Cenaze için Sivas’a gitmişti, İstanbul’da Kırım Kongo Kanamalı Ateşine yakalandığını öğrendi, 17 yaşındaki genç yaşadıklarını anlattı
Cenaze için gittikleri Sivas’ta kene ısıran 17 yaşındaki genç İstanbul’a döndüğünde Kırım Kongo Kanamalı Ateşi olduğunu öğrendi. Zorlu tedavi sürecinin ardından taburcu edilen Eyüp Can Karapınar, "Ayağımdan ısırdığını gördüm, dedem ‘Çıkartalım’ dedi. 2-3 gün hiçbir sıkıntı yoktu sonra kusmaya başladım. Şu an her şey sıfırdan başlamış gibi. Ne olursa olsun umutlarını kaybetmesinler" dedi. Hastasının tedavisine ilişkin bilgi veren Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Burcu Bursal ise, "Komplikasyonlu seyretti, hastayı kaybetme ihtimalimiz de vardı, şanslıydık, evine sağlıkla yolladık. Hala takibimizde, taburculuk sonrası tekrarlamasını beklediğimiz bir hastalık değil. Herhangi bir sıkıntı olmadan dede de torun da atlattılar. Keneyi çıplak elle kendileri çıkarmış olmaları riskini arttırdı" dedi.
Esenyurt’ta yaşayan 17 yaşındaki Eyüp Can Karapınar ve halası, bir yakınlarının vefatı nedeniyle cenaze için geçtiğimiz günlerde Sivas’a gitti. Cenaze sonrası kuzenleriyle dışarı çıkan genç, vücudunda bir hareketlilikten şüphelendi, eve döndüğündeyse vücudundaki keneyi fark etti, edinilen bilgiye göre dedesi ise keneyi çıplak elle çıkardı. Ardından birkaç gün sonra genç İstanbul’a döndü ancak halsizlik, mide bulantısı, ateş gibi şikayetleri oldu. Hastaneye giden Karapınar, Sağlık Bilimleri Üniversitesi (SBÜ) İstanbul Kanuni Sultan Süleyman Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne yönlendirildi. Burada yaşadıklarını anlattığında hemen tedavi altına alındı, tahliller yapıldı. Kırım Kongo Kanamalı Ateşi olduğu belirlenen Karapınar için Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Burcu Bursal ve ekibi tarafından titizlikle izlendi. İzolasyon şartları sağlanarak özveriyle gece gündüz yakından takip edilen gencin durumu kimi zaman endişe verse de tedavinin başarıya ulaşması aile ve hastane ekibinde büyük sevinç oluşturdu. Kontrollerine devam eden Eyüp Can Karapınar ve babası Nuh Karapınar zorlu süreci anlatırken, Uzm. Dr. Burcu Bursal hastaya uygulanan tedavi ve toplumda kene ile ilgili dikkat edilmesi gerekenleri aktardı.
"Banyoya gireceğim sırada ayağımdan ısırdığını gördüm"
Sivas’ta kene ısırması sonrası İstanbul’a geldiğinde kendisinde ateş, kusma gibi belirtiler oluştuğunu söyleyen 17 yaşındaki Eyüp Can Karapınar, "Sivas’ta kuzenle hayvan otlatıyorduk. Bir gün kahvaltı yapalım dedik, oturduk. Kalktığımda içimde bir şeyler dolanıyordu, önlem aldık diye fazla bakmadım. Akşam eve gelip banyoya gireceğim sırada ayağımdan ısırdığını gördüm. Birilerini bekledim, o ara dedem geldi, ‘Çıkartalım’ dedi. Çıkarttığında da çok acıma gibi bir şey yoktu sadece çimdik gibi geçip gitti. 2-3 gün boyunca hiçbir sıkıntı yoktu, İstanbul’a eve geldim. Sonra sabah kusmaya başladım, halsizlik, baş dönmesi, ateş, ateşim 41-42’ydi. Hastaneye geldim, kan tahlili yaptılar. Kene olduğu, Sivas’tan geldiğim için beni tuttular, sağ olsunlar. Özellikle dar pantolon giydim, uzun çorap, çorapları pantolonun üstüne geçirdim, penyeyi de içime soktum, üstümde de kalın bir mont vardı özellikle giymiştim. Şu an her şey sıfırdan başlamış gibi. Ne olursa olsun umutlarını kaybetmesinler. Strese ya da üzüntüye, moral bozukluğuna gerek yok, direkt hastaneye gittiğiniz zaman her şey halloluyor. Benimki çıplak elle çıkarıldı. Kuzenlerim, amcalarım her zaman dağda 3-4 tane tutuyor, olanı çıkartıyorlar, onlarda bağışıklık gibi bir şey" şeklinde konuştu.
