Deprem uzmanı Ateş: "250-300 yıl gibi süreçte deprem beklenmiyor"

Deprem uzmanı Ateş:

Deprem uzmanı Ateş: "250-300 yıl gibi süreçte deprem beklenmiyor"

Prof. Dr. Ali Ateş, Bolu’da yaşanılabilecek deprem riskine karşı uyarılarda bulundu. Ateş, 250-300 yıllık sürede Bolu’da deprem beklenmediğini işaret ederken, yeni deprem yönetmeliğini karşılamayan binaların ise 5.2’lik bir depremde yıkılabileceğini ifade etti.
Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi (BAİBÜ) İnşaat Mühendisliği Bölüm Başkanı, Mimarlık Fakültesi Dekanı ve geoteknik uzmanı Profesör Doktor Ali Ateş, Kuzey Anadolu Fay Hattı üzerinde ve yüksek deprem riski bölgesinde bulunan Bolu’da, meydana gelebilecek muhtemel depremler hakkında açıklamalar yaptı. Prof. Dr. Ali Ateş, kısa vadede Bolu’da bir deprem beklenmediğini belirtti. 1940’lı yıllarda Bolu’nun Abant, Mudurnu ve Gerede bölgelerinde meydana gelen depremlerinin ardından geçen sürede enerji birikinti olmadığını söyleyen Ateş, tekrar deprem için enerji birikiminin 250 ila 300 yıllık bir sürece dayanacağını ifade etti. Ayrıca Prof. Dr. Ali Ateş, yeni deprem yönetmeliğinden önce inşa edilen binalarda güçlendirme çalışmalarının yapılmasını, aksi takdirde 5.2’lik küçük bir depremde bile bu binaların yıkılabileceğini söyledi.

"Kısa vadede beklenen büyük bir deprem söz konusu değildir"
Kısa vadede Bolu’da deprem beklenmediğini söyleyen Prof. Dr. Ali Ateş, "Şu anda Bolu’da kısa vadede beklenen büyük bir deprem söz konusu değildir. Son zamanlarda İstanbul’da meydana gelen depremin Bolu’ya doğrudan bir etkisi yoktur. Elbette, titreşimler hissedilmiş olabilir. Ancak stres transferi açısından değerlendirdiğimizde, bu depremin Bolu üzerinde yakın zamanda bir etkisi olacağını düşünmüyorum. Bolu’yu etkileyen faylar, Kuzey Anadolu Fay Hattı üzerinde bulunan segmentlerdir. Bu segmentlerin etkinliği vardır, ancak tarihsel verilere baktığımızda, Bolu çevresinde yer alan Gerede, Abant ve Mudurnu gibi bölgelerde geçmişte meydana gelen depremlerin dönüşüm periyotları oldukça uzundur. Bu periyotlar 250 ila 300 yıl gibi uzun zaman dilimlerini kapsamaktadır. Gerede depremi 1944, Mudurnu depremi 1944, Abant depremi 1957’de yaşandı. Bu depremlerden sonra geçen süre, fayların yeniden büyük bir deprem üretmesi için yeterli enerji biriktirmesi açısından henüz yeterli değildir. Dolayısıyla kısa vadede yıkıcı bir deprem beklenmemektedir. Ancak 5.1 büyüklüğüne kadar olan depremler her zaman olabilir. Bu tür depremler genellikle yıkıcı değildir. Bu durum, elbette ‘depreme hazırlıklı olmamıza gerek yok’ anlamına gelmez. Aksine, depreme hazırlık çalışmalarımızı sürdürmeliyiz" dedi.

"Mikro bölgeleme çalışmasının yapılması elzemdir"
Mikro bölgeleme çalışmalarının yapılmasına dikkat çeken Ateş, "Bolu’daki bölgelerin zemin yapılarının detaylı bir şekilde taranması, yer altı su seviyelerinin belirlenmesi ve bu verilerin haritalanması gerekmektedir. Bu çalışmalar, mikro bölgeleme kapsamında değerlendirilmelidir. Bugüne kadar parça parça bazı çalışmalar yapılmış olabilir, ancak geniş kapsamlı bir mikro bölgeleme çalışmasının yapılması elzemdir. Doğru zemine doğru yapı tasarlanmalı, deprem dayanımı yüksek yapıların, yapı tasarım parametrelerine ve yükleme senaryolarına uygun olarak inşa edilmesi sağlanmalıdır. Bu çalışmalara öncelik verilmelidir" diye konuştu.

"Eski yapılar 5.2 büyüklüğünde bir depremde yıkılabilir"
Deprem yönetmeliğine de değinen Ali Ateş, eski yapıların muhtemel bir 5.2 büyüklüğünde depremde yıkılabileceğini belirtti. Ateş, "Güncel deprem yönetmeliklerine göre tasarlanan ve inşa edilen yapılar, 7.0 ve 7.2 büyüklüğündeki depremleri rahatlıkla atlatabilir. Ancak eski yapıların durumu farklıdır. Bu yapılar 5.2 büyüklüğündeki bir depremde bile yıkılma riski taşıyabilir. Öncelikle yapı stoğunun taranması gerekir. Yapıların hangi yıllarda inşa edildiği, hangi deprem yönetmeliğine göre tasarlandığı ortaya konulmalıdır. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde bugüne kadar 10 farklı deprem yönetmeliği yayımlanmıştır. Her yeni yönetmelik, önceki yönetmeliklerin yetersizliklerinin fark edilmesiyle ortaya çıkmıştır. Örneğin, 2018 Deprem Yönetmeliği neden çıkarıldı? Çünkü her depremde yeni bilgiler ediniliyor, yeni kriterler geliştiriliyor ve mevcut yönetmelikler yetersiz kalabiliyor. Bu da şu anlama gelir, Mevcut binalar, gelecekte olabilecek risklere karşı yeterince dayanıklı olmayabilir. Bu yüzden yapı stoğu detaylı biçimde incelenmeli, hangi yönetmeliğe göre inşa edildiği tespit edilmeli ve mevcut yönetmeliğe göre performans analizi yapılmalıdır. Eğer yapının mevcut durumu yeni yönetmeliğin şartlarını sağlamıyorsa, bu binalar ya yıkılmalı ya da güçlendirilmelidir. Aksi takdirde, bu yapılar 5.2’lik bir depremde bile hasar görebilir veya yıkılabilir" ifadelerini kullandı.