalığının son günlerde yeniden etkisini göstermeye başladığını ve aralık ayına göre şubat ayında hasta sayısının 3 kat artış gösterdiğine dikkati çekti.
Tüm dünyada ve Türkiye’de Grip influenza virüsünün neden olduğu, solunum yolu enfeksiyonlarında son günlerde artış olduğunu belirten Prof. Dr. Havlucu, oldukça bulaşıcı olduğunu, sonbahar sonu, kış ve ilkbahar başına kadar olan dönemde daha sık görüldüğünü belirtti.
Prof. Dr. Havlucu, toplumun özelliklerine göre her yıl belirli sayıda insanı etkileyerek ve hastalandırdığını, çocuklar ve risk grubunda olan kişilerin çok daha dikkatli ve hastalıktan korunması için mutlaka aşı yaptırması gerektiğini ifade etti.

Ani ateş ve öksürükle başlıyor
İnfluenza’nın (GRİP) ani başlayan ateş, öksürük, baş ve boğaz ağrısı, burun akıntısı, halsizlik, eklem ve kaslarda ağrı ile seyreden bir enfeksiyon olduğunu ifade eden Prof. Dr. Havlucu, hastalık belirtilerinin hastanın günlük işlerini etkileyecek düzeye ulaşabildiğini vurguladı.
Prof. Dr. Havlucu, "Halsizlik grip geçtikten sonra bile bir kaç hafta devam edebilir. Şikâyetler genellikle 7 gün sürer, ilk 2-3 gün içerisinde şiddetlenir ve sonrasında düzelme başlar, ancak iyileşme süresi 1- 2 haftaya kadar da uzayabilir. Hastalık bebeklik döneminden yaşlılığa kadar tüm yaş grubunu etkilemekte ve görülebilmektedir." diye konuştu.

Risk grubu diğer kişilere göre daha fazla etkileniyor
Hastalığın risk grubunda yer alan kişiler için oldukça ağır geçebileceğin dikkati çeken Prof. Dr. Havlucu, "Risk grubunda yer alan kişilerde hastalık diğer kişilere göre daha ağır seyredebilmektedir. Bu kişilerde zatürre, bronşit, sinüzit, orta kulak iltihabı ve oldukça nadiren beyin ve sinir sisteminde hasar oluşması, kalp kası hasarı gibi ciddi tablolara neden olabilir. Ancak altta yatan hastalığı olan kişilerde, gebelerde, infantlarda, yaşlılarda ağır seyredip hastanede ve yoğun bakımda yatışa, hatta ölüme neden olabilir. Temel olarak hasta bireylerin öksürme, hapşırma ve konuşma esnasında yaydıkları damlacıkların, sağlıklı bireyler tarafından solunum yoluyla alınmasıyla bulaşmaktadır. Hasta kişinin öksürmesi ya da hapşırması sonucu etrafa influenza (grip) virüsü içeren milyonlarca damlacık dağılır. Bu damlacıkların enfekte bireylerin 1-2 metre uzağına kadar yayılabildiği gösterilmiştir. Az da olsa, bu damlacıkların bulaştığı yüzey ve nesnelere temas edildikten sonra ellerin ağız, burun veya göze sürülmesi ile de bulaşabilmektedir. Tokalaşma, öpüşme, bir metreden fazla yaklaşarak konuşma önemli bulaş yollarıdır. Kapı kolu, masa, bardak, vb. yüzeylerde virüs 2-8 saat canlı kalmaktadır. Hasta kişiler belirtilerin ortaya çıkmasından 1 gün öncesinden başlayarak hastalığın 5.-7. günlerine kadar bulaştırıcıdır." dedi.

"İnfluenza A verilerinde şubat ayında artış yaşandı"
"Grip, nezleden (soğuk algınlığı) farklıdır" diyen Prof. Dr. Havlucu, soğuk algınlığının, influenza virüsü dışında 200’e yakın virüsün sebep olduğu, çok daha hafif seyirli bir hastalık olduğunu ve burun akıntısı, boğaz ağrısı ve halsizlik ile seyreden üst solunum yolu enfeksiyonu olduğunu kaydetti.
Dünya Sağlık Örgütü (WHO) verilerine göre Aralık ayı itibarıyla influenza tespit etme oranlarında artış yaşandığına dikkati çeken Prof. Dr. Havlucu, "En sık izole edilen influenza A’dır. Aralık ayının başlangıcında influenza tespit oranı yüzde 13 civarında iken bu oran Ocak ayının sonunda yüzde 29’a Şubat ayının sonunda ise yüzde 26’ya kadar yükselmiştir. Mevsimsel salgınlara ve pandemilere neden olabilen en yaygın ve tehlikeli grip türü olan İnfluenza A tipinden de en sık tespit edilen H1 olarak bildirilmiştir. Ülkemizde Sağlık Bakanlığı verilerine göre 2025 yılı ilk haftasında solunum şikayetleri ile ayaktan başvuran hastalardan alınan solunum yolu numunesinde 27 (yüzde 22,3) influenza virüsü; 25 (yüzde 20,7)’inde diğer solunum yolu virüsleri (rinovirus ve SARS-CoV-2) tespit edilmiştir. Bu oranlar Şubat ayının sonunda ise belirgin artış göstermiş ve 79 (yüzde 36,6) influenza virüsü, 49 (yüzde 22,7) şeklinde tespit edilmiştir." diye konuştu.

Her yıl mutlaka grip aşısı yaptırılmalı
Hasta kişiler hekim önerisi dışında ilaç kullanmaması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Havlucu, risk grubundaki kişilerin mutlaka hekime başvurmaları gerektiğini vurguladı.
Hasta kişilerin sağlık kurumlarına ve kalabalık ortamlara gitmek zorunda kaldıklarında maske takmalarının, hastalığın diğer kişilere bulaşmasını engellediğini vurgulayan Prof. Dr. Havlucu, "Hasta olanların kalabalık ortamlarda bulunmamaları, evden çıkmamaları ve evde istirahat etmeleri hastalık bulaşmasının önüne geçmek için önemlidir. Hastalıktan korunmada en etkili yöntem grip aşısıdır. Etkin ve güvenli aşılar tüm dünyada 60 yıldan uzun süredir kullanılmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü virüsün değişikliklerini yakından takip edip, aşı içeriği için yıllık önerilerde bulunur. Her yıl aşı içeriği Dünya Sağlık Örgütü’nün tavsiyeleri dikkate alınarak hazırlanır. Aşı, yapıldığı grip sezonu için etkili olmaktadır. Bu nedenle, eskiden geçirilmiş grip hastalığı ya da uygulanmış grip aşısına bakılmaksızın mevsimsel gribe karşı etkin bir korunma sağlanması için her yıl grip aşısı yaptırılmalıdır. Aşının koruyucu etkisi, aşı yapıldıktan iki hafta sonra başlayacağı için aşının en uygun zamanı, gribin sık görülmeye başladığı dönemden hemen öncesidir. Ekim ve Kasım ayları grip aşısının yapılma zamanı olarak tercih edilmelidir. Aşılanmayanlar kişiler ise mart ayının sonuna kadar aşılanabilir. Aşının koruyuculuğu yaklaşık 6-8 ay sürer." dedi.