Erciyes Üniversitesi Ed. Fak. Sanat Tarihi Böl.Öğretim Üyesi Doç Dr.Aslı Sağıroğlu Develi İlçesinde, Çadıryeri, Alaylı , Karapınar ve Derebaşı köylerinde bulunan bezemeli
Koçgiri mezar taşlarının, bütünlüklerinin bozulmamış olmasının çok önemli olduğunu belirtti.
Sağıroğlu, Baş ve ayak şahideli yekpare sanduka tipli kütle taş ve ağaç bezemeli mezar taşları ile kültürel miras geleneğinin sürdürülmekte olduğunu, Çadıryeri ve Derebaşı Köyü Orta Mezrası Mezarlığında H 1235 (M.1820)yılına ait Bezemeli mezar taşlarının bile dimdik ayakta durduğunu söyledi.
Kayseri’de Koçgiri Aşireti’nin Yerleştiği Köylerde Bezemeli Mezar Taşları inceleyen Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesinden Prof.Dr.Ayşe Budak da Kültürel Belleğin Yinelenmesi isimli makalesinde;
Koçgiri Aşiretine ait bezemeli mezar taşları incelenmesi sonrasında . Mezar geleneklerinde sadece figürlü süslemeleri ile değil, sanduka formu açısından da kendine has örnekler vardır. Sanduka tipi bu mezarlarda; genellikle kademeli yükselen ve dikdörtgen bir kaide üzerine yerleştirilen sandukalar tek parça taştandır ve içleri boşaltılmamış olduğuna dikkat çekiyor.
Budak ayrıca; Koçgiri adı, bir bölgeye verilen isim olmasının yanı sıra Tunceli-Erzincan-Sivas hattında yaşamış ve hâlen yaşamakta olan bir aşiretin adıdır.
1850 yılında yaklaşık 10 yıl süren bir göç dönemi sonrası (Erdönmez, 2000: 107), Koçgiri Aşireti mensupları 19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren Kayseri’nin Sarız ve Develi ilçelerine yerleşmiş ve yeni köyler kurmuşlardır.
1871 yılında yapılan göç neticesinde ise Koçgiri Kazasının çeşitli köylerinden Develi’nin çadıryeri, Karapınar Derebaşı ve alaylı köylerine de göçler yaşanmış olduğunu belirtiyor.
BAZI MEZARTAŞI BEZEMELERİ
Develi İlçesinde, Çadıryeri, Alaylı , Karapınar ve Derebaşı köy mezarları üzerinde farklı yaprak sayısına sahip çiçek, hayatağacı, çarkıfelek ve ay-yıldız bezemeleri de bulunmaktadır.
ÇARKIFELEK
Çarkıfelek bezemeleri mezarların baş taşına işlenmiştir. Mimari süslemenin yanı sıra çok ince el sanatlarında da kullanılan çarkı- felek bezemesi temelde göklerin dönüşünü Dünyanın gelip geçiciliğini simgeler.
SÜVARİ VE AT
Türk kültür dünyası içinde, askeri bir kimliği tespit edilemeyen, herhangi bir mücadele sahnesi içermeyen, atlının kıyafetlerindense askeri bir kimlik okunamayan bu örneklerde atlı
insan tasviri; “ecel atına binmiş kişi” olarak yorumlanabilir.
KUŞ-Ölüm için “uçmak” kelimesinin kullanılıyor olması ruhun kuş olup uçtuğu düşüncesini akla getirir (Çoruhlu, 1995: 53-60). Alevi inanışa göre ruh, içinde bir kuş hapseden kafes
gibi olup her daim aslına ulaşmak için çaba sarf etmektedir
KAHVE TAKIMLARI
Mezar taşları üzerine işlenen kahve ile ilgili eşyaların kahvenin ölüm acısıyla
kavrulan insanlara bir rahatlık verdiği düşünülmektedir
Uygurlarda Ecel şerbetini içmenin, ölüm ve ölümsüzlük suyu yorumlarının tümü mezar taşına işlenmiş kadeh ve sürahi kompozisyonu yorumlamalarında yer alır