Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Hiçbir silah vatan sevgisine, millet sevgisine galip gelemez"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Çanakkale’de sembolleşen ezeli ve ebedi kardeşliğimize ilelebet sahip çıkacak, şehitlerimizin izinde hep birlikte geleceğe yürüyeceğiz. Çanakkale’de bir kez daha görülmüştür ki ne kadar gelişmiş olursa olsun hiçbir silah vatan sevgisine, millet sevgisine galip gelemez" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Devlet Övünç Madalyası ve Beratı Tevcih Töreni’nde konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Devlet Övünç Madalyası ve Beratı Tevcihi dolayısıyla düzenledikleri tören vesilesiyle davetlilerle beraber olmaktan büyük bir memnuniyet duyduğunu belirterek, "Devlet Övünç Madalyası ve Beratlarını takdim edeceğimiz tüm asker ve polis kardeşlerimize, onların ailelerine, devletimize yaptıkları hizmetler dolayısıyla şükranlarımı sunuyorum. Sözlerimin hemen başında Ramazan-ı Şerifin hepimiz için hayırlı, mübarek olmasını Rabbimden niyaz ediyorum. Bu ayda tuttuğunuz oruçların, yaptığınız ibadetlerin kabul olmasını diliyor, hepinizin huzur ve afiyet içinde daha nice Ramazanlara kavuşmasını temenni ediyorum" dedi.
Tevcih edecekleri madalyaların, devletin minnet duygusunun sadece birer sembolü olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Şehit yakınları ve gazilerimizin, milletimizin kalbindeki yerleri zaten her türlü takdirin ve övgünün kat be kat üzerindedir. Vatanımız uğrunda hayatlarını feda eden her şehidimiz Türkiye’nin yolunu aydınlatan birer meşaledir. Aziz şehitlerimize bir kez daha Allah’tan rahmet, yakınlarına ve milletimize baş sağlığı diliyorum. Tüm şehitlerimizin mekanları cennet olsun. Allah bizi onların şehadetine ve şefaatine nail etsin diyorum. Allah yolunda ölümü göze alarak mücadele eden, bu uğurda bedel ödeyen gazilerimize aynı şekilde minnettarlığımızı ifade ediyorum. Kahraman gazilerimize de Rabbimden uzun ve hayırlı ömürler niyaz ediyorum" diye konuştu.
"Şehit ve gazilerimizden aldığımız ilham cesaret ve kararlılıkla vatanımıza gerektiğinde canımız pahasına sahip çıkmaya devam edeceğiz"
"Rabbimiz hayat rehberimiz Kur’an’ı Kerim’de ’Allah yolunda öldürülenlere ölüler demeyiniz. Zira onlar diridirler ancak siz bunu bilemezsiniz’ buyuruyor" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu ilahi müjdenin gereği olarak biz de şehitlerimizin yaşadıklarına tüm kalbimize inanıyor ve iman ediyoruz. Şehitlerimizin muazzez hatıraları bin yıldır olduğu gibi inşallah yarın da istiklalimizin ve istikbalimizin güvencesi olacaktır. Şu hakikati bugün bir kez daha açıkça söylemek isterim. Bu topraklar üzerinde ay yıldızlı al bayrağımız gururla dalgalanıyorsa, ezanlarımız her gün beş vakit gökyüzüne yükseliyorsa, kendi ülkemizde özgürce ve onurluca yaşayabiliyorsak bunun arkasında şehitlerimizin fedakarlığı gazilerimizin de cesareti vardır. Aziz şehitlerimizin yüzü suyu hürmetine biz millet olarak bin yıldır tarih sahnesinde varlığımızı idame ettirebiliyoruz. Allah’ın izniyle karşımıza kim çıkarsa çıksın, millet olarak ezeni ve ebedi vatanımızda başımız dik alnımız ak bir şekilde yaşamayı sürdüreceğiz. Şehit ve gazilerimizden aldığımız ilham cesaret ve kararlılıkla vatanımıza gerektiğinde canımız pahasına sahip çıkmaya devam edeceğiz" dedi.
Bugün aynı zamanda tarihin en parlak sayfalarından biri olan 18 Mart Çanakkale Zaferi’nin 110. yıl dönümünün idrak edildiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Çanakkale destanını kanlarıyla yazan kahramanlarımızın her birini özellikle şehitlerimizi ve gazilerimizi rahmetle yad ediyorum. Bu toprakları vatan yapabilmek için Malazgirt’ten Niğbolu’ya, Mohaç’tan Preveze’ye, İstanbul’un Fethinden Kut’ül Amare’ye, İstiklal Harbi’nden Kıbrıs Barış Harekatı’na kadar nice çetin savaşlar verdik" açıklamasını yaptı.
