Tarih: 02.07.2025 20:54

CHP Genel Başkanı Özgür Özel İzmir’de basın toplantısı düzenledi

Facebook Twitter Linked-in

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, "2023 yılının Temmuz ayından başlamış bir soruşturmadan bahsediliyor ve süreç içinde İzmir Büyükşehir Belediyesi bir kamu kurumu. Buradan dosya istendiğinde, evrak istendiğinde o evrakı elbette verecek veya şuraya bakın dendiğinde elbette bakılacak. Burada kesinlikle bir kötü niyet olmadığı gibi ’Cumhuriyet Halk Partililer birbirini şikayet etti’ algısı var" dedi.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İzmir’deki ziyaretlerin son durağı olan İzmir Büyükşehir Belediyesinden ayrılmadan önce basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Özel’e açıklaması sırasında CHP Genel Başkan Yardımcısı Murat Bakan ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay da eşlik etti.

"İmamoğlu’na nasıl sahip çıkıyorsak Tunç Soyer’e de aynı şekilde sahip çıkarız"
Özel, "Dün bir hak etmediğimiz şafak operasyonuyla her birisi davet edildikleri takdirde savcılığa gidebilecek olan arkadaşlarımız, sizlerin de yakından takip ettiğiniz dört başı mamur bir algı operasyonuyla sabahın erken saatlerinde gözaltına alındılar. Gündüz konuşmama ilave söyleyeceğim bir şey yok. Şu kadarıyla özetleyebilirim. Hiçbir yerel yöneticimiz İstanbul’da da olsa, burada da olsa, başka yerde de olsa yargılanmaktan, hesap vermekten muaf değil. Buna bir itirazımız yok. Bunu aylardır söylüyoruz. Yeter ki yargılama adil olsun, hızlı olsun, savunma hakları kısıtlanmasın, kamu görevi Suç sayılacak yöntemlerle bu davaları ilerletmeye çalışmasınlar. Ve özellikle de tutuksuz yargılama esası olur. Bugün bütün hukuk fakültelerinde tutukluluk tedbirinin çok istisna, tutuksuz yargılamanın ana kural olduğu öğretiliyor. Ancak geçtiğimiz 100 günlük pratikte İstanbul’da gördüklerimiz bu konuda bizi endişelendiriyor. Ve burada İnanılmaz şişirilmiş rakamlarla yani geçmişte bir şirketten bahsediliyor. O şirkete yönetim kurulu üyeliği yapmış herkes gözaltında. Oysa biliyorsunuz veya bu böyle çıkacak ki o kişilerin hiçbir sorumluluğu olmayacak. Sorumlu olanların başka sorumlulukları olacak ama yönetim kurulu üyesi değil o şirkette. Siz şirketin bütün yönetim kurulu üyelerini gözaltına alamazsınız. Çok sayıda kişinin gözaltında olduğu devasa bir operasyon görüntüsü verilmek isteniyor. Ve bu işin sonunda da İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde çok sayıda şu anki görevlerinde bulunan geçmişte başka görevlerde bulunmuş kişiler gözaltındalar. Bunun bir an önce sonlanmasını, yargılanacak olanların tutuksuz yargılanmasını, bu algı operasyonunun şişme iş, bu 150 kişilik falan meselenin de normal sınırlar içinde değerlendirilmesini bekliyoruz. İzmir’in geçmiş pratiğinde Sayın Aziz Kocaoğlu’nun 379 yılın 33 suçtan yargılandığını tutuksuz yargılandığını ve teker teker her bir suçlamadan yargı önünde beraat ettiğini hatırlayalım. O gün bir tutuklama yapmış olsaydınız İzmirlinin beni yönetsin dediği kişiye İzmir’i yönettirmemiş sonuçta da beraat edecek olan kişiye boşu boşuna bir süre hapis yatırılmış. Yakınlarına da zulmetmiş olundunuz. Böylesi bir somut örnek de varken biz tutuksuz yargılama, adil, hızlı, şeffaf bir yargılama bekliyoruz. Bunun üzerine en sonunda kamuoyunu da ikna edecek, bütün somut delili ortaya koyacak şekilde bir suçu varsa suçu işleyen zaten cezasını seker. Onun arkasında kimse durmaz. Ama buradan bir suç varlığını bütün herkesin üzerine örtmek ve içlerinden birileri mutlaka suçlu deyip herkesi zan altında bırakmak değil en hızlı ve en adil yargılamayı tercih edilmesini bekliyoruz. Geçmişte her ikimizde Bornova Anadolu Lisesi mezunuyuz Tunç Başkan’la siyaseten ayrı düşmüş olabiliriz, tartışmalar olmuş olabilir. Ama bizim aramızdaki hukuk siyasi rekabetin dışında böyle günde dayanışmayı gerektirir. Öyle zaman zaman İzmir kapılarında acaba Özgür Özel Tunç Soyer’e sahip çıkar mı? Ekrem İmamoğlu’na nasıl sahip çıkıyorsak Tunç Soyer’e de aynı şekilde sahip çıkarız. Meselenin parti içinde nerede durduğumuzla hiçbir zaman ilgisi olmaz. Bunu bir kez daha ifade etmek isterim" dedi.

"İzmirliler ne yapılmaya çalışıldığının farkında"
Özel, İzmir’deki gözaltıların CHP içinden kaynaklandığı algısının oluştuğunu soran bir gazeteciye şöyle cevap verdi:
"Şimdi Cemil Bey de açıklamayı yaptı. Dosyayı takip eden avukatlar da aynısını söylüyor. 2023 yılının Temmuz ayından başlamış bir soruşturmadan bahsediliyor ve süreç içinde tabii burası bir kamu kurumu. Buradan dosya istendiğinde, evrak istendiğinde o evrakı elbette verecek veya şuraya bakın dendiğinde elbette bakılacak. Onu bana yollayın o baktığın şeyi dendiğinde elbette yollanacak. Burada kesinlikle bir kötü niyet olmadığı gibi ’Cumhuriyet Halk Partililer birbirini şikayet etti’ algısı var. Bu AK Parti’nin hem dünya kadar kötülüğü organize edip sonra da sütten çıkacak kaşık gibi kendisini bir kenara çekme çalışması. Allah’tan bugün İzmir’deyiz işte çeşitli ziyaretler oldu. Takip ettiniz. Kimle karşılaşsam meselenin farkında. İzmir’in böyle bir önemli tarafı var. Ne yapılmaya çalışıldığını İzmirliler bizden çok daha fazla farkında. Bu yüzden de bu AK Parti bu İzmir’de bu yüzden bir türlü bir şey olamıyor, olamayacakta. Çünkü bu yaklaşım İzmirlinin vicdanını zedeliyor. Bu iftiralar, bu sözler. O yüzden de bu AK Parti İzmir’de bir türlü bir şey olmaz. Cumhuriyet Halk Partisi’ne yıllardır yenildiniz, şöyle yaptınız diyenler son yerel seçimlerde bütün Türkiye’de Nasıl Türkiye’nin yüzde 65’ini yönetme yetkisini bize verdiklerini bu kumpasları kuranlara veya olmadığı halde yok efendim Cemil Tugay şikayet etmiş diyenleri hatırlatmak lazım. Bize Sivas’ın ötesinde yoksunuz diye dalga geçenler Ege’de yok. Ege’de Cumhuriyet Halk Partisi dışında bir partinin büyükşehir ya da il belediyesi yok. O yüzden Türkiye’nin yedi bölgesinde büyükşehir ya da il belediyesi olan tek parti Cumhuriyet Halk Partisi partisi. Milletin bu güveni duyduğu partiye bu tip ithamlarda bulunmak yakışık almaz."

"Bir ben kaldım, beni de atsın hapse"
Hakkında hazırlanan fezleke için de konuşan Özel, "Biz millete güvenerek siyaset yapıyoruz. Birileri de yargı sopasına güvenerek bizi sindirmeye çalışıyor. Dokunulmazlığı kaldıracak, yargılayacak. Bir ben kaldım, beni de atsın hapse. Sonra Ne olacak? Ben kazandım mı diyecek? Yani kendisini yenebilecek rakiplerine bu şekilde saldır, saldır, saldır. Biz bunlardan korksaydık, demirden korksaydık trene binmezdik. Bunlar bize vız gelir, tırıs gider. Hani sordunuz diye yanıtladım. Yoksa bizim gündemimizde öyle fezleke, dokunulmazlık falan yok." dedi.

Karikatür hakkında konuştu
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bugün kendisini Leman dergisinin karikatürünü savunmakla ağır bir şekilde eleştirdiğinin hatırlatılması üzerine Özel, "Şimdi ya Sayın Erdoğan’ın okuduğunu anlama kapasitesini yitirdiğini düşünmek lazım ya da birileri kendisini fena halde aldatıyor, kandırıyor. O da hiçbir şey yapmadan o önüne yazılanları mı okuyor? Yani Sayın Erdoğan’a tavsiyem bugün akşam müsait bir zamanında otursun. Beni de çok izlediğini biliyorum. Dünkü açıklamama, bir baksın bakalım ben ne demişim. Onun söyledikleri ne alakası var benim dediğim ve bütün kamuoyunun önünde söyledim vicdanlı insanlara. Bir kişi de çıkıp aksini demedi. Bugün Erdoğan’a diyorlar ki: ’Özgür Özel peygambere hakareti yapan karikatüristleri savunuyor.’ Ben o karikatüre baktım. Sayın Erdoğan da alsın bir baksın. Bombalar geliyor iki taraftan da. İki kişi hayatını kaybetmiş. Göğe doğru yükseliyor. Melek kanatları var. Başında hareler var. Melek. Peygamber öyle resmedilmez. Peygamber melek değildir. Kanatı falan olmaz. Peygamberin resmedilmesi zaten düşünülemez. Ben ilk başta böyle bir şey oluyordu. Çok yanlış yapmışlar dedim. Sonradan baktım. Gökyüzünde diyor ki: ’Benim adım Muhammed.’ Öbürü de diyor: ’Benimki de Musa.’ Doğduğunda peygamberin adının ve edildiği çocuklar ölüyor bu savaşta diyorlar ve melek olup uçuyorlar diyorlar kaç yaşında olursa olsun. E şimdi bunu görüp de peygambere hakaretlersen ya bu bir kere melek. Peygamber çizecek olan kanat çizmez peygambere. Bu kısmı yanlış dedi. Ve bunun üzerinden bu linç haksızdı. Yoksa peygamberi çizmiş de biz de iyi yapmış, hoş yapmış, beş yapmış falan da demedik. Doğrusunu söyle. Sonuçta bakıp da aksini söyleyen var mı arkadaşlar? Şimdi o ben size şunu söyleyeyim. Bu bir sürü kızan, köpüren, tweet atan, bilmem ne yapan, o ilk gece oraya gidenlerin yüzde 95’inin karikatürü görmediğini düşünüyorum. Karikatüre dönün bakın. Orada peygamber resmedilmiş diyorsanız bombanın düşüp de öldürülüp göğe yükselenin Hazreti Muhammed olduğunu iddia eden varsa Erdoğan haklı. Hazreti Muhammed bugün bombayla öldürülüp gökyüzüne yükseliyor olabilir mi arkadaşlar? Ben Muhammed dediği iki taraftan da peygamberin isimlerinin verildiği insanlar ölüyor diyor karikatür. Buradan bir şey bulmuş. Ben bunu anlattım dün. Bir sürü yerden de ’Ya böyle bilmiyorduk, bakmamıştık, doğruymuş, iyi ki öyle olmuş, biz de linçe katılmıştık.’ Öz eleştirileri de geldi. Bugün dünden beri kimsenin bir şey görmediği yerde Erdoğan’a bugün yazmışlar, onları savunuyor falan. Komik. Ha böyle bir şeye itiraz edecekse ben size söyleyeyim. Türkiye Büyük Millet Meclisi tutanaklarını açın hemen, AK Parti Tekirdağ Milletvekili bugün ’Bizler inançlı milletiz. Kutsallarımız, peygamberimiz ve cumhurbaşkanımız bizim en hassas noktalarımız.’ diyor. Peygambere denk tutma varsa ve bir saygısızlık varsa senin Tekirdağ milletvekili bizim en kutsallarımız peygamberimiz ve cumhurbaşkanımız diyor. Daha ne diyeceksiniz ya? Dön onunla uğraş. Git ona söyle. Bu sözü söyleyecek şuursuzluğu bünyesinde barındıracak. Sonra başka yerde yok Peygamber’e hakaret edeni savundu falan. Ben doğru bildiğini söylerim arkadaşlar. Bunu ilk baştan beri biliyorsunuz. Ben doğru bildiğini söylerim. Yanlış gördüğümü söylerim. Bedeli ne olursa olsun. Ben gördüğüm yerde peygamber görseydim derdim ki bu yanlış. Doğru olmamış. Peygamber resmedilmez. Bombayla ölmüş, göğe yükselen Hazreti Muhammed olduğuna inanıyor ya. Bunun öyle çizildiğine inanıyorum. Onu da söyleyeceğim. Ama burada da Tekirdağ milletvekilinin ’Bizim kutsallarımız, peygamberimize, cumhurbaşkanımıza’ daha bugün söylüyor bunu, Tekirdağ milletvekili. Bunu sorsun birisi. Sözüm size değil, siz sorarsınız muhakkak. Cumhurbaşkanı’nın yanında yanaşabilen muhabirlerden bir tanesi bunu sorsun bakalım. Akreditasyonu olan muhabirlerden bir tanesi bunu sorsun. O koca anlı şanlı gazetelerin, televizyonların muhabiri bir sorsun. Buna ne diyorsunuz desin. Erdoğan’a karikatüre bakmasını, benim açıklamamı kendisinin dinlemesini ya da tam metnini okumasını tavsiye ediyorum. Yoksa okuduğunu anlayamayan, muhakeme yeteneğini yitirmiş ya da kendisine ne yazılırsa onu tartışmadan okuyan bir siyasetçiye dönüştüğünü kabul etmiş olur Sayın Erdoğan. O kadar söyleyeyim. Ben tabii Sayın Erdoğan’a isminle ve şeyle böyle birinci ismiyle hitap etmeyi doğru bulmam. Kendisi böyle tercihlerde bulunuyor. Öyle kendisine Tayyip falan demeyeceğim. Sayın Erdoğan demeye devam edeceğim" dedi.

"Herkes kendince haklı"
"Devam eden gözaltılar sonrası tutuklamalar olursa İstanbul’daki gibi mitingler düzenleyip düzenlemeyeceklerinin" sorulması üzerine Özel şu cevabı verdi:
"Tutuklamalar olursa onu oturup tekrar değerlendiririz. Onun dışında bir miting ihtiyacı olursa, Türkiye’nin neresinde olursa yapacağımız gibi İzmir’de de yapabiliriz. Geçmişte Tunç Başkan’dan bu konuya yönelik olarak yani bu yakın geçmişte değil ama bir kooperatifçilik iyi niyetle yola çıkılmış bir kooperatifçilik meselesi sıkıntıya dönüşmüştü. Büyük bir sıkıntıydı. Ben bu sıkıntıyı çok iyi anlıyorum. İnsanlar arsalarını vermişler, ev sahibi olacaklar ya da para vermişler kooperatife girecekler, ev sahibi olmuşlar. İnşaat maliyetleri bilmem kaç katına fırlamış. Kooperatifçilik mantığı içinde bu işe hızlı etkin bir tedbir alınamamış, çözüm olmamış ve işte kimi yüzde 75’te kalmış bilmem ne. Bu işin çözülmesi lazım. Ben Sayın Başkan da ilk göreve geldiğimde, hayırlısı olsuna ilk geldiğimde de bu konuya hızla bir çözüm bulmak lazım diye söylemiştik. Bugün dahi yukarıda da benzer şeyi konuştuk. Yani bu işin bir yanını ile çözülme iradeyi gösteriyorlar. O arzudalar ama tabii insanlar mesela inşaat maliyetinin yüzde 75’ini ödediklerini düşünüyor. Eve verdiği para yüzde 25’i ya da verdiği para yüzde 25’ine denk geliyor ama ödemesi gereken paranın tamamını ödediğini düşünüyor. Herkes kendi açısından haklı veya pek çok kişi kendi açısından haklı. Öyle olunca bu meseleyi zamanında Tunç Bey’le de bir sohbet etmiştik. Yani bu problemi parti içinde zaman zaman bu konuşuluyor. Biz Cumhuriyet Halk Partisi’ne bir bütün olarak ki ben kooperatifçiliğe çok önem veren kendi eczanesi, kooperatif dışında bir yerden eğer o ürün orada varsa alışveriş yapmayan kooperatif çok inanan birisi olarak böyle kötü örneklerin kooperatifçiliğe zarar vermesinden de üzüntü duyuyorum. O yüzden o konuda yapıcı sohbetlerimiz olmuştu. Adaylık döneminde de bunları konuşmuştuk. Cemil Başkan da işte biraz önce de nasıl çareler üretmeye çalıştığını istihdam için teknik, mali zorluklarını ve nasıl bir formül aradıklarını izah ettiler. Öyle ama hani aramızda bir bu konuyla ilgili bunun ötesinde bir sohbet olmadı."
Özel basın açıklamasının ardından İzmir’den ayrılarak Manisa’ya geçti.



Orjinal Habere Git
— HABER SONU —
G-F0G61HQYBB