"Kene tutunmuş ve kendileri çıkarmış"
Keneye karşı bilinçli olunmasının çok önemli olduğunu ifade eden Uzm. Dr. Burcu Bursal, "Keneler bir virüsü taşıyarak bizi hasta edebilirler özellikle ülkemizde bazı bölgelerimizde keneler riskli o yüzden çocuklara kene teması olduğunda çıplak elle dokunmadan mutlaka poşet ya da eldiven aracılığıyla çıkarmaya çalışmak, çıkaramıyorsak bir sağlık kuruluşuna başvurup yardım istemek önemli. İnsanların, çocukların mutlaka açık renkli giyinmesi, pantolonlarını çoraplarının içine koymaları ve mutlaka yeşillik bölgeden geldikten sonra vücutta kene var mı diye derin bir şekilde; çocukların tamamen soyarak kontrol edilmesi çok önemli. Kene tutunan insanların 10 gün içinde mutlaka ateş, baş ağrısı kusma, ishal yaygın halsizlik açısından takip edilmeleri ve tekrar sağlık kuruluşuna başvurmalarını öneriyoruz. Hasta bu konuda acile başvurduğunda Sağlık Bakanlığı’nın çok iyi bir rehberi var. Önce hastanın kan tahlillerini, karaciğer enzimleri, pıhtılaşma faktörleri dediğimiz değerlerini alıyoruz. Bir bozukluk varsa ona göre süreci yönlendiriyoruz. Hastamız da 17 yaşında bir erkekti, Sivas’ın bir ilçesinden gelmişti, kene tutunmuş ve kendileri çıkarmışlar, daha sonra İstanbul’a gelmiş. 3 gün sonra hastanın baş ağrısı, yaygın halsizlik, ishal ve kusması olmuştu. Hastanemizin aciline başvurdu zaten öyküsü olduğu, yüksek riskli olduğundan hasta direkt çocuk enfeksiyon servisine izolasyon önlemleri alınarak yatırıldı. Sağlık Bakanlığı’na hastanın kan numunesi bilgilendirilerek yollandı. Bu hastalıkta riskli hastalara özellikle antiviral ilacı var, onu başlıyoruz. Hastaya ilacını temin ettik, erkenden başladık" dedi.
"Hastayı kaybetme ihtimalimiz de vardı"
Hastasının durumuna ilişkin konuşan Uzm. Dr. Bursal, "Komplikasyonlu seyretti, hastanemizin çocuk romanoloji ve yoğun bakım hocalarının da desteğiyle taburcu ettik. 14 gün burada takip ettik, evine sağlıkla sıhhatle yolladık. Makrofaj aktivasyon sendromu dediğimiz kenenin, virüsün tetikleyebileceği bir sendroma girdi, ona yönelik özel tedavilerine başladık. Hala takibimizde, günlük kontrollerine geliyor, şu anda tamamen sağlıklı. Bu hastada bazı değerlerimiz çok düşüktü. Adı üstünde Kırım Kongo Kanamalı Ateşi, ateşleri çok uzun süre, yüksek devam etti, 3 gün boyunca çok yüksek ateşlerle savaştık, kanamalı olma sebebi de trombosit dediğimiz değerlerin düşmesi. İnflamasyonu gösteren değer çok yükseldi, özel ilaçları var, onları başladık, süreç iyi gitti ama hastayı kaybetme ihtimalimiz de vardı, bu hasta da şanslıydık. 10-14 gün kadar hasta bulaştırıcıdır, mutlaka hastanın sıvılarına dikkat etmek gerekiyor özellikle sağlık personelinin çok dikkat etmesi gerekir. Özel izolasyon yöntemlerini uyguladık. Bütün sağlık personelinin mutlaka maskesi, bonesi gerekirse yakın temas olacaksa N-95 maskesi ve önlüğüyle hastanın yanına girmesi gerekiyor. Kesin bir tedavisi yok, en önemli şey; koruyucu önlemler. Açıkçası ilaca ulaşılabiliyorsa hasta riskliyse mutlaka başlamak gerekir, Sağlık Bakanlığı’nın rehberinde de bu şekilde söyleniyor. Taburculuk sonrası tekrarlamasını beklediğimiz bir hastalık değil" ifadelerini kullandı.
"Hasta semptomları başladığı anda gelmiş"
Kene başvurularına ilişkin bilgi veren Uzm. Dr. Bursal, sözlerine şöyle devam etti: "Arada ‘Pikniğe gittik, kene tutundu’ diye hasta geliyor, kenelerini çıkartıp rehberde önerdiği gibi tam kan denen bir tahlil var, onu alıp hastaya 10 gün boyunca dikkat etmesi gerekenleri anlatıyoruz. 17 yaşındaki hastamız semptomları başladığı anda gelmiş zaten kene hikayesi de olunca korkarak gelmiş. Kene ısırdıktan sonra 1-3 gün arasında semptomlar başlıyor. Yüzde 30’a kadar mortalitesi, ölümcüllüğü yükselebilir. Geç kalmış bir durum yok ama keneyi çıplak elle çıkarmış olmaları hastanın riskini arttırdı. Dedeye bir şey olmadı, o da Sivas’ta takip edildi, herhangi bir sıkıntı olmadan dede de torun da atlattı. Bakanlığın çok güzel rehberi var, o rehberi mutlaka okuyup, ne yapacağımız zaten adım adım yazıyor, onu uygulamamız gerekiyor"
"Allah kimseye göstermesin, bayağı bir sıkıntılı süreçti"
Zorlu bir süreç yaşadıklarını söyleyen 43 yaşındaki baba Nuh Karapınar, "Cenaze için Sivas’a gitmişti, dönüşte 3 gün sonra pazartesi sabahı rahatsızlandı. İshal, kusma, ateşi çok yüksekti, hastaneye getirdik. İlk tahlillerde çıkmadı, sonra kan değerleri düşmeye başladı, süreç başladı. Dedesi kendi eliyle çıkarıyor. Kişiler mümkün olduğunca kendi çıkarmasın, en yakın sağlık kuruluşuna gitsinler, inşallah tekrar olmaz. Allah kimseye göstermesin, baya bir sıkıntılı süreçti. Burcu Hocam çok destek oldu, teşekkür ederim. Sevinç, hüzün ikisi bir arada, yoğun bakımdan çıkınca Burcu Hocam artık ‘Korkmamıza gerek yok, tehlikeyi atlattık’ dedi. Sivas’ta özellikle çok dikkat edin, paniğe de kapılmasınlar, her kene tutan zehirli değildir. Burcu Hocama, hastanedeki personele, hemşirelere ayrı ayrı teşekkür ederim, kendi çocukları gibi ilgilendiler" dedi.