Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Barış diplomasisinin önceliğini dünyada bugün Türkiye üstleniyor"

Cumhurbaşkanı Erdoğan:

Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Barış diplomasisinin önceliğini dünyada bugün Türkiye üstleniyor"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "İnsani diplomasinin sancaktarlığını bugün Türkiye yapıyor. Barış diplomasisinin önceliğini dünyada bugün Türkiye üstleniyor. Küresel sisteme en esaslı eleştirileri, alternatif çözüm önerileriyle birlikte en net biçimde Türkiye gerçekleştiriyor. Yıldızı küresel ölçekte parlayan bir Türkiye var" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Gençlik Kolları tarafından düzenlenen ‘GENÇFEST Bir Gençlik Festivali’ programına katıldı. Zeytinburnu’ndaki İstanbul Basketbol Gelişim Merkezi’ndeki programda katılımcılara seslendi.
Türkiye 100 yılında dinamik, birikimli ve ahlaklı gençlikle adım atmaktan iftihar ettiğini söyleyen Erdoğan, "Bu kutlu mücadelede sizlerle yol arkadaşlığı yapmaktan büyük bir onur, büyük bir mutluluk duyuyorum. Buradan tüm samimiyetimle söylüyorum, siz gençler Türkiye’nin aydınlık geleceğini temsil ediyorsunuz. Sizlere baktıkça çok daha büyük, güçlü, müessir ve muteber bir Türkiye görüyorum. Sizlere baktıkça dalları dünyanın dört bir ucuna uzanan köklü bir çınarın yemyeşil yapraklarını görüyorum. Sizlere baktıkça ümidi, sevgi, merhameti, büyük bir medeniyetin o zengin mirasını görüyorum. Her biriniz bu ülkenin istikbalisiniz. Her biriniz bu ülkenin ümidisiniz. Her biriniz bu ülkenin parlak yarınlarısınız" dedi.

"Her seferinde küllerimizle yeniden doğduk"
Anadolu’nun yüzyıllardır saldırıya uğradığını ama vazgeçmediklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Sevgili gençler, bakınız, evvela şunu net bir şekilde ifade etmek isterim. Biz öyle sıradan bir devlet değiliz. Biz öyle sıradan bir millet değiliz. Biz yüzyıldır, iki yüzyıldır tarih sahnesinde olan bir millet hiç değiliz. Batıdan Haçlılar geldi. Doğudan Moğollar geldi. Yaktılar, yıktılar, taş üstünde taş, baş üstünde baş bırakmadılar. Ama biz vazgeçmedik. Unutmayın, Timur geldi filleriyle, ordusuyla geldi, Anadolu’yu baştan başa ihtilal etti. Yılmadık, yıkılmadık. Şah İsmail, içeriden dışarıdan vatanımızı sarstı, salladı, eyvallah demedi. Osmanlı Cihan Devleti, Viyana önlerinden, Balkanlardan, Yemen’den, Afrika’dan, Orta Doğu’dan çekildi. Ankara’ya kadar topraklarımızı kaybettik. Bittik, tükendik demedik. Umudumuzu yitirmedik. Her fetret döneminden unutmayın, daha güçlü çıktık. Her bozgundan sonra yeniden toparlandık. Her seferinde küllerimizle yeniden doğduk. Her seferinde daha güçlü boy verdik, filiz verdik. Her seferinde çok daha derinlere kök saldık" diye konuştu.

"Akan kanı durdurmak için gecemizi gündüzümüze katıyoruz"
Akan kanı durdurmak için, ölümlerin, zulümlerin önüne geçmek için geceyi gündüze kattıklarını belirten Erdoğan, "Bırakın başkaları detaylarda kaybolup gitsin. Biz ufka bakacağız, ufkun ötesine bakacağız. Dikkat edin, şu anda gözlerimiz Filistin üzerinde, Gazze üzerinde, gözlerimiz Pakistan üzerinde, gözlerimiz Libya’da, Sudan’da, Somali’de, gözlerimiz Afrika’da, Avrupa’da, Balkanlar’da, gözlerimiz Rusya-Ukrayna Savaşı’nda. Aynı anda her birinde barış için, huzur için, ateşkes için, istikrarın temini için tek tek çabalıyoruz. Akan kanı durdurmak için, ölümlerin, zulümlerin önüne geçmek için gecemizi gündüzümüze katıyoruz. İnsani diplomasinin sancaktarlığını bugün Türkiye yapıyor. Barış diplomasisinin önceliğini dünyada bugün Türkiye üstleniyor. Küresel sisteme en esaslı eleştirileri, alternatif çözüm önerileriyle birlikte en net biçimde Türkiye gerçekleştiriyor. Yıldızı küresel ölçekte parlayan bir Türkiye var. Onlara inat, kardeşlerimizle birbirimize daha sıkı sarıldık. Balkanlardan Afrika’ya, Türkistan’dan Avrupa’ya kurduğumuz gönül köprüleriyle mazimize sahip çıktık. Dostluğumuzu, kardeşliğimizi, dayanışmamızı bugünlere taşıdık. Şimdi ortak geleceğimizi bu kardeşlerimizle birlikte hepimizin yararına olacak şekilde inşa ediyoruz. Ufkun ötesine bakarken elbette kendi sokağımızı imal etmiyoruz. İçeride cepheyi güçlendirmek için önemli adımlar atıyoruz" şeklinde konuştu.

"Terörsüz Türkiye en büyük eserimiz olacak"
Ülkenin istikbali adına konulmuş en stratejik hedeflerden birinin terörsüz Türkiye olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kalenin içten fethedilmemesi için, millet için, memleket için, aydınlık bir gelecek için gece gündüz koşuyor, koşturuyor, çaba sarf ediyoruz. Gençler, bu ülkenin istikbali adına konulmuş en stratejik hedeflerden biri terörsüz Türkiye’dir. Terörün, şiddetin, terör tehdidinin olmadığı bir ülkeyi ve bölgeyi inşa etmek için yoğun gayret içerisindeyiz. Bakın, biz bin yıldır vatanımız olan bu topraklarda özgürce yaşayabilmek için çok çetin mücadeleler verdik. Daha ömrünün baharında fidan gibi delikanlılarımız toprağa düştü. Kadını, erkeği, genci, yaşlısı, hatta çocuğuyla on binlerce canımızı terör saldırılarında kaybettik. Kahraman güvenlik kuvvetlerimiz, kahraman güvenlik korucularımız çoğu zaman en ön cephede bu ülke için, bu vatan için, hepimizin huzuru için şehit oldular, gazi oldular. Rabbim hepsinden razı olsun. Cenab-ı Allah şehitlerimizin ruhlarını şan, mekanlarını inşanla cennet eylesin" diye konuştu.

"Yaklaşık 2 trilyon dolarlık bir kaynağı bu amaçla kullandık"
Teröre ekonomik açınan çok ağır bir faturayla karşı karşıya kaldıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ekonomik açıdan da çok ağır bir faturayla karşı karşıya kaldık. Yaklaşık 2 trilyon dolarlık bir kaynağı bu amaçla kullandık. Siyasette, demokraside, birlik ve dirliğimizde pek çok sıkıntıyla yüzleştik. Uluslararası ilişkilerde, diğer konular yanında bu meseleyle de uğraşmak zorunda kaldık. Terörden dolayı kardeşliğimiz yara aldı. Terör sebebiyle kalkınma yolculuğumuz çok yavaş ilerledi. Şimdi bu musibetten ülkemizi ve milletimizi tamamen kurtarmak için çok hassas, çok kararlı adımlar atıyoruz. İnşallah hedefe ulaşıncaya kadar durmayacağız" ifadelerini kullandı.

"Terörsüz Türkiye menziline mutlaka varacağız"
Terör örgütünden beslenenlerin, terör örgütünün silah bırakmasından rahatsız olduklarını söyleyen Erdoğan, "Terörsüz Türkiye menziline mutlaka varacağız. Şimdi sevgili gençler, terör örgütü kendisini feshettiğini, silahları da bırakacağını açıklayınca içerde bazıları bundan rahatsız oldu. Yıllardır terör örgütüne tek bir eleştiren cümle dahi kurmayanlar birden örgütün kanlı geçmişini hatırladı. Ekranlarda yüzleri düşenleri mi ararsınız? Köşelerinde karalar bağlayanları mı ararsınız? Yarısı yalan, yarısı yanlış sözde kulis bilgileriyle fitne tüccarlığı yapanları mı ararsınız? Neredeyse terör örgütüne gidip yapmayın, etmeyin, terörü bırakmayın diye yalvaracaklar. Neden? Çünkü bugüne kadar terörden beslendiler. Bu güne kadar siyasetten terörden nemanaldılar. Boğazda viskilerini yudumlayıp, kendilerince devrimcilik oynarken terörden kazandılar. Terörden güçlendiler. Terörden kendilerine iktidar ve ikbal devşirdiler. Terör biterse, beslendikleri bataklık kuruyacak. Terör biterse, tezgahları dağılacak. Terör biterse, istismar alanları kaybolacak. Terör biterse, ideolojilerinin kumdan kaleleri yıkılacak. Terör biterse, yıllarca ekmeğini yedikleri düzenleri bozulacak. Onun için feryat figan ortalığı bulandırmaya çalışıyorlar. Dahası var. Cumhur İttifakı bu başarıyı elde etmesin de terör devam edip gitsin diyecek kadar ihtiraslarının esiri olanlar var. Bugüne kadar da hep böyle yaklaştılar. O çözeceğine hiç çözülmesin dediler ve işte bugünlere geldik" şeklinde konuştu.

"Bu musibetten kalıcı ve kati olarak kurtulmak istiyoruz"
"Kimse kusura bakmasın. Biz artık bu musibetten kalıcı ve kati olarak kurtulmak istiyoruz" diyen Erdoğan, "Sevgili gençler, 23 yılda bu ülkede yollar yaptık. Köprüler, barajlar yaptık. Konutlar inşa ettik. Havalimanları, okullar, üniversiteler açtık. Ekonomiyi büyüttük. Savunma sanayimizi şahlandırdık. Daha nicesini yaptık. İşte şimdi en büyük eserimizi inşa ediyoruz. Şu gördüğünüz devasa salon bizim eserimizdir. Bizim! Bu eseri de işte siz gençlerimize hediye edeceğiz. Ne yaptıysak milletimiz için. Bilhassa da gençlerimiz için yaptık. Bizim yaşadığımız sıkıntıları onlar yaşamasın. Bizim çektiğimiz zorlukları onlar çekmesin diye yaptık. Bu ülkenin evlatları birbirine hasım olmasın, birbirine düşman kesilmesin diye uğraştık. Türkiye daha fazla zaman kaybetmesin, insan kaybetmesin, potansiyelini daha fazla ziyan etmesin diye çırpındık. Kaderi de, kederi de beraber göğüsleyelim. Sevincimizi de, hüznümüzü de birlikte yaşayalım. Unutmayın, Türküyle, Kürdüyle, Arabıyla, Çerkesiyle, Lazıyla, Alevisi, Sünnisiyle müşterek bir geleceği huzur içinde güvenle kucaklamaya var mıyız?" diye konuştu.