"Büyük bir kibirle geldikleri Çanakkale’yi ne yaptılarsa geçemediler"
Çanakkale Savaşları’nın maziden atiye uzanan istiklal mücadelesinde milletin topyekun kıyamını ifade etmesi bakımından farklı bir anlama sahip olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Çanakkale, itilaf devletlerinin Birinci Dünya Savaşı’nı kısa yoldan sona erdirmek için açtıkları bir cepheydi. İtilaf kuvvetleri ellerini kollarını sallayarak Çanakkale’den geçebileceklerini zannediyorlardı. Hatta dönemin İngiliz Bahriye Nazırı Churchill’in şöyle söylediği rivayet edilir: Türkler mi? Bir elimizi arkamıza bağlar, diğer elimizle ezer geçeriz onları. Evet, büyük bir kibirle geldikleri Çanakkale’yi ne yaptılarsa geçemediler. Kendi tabirleriyle ifade edecek olursak, tarihin gördüğü en kalabalık haçlı kuvvetlerine rağmen başaramadılar. Yenilmez armada dedikleri savaş gemilerine rağmen başaramadılar. Uzun menzilli toplarına, makineli tüfeklerine ve milyonlarca mermilerine rağmen başaramadılar. Şair ne diyor? "Ey bu topraklar için toprağa düşmüş asker, Gökten ecdad inerek öpse o pak alnı değer, Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor Tevhidi, Bedr’in aslanları ancak bu kadar şanlı idi" ifadelerini kullandı.
Yanlış hesabın Çanakkale’den döndüğünü, işgal ruhunu hüsrana uğrattığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan şöyle konuştu:
"Çanakkale’de bir kez daha görülmüştür ki ne kadar gelişmiş olursa olsun hiçbir silah vatan sevgisine, millet sevgisine galip gelemez. İstiklale aşık bir milletin vatan savunması nasıl olur, işte Çanakkale 110 sene önce bunu tüm dünyaya göstermiştir. Türk milletinin kanıyla yazdığı bu destanın her bir sayfası ayrı bir gurur, kahramanlık ve aynı zamanda hüzün vesikasıdır. Askerlerimizin hangi yiğitliğini anlatmaya başlasak bir taraftan göğsümüz kabarır ama diğer taraftan boğazımız düğümlenir. Sesimiz titrer, gözyaşlarımız sel olur gider. Ezineli Yahya Çavuş’un 67 eriyle 3000 kişi karşısında yazdığı destan böyle bir destandır."
"Çanakkale anlaşılmadan Türkiye anlaşılmaz"
Yarbay Mustafa Kemal’in kumandasındaki 19. tümen 57. alayın sancağını düşmana teslim etmeme uğruna tüm neferlerinin şehit düşerek yazdığı destanın böyle bir destan olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Rumeli Mecidiye Tabyası’ndan Havranlı Seyit Onbaşı’nın çeyrek tonluk top mermisiyle İngilizlerin meşhur zırhlı gemisi ocean’ı batırması işte böyle bir destandır. Çanakkale savaşları daha bunun gibi nice destana nice fedakarlığa ve yiğitliğe sahne olmuştur. Çanakkale zaferi bize çok kıymetli bir miras bırakmıştır. Bu savaşta şu hakikat bir kez daha tecessüm etmiştir. Türk milletinin karakteri hürriyettir, istiklaldir, bağımsızlıktır, başka hiçbir milletin boyunduruğu altına girmemektir. Dolayısıyla Çanakkale anlaşılmadan Türkiye anlaşılmaz" değerlendirmesini yaptı.
Çanakkale ruhunu anlamayanın Türk milletini anlayamayacağının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Çanakkale’deki kardeşliği, cesareti, imanı anlayamayan bu ülkenin ve milletin kodlarını çözemez. Çanakkale zaferinin anlaşılması hem tarih şuurunun güçlenmesine hem de bugünü ve geleceği daha iyi kavramamıza yardımcı olacaktır. Çanakkale bizim nasıl bir millet olduğumuzu anlatan epik bir destandır. Çanakkale’de ülkemizin ve Suriye’den Gazze’ye gönül coğrafyamızın dört bir yanından şehitlerimiz koyun koyuna yattığı müddetçe Allah’ın izniyle kimse bizim aramıza kandan ve gözyaşından duvarlar öremeyecektir" ifadelerini kullandı.
"Çanakkale’de sembolleşen ezeli ve ebedi kardeşliğimize ilelebet sahip çıkacak şehitlerimizin izinde hep birlikte geleceğe yürüyeceğiz" diyen Erdoğan, "Çanakkale şehitlerinin evlatları olarak zorluklar karşısında yılmayacağız. Saldırılar karşısında geri adım atmayacağız. Tehditlere ve şantajlara boyun eğmeyeceğiz. Emperyalistlerin oyunlarına karşı uyanık olacak, ortak yaşama irademize darbe vurulmasına asla müsaade etmeyeceğiz. El ele, gönül gönüle, omuz omuza vererek barışın, kalkınmanın ve kardeşliğin asrı olacak Türkiye Yüzyılını inşallah beraber inşa edeceğiz. Rabbim yolumuzu, bahtımızı açık etsin diyorum" şeklinde konuştu.
Çanakkale Deniz Zaferi’nin 110. seneyi devriyesinin ülkeye, millete, tüm kardeş coğrafyalara mübarek olmasını temennisinde bulunan Erdoğan sözlerini şöyle tamamladı:
"Çanakkale’yi geçinmez kılan kahramanlar başta olmak üzere soluk alıp verdiğimiz müddetçe aziz hatıralarını hürmetle yad edeceğimiz tüm şehitlerimize bir kez daha Allah’tan rahmet diliyorum. Bu düşüncelerle devlet övünç madalyası ve beratlarını takdim edeceğimiz şehit yakınlarımızı ve gazilerimizi tekrar tebrik ediyorum. Sabrınız, vakarınız, metanetli duruşunuz için ayrıca teşekkür ediyorum."