Çanakkale’nin torunları Sidney’de buluştu: 110 yıllık dostluk yeniden canlandı
Çanakkale Zaferi’nin 110. yılı anısına anlamlı bir buluşmaya imza atıldı. Mersin Üniversitesi öncülüğünde yürütülen proje kapsamında, Çanakkale şehitlerinin torunları ile Anzak askerlerinin torunları Avustralya’nın Sidney kentinde bir araya geldi. İki milletin torunları, birlikte yürüyüş yapıp fidan dikerek, 110 yıl önce savaş meydanında kurulan dostluğu yeniden yeşertti.
Mersin Üniversitesi’nin hayata geçirdiği proje çerçevesinde, Mersinli şehit torunları Alaattin Dölek, Ayşe Doğan, Gaye Nur Kalay ve Alanur Sariye Söyler ile proje koordinatörleri Mut Meslek Yüksekokulu Müdürü Koray Gidirişlioğlu ve Öğr. Gör. Filiz Atilla, Sidney’e giderek Çanakkale Savaşı’nda hayatını kaybeden Anzak askerlerinin torunlarıyla buluştu. Etkinlik, Auburn’deki Gelibolu Camii yerleşkesinde düzenlendi. Bando eşliğinde yapılan yürüyüşün ardından, Auburn Türk Dostluk Anıtı’na çelenk bırakıldı ve geleceğe umut olması için fidanlar toprakla buluşturuldu.
Türk ve Anzak torunları barış için bir araya geldi
Programa, Türkiye’nin Sidney Başkonsolosu Belgin Ergüneş’in yanı sıra Avustralyalı emekli milletvekilleri, yerel yönetim temsilcileri, Kore gazileri, sivil toplum kuruluşlarının üyeleri ile çok sayıda yerli ve yabancı davetli katıldı.
Etkinlikte konuşan Başkonsolos Ergüneş, "Geçmişin acılarını unutmadan barış içinde yaşamak, ortak geleceğimizi inşa etmek adına büyük önem taşıyor. Bu anlamlı günde, vatanı uğruna can veren Mehmetçiklerimizi ve Çanakkale’de hayatını kaybeden Anzak askerlerini saygı ve rahmetle anıyoruz" ifadelerini kullandı.
Etkinliğe ev sahipliği yapan Gelibolu Camii Din Görevlisi Abdülhalim Erkoç ise konuşmasında, Çanakkale Muharebeleri’nin tarihi önemine vurgu yaparak, savaşın tarafları olan Türk ve Anzak askerleri arasında zamanla oluşan dostluk bağlarını hatırlattı. Erkoç konuşmasında, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün 1934 yılında Anzak annelerine hitaben söylediği, "Evlatlarınız artık bizim evlatlarımızdır" sözlerine de yer verdi.
"Mersin’den Anzak topraklarına bir barış köprüsü"
Projenin gerçekleşmesinde büyük rol oynayan Mersin Üniversitesi Mut Meslek Yüksekokulu Müdürü Öğr. Gör. Koray Gidirişlioğlu proje hakkında yaptığı açıklamada, "110 yıl önce Çanakkale’de 253 bin şehidimiz var. O 253 bin şehidin yaklaşık bin 250’si Mersin ilimizden Çanakkale’ye gidip şehit olanlar. Bu projenin 2020 yılında yapılmasına karar verildi ama pandemi nedeniyle uçuşlar durduğu için biraz gecikti. Her yıl Anzaklar Çanakkale’ye geliyor ve orada Şafak Ayini yapıp atalarını anıyorlar. Bizim de bu yıl Mersin’den Çanakkale şehidi torunları Avustralya’ya gelip Çanakkale şehidi torunları ve Anzak torunlarını bir araya getirme projesi hasıl oldu. Biz de Mersin Üniversitesi Rektörü Erol Yaşar hocamızın öncülüğünde bu projenin çalışmalarına yaklaşık 1 yıl önce başladık. Tabi Mersin’i üç bölgeye ayırdık Mut, Erdemli ve Silifke olarak. Buradaki şehit yakınlarına belediyeler ve kaymakamlıklarla iş birliğiyle ulaştık. Ondan önce Milli Savunma Bakanlığı’nın arşivlerine girdik özel izinle. Tabi oradaki arşivlerde bin 250 kişinin Mersin’den Çanakkale’ye gidip şehit olduğunu öğrendik. Bu şehitlerin içerisinden dört tane şehidimiz yakınını Mersin’den Avustralya’ya getirip onları Anzakların torunlarıyla buluşturduk. Projemizin adını da Mustafa Kemal Atatürk’ün Anzak askerlerinin ailelerine söylediği ’Uzak diyarlardan evlâtlarını harbe gönderen analar! Gözyaşlarınızı dindiriniz. Evlâtlarınız bizim bağrımızdadır’ sözünden hareketle ’Dedeleriniz Misafirimizdir’ koyduk ve iki tarafın torunlarını Avustralya’da başarılı bir şekilde Sidney’de buluşturduk" dedi.
"Çanakkale ruhu bizi buraya taşıdı"
Mersin’den Sidney’e gelerek Anzak askerleri torunlarıyla tanışma fırsatı bulan Çanakkale şehidi torunu Ayşe Doğan, "Tabi çok uzak bir yoldan geldik, okyanus geçiyorsunuz. Yani bu yol böyle bir enerjiyle, böyle bir motivasyonla ancak gelinebilir. Biz Çanakkale torunlarıyız. Bu fikir daha önce 2020 yılında gündeme geldi ama pandemi nedeniyle ertelendi. Çok özenle hazırlanmış bir proje. Hem Mersin Üniversitesi’nden Koray hocam hem de buradan Mehmet