Cesedi yakılmış halde bulunan Afgan işçiyle ilgili davada 6 sanığın yargılaması devam ediyor

Cesedi yakılmış halde bulunan Afgan işçiyle ilgili davada 6 sanığın yargılaması devam ediyor

Cesedi yakılmış halde bulunan Afgan işçiyle ilgili davada 6 sanığın yargılaması devam ediyor

Zonguldak’ta cesedi yakılmış halde bulunan Afgan işçi Vezir Mohammad Nourtani’nin (50) ölümüne ilişkin davada 3’ü tutuklu 6 sanığın yargılanması devam edildi. Sanık avukatları ve yakınları ile Nourtani’nin avukatı arasında sözlü ve fiili gerginlik yaşandı. Duruşmada Nourtani’nin böbreğinin alınmasına ilişkin iddialar yer bulurken mahkeme heyeti, sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar vererek duruşmayı 19 Şubat tarihine erteledi.
Geçen yıl 10 Kasım’da cesedi yol kenarında yakılmış halde bulunan Afganistan uyruklu Vezir Mohammad Nourtanı’nın ölümüne Zonguldak 1. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya devam edildi. İki kez ara verilen duruşmada Nourtani’nin eşi Kamergül Meliki, tutuksuz sanıkları Alaaddin A., Eray D. ile taraf avukatları katıldı. Tutuklu sanıklar Hakan K., Enver G. ve Ahmet A.’nın yanı sıra tutuksuz sanık Sercan K. SEGBİS aracılığıyla duruşmaya katıldı.
Duruşmada Kamergül Meliki, eşi Vezir Mohammad Nourtani’nin davasıyla yeterince ilgilenilmediğini düşündüğünü söyleyerek, "Sizden tek isteğim kocamla birlikte çalışan iki iş arkadaşının dinlenmesi" dedi.
Nourtani’nin ailesinin avukatı Kerim Bahadır Şeker, yanmış cesette böbreğin ayrıştırılamadığı iddiası olduğunu söyledi. Maktulün her nedense yalnızca böbreğin olduğu tarafın yakıldığını öne sürerek, "Dosyada en başından beri tek bir hususa dekaylarıyla vurgu yaptık. Bir böbrek iddiası var dedik. Böbrek ayrıştırılamadığı rahmetli Nourtani’nin öldürülme şekline bakıyoruz. Bir kişi neden yakılır. Cesedi ortadan kaybetmek için. Eli düzgün parmakları düzgün. Yüzü, saç tellerine varana kadar düzgün. Sadece belirli bölgelere dökülmüş benzin. Böbreğin tefrik edilememesi ile ilgili şüphelerimizi ilettik. Ayrıca maktülün yüzünde ve köprücük, kaval kemiğinde dolayısıyla maktülün darba da maruz kaldığı bellidir. Tüm sanıkların tasarlayarak planlayarak canavarca hisle fikir ve eylem birliği içerisinde kasten öldürme suçundan cezalanrırılmalarını talep ederiz" diye konuştu.
Şeker, Adli Tıp Kurumuna ait raporu kabul etmediklerini söylerken sanıkların beyanlarındaki sözlerinin insanlığa karşı işlenen suçlardan olduğunu öne sürerek suç duyurusunda bulunacaklarını söyledi.

"Yanıma gelerek ’adam bayıldı’ dedi"
Duruşmada söz hakkı verilen tutuksuz sanıklar Alaaddin Ç. ile Eray D. beraatlerini talep etti. Alaaddin Ç., Nourtani’nin olaydan önce 19.50 sıralarında kömür getirip döktüğünü ve tekrar ocağa girdiğini söyledi. Sonrasında tutuksuz sanıklardan Sercan K.’nin yanına gelerek "adam bayıldı" dediğini anlatan Alaaddin Ç., "Akabinde içeri girdi maktül. O arada ben dışarıdayım. Sercan’ın benim yanıma gelerek ’adam bayıldı’ demesi ve benim içeriye girerek dibe boğazına kaçan maktülü görmem ve dilini dışarı çıkarmam 15-20 dk içerisinde yaşanmıştır. Bu sürede böbrek alınmasıyla ilgili iddiaların olması mümkün değildir. Olay gecesi telefonum olmadığı için ambulans veya polisi arayamadım. Onlardan ayrılıp evime gittim. Onlar da yanlarından ayrıldığım sırada hastaneye götüreceklerini söyledi. Maktülün hastaneye götürülmesi gerektiğini söylediğimde karşı çıkan olmadı. Zaten hastaneye götürüleceğini sanıyordum" dedi.
Tutuksuz sanık Eray D.’nin avukatı Mustafa Hayati Çalıcıoğlu, söz konusu maden ocağının ilkel bir ortama sahip olduğunu söyleyerek, "Orada böbrek alınması işleminin yapılması mümkün değildir" şeklinde konuştu.
Tutuksuz sanık Sercan K. da tehdit ve korku altında kalarak kamerayı yukarıya çevirdiğini söyledi.

Duruşma salonunda başlayan gerginlik adli koridorunda devam etti
Tutuksuz sanık Sercan K.’nin beyanları sırasında bir sanık yakını tepki gösterince görevli polislerce salondan çıkartıldı. Avukat Kerim Bahadır Şeker’in "Sanık müdafileri yerinde olsam...." dediği sırada sanık avukatları duruma tepki gösterdi. Mahkeme salonunda başlayan gerginlik adliye koridorlarında devam etti. Avukatlar arasındaki tartışmalara sanık yakınları da müdahil olunca tartışma büyüdü. Ekiplerin müdahalede bulunmasının ardından sakinleştirilen taraflar salona alındı.

Duruşmayı cep telefonuyla kaydettiği tespit edildi
Duruşmanın devam edeceği sırada sanık yakını olduğu öğrenilen Ö.A.’nın cep telefonu ile video kaydı yaptığı tespit edildi. Ö.A. hakkında "ses ve görüntülerin kaya alınması" suçundan suç duyurusunda bulunulmasına karar erildi. Telefonuna el konulan Ö.A., mahkeme heyetinin şikayeti üzerine polis ekipleri eşliğinde Cumhuriyet Savcılığına götürüldü.
Tutuklu sanık Hakan K., Serkan K.’nin "kamerayı korku ve tehdit altında çevirdim" şeklindeki iddialarını kabul etmediğini söyleyip tehdit etmediğini ifade etti. Hakan K.’nin avukatı da Adli Tıp Kurumunca hazırlanan raporlarda Nourtani’nin ölüm sebebinin tespitinin belirlenemediğini dolayısıyla da müvekkilinin suç işlediine dair somut delillerin bulunmadığını dile getirdi
Nourtani’nin avukatının iddialarının ise toplumda algıyı oluşturmaya çalıştığını söyledi. Duruşmada Cumhuriyet Savcısı mütalaasını verdi. Nourtani’nin avukatının iki tanığın dinlenmesi ve ölümüyle ilgili yeni bir rapor alınması talebini reddetti. Sanıkların da tutukluluk halinin devamını istedi.
Kararını açıklayan mahkeme heyeti sanıkların tutukluluk halinin devam edilmesine karar verdi. Tanıkların dinlenmesi, yeni bir adli tıp raporu alınması ve insanlığa karşı suçlar için e savunma alınmasına yönelik talepleri de reddetti. Duruşma da 19 Şubat 2025 tarihine ertelendi.
Duruşma sonrası gazetecilere açıklamada bulunan Şeker, taleplerinin reddedildiğini söyledi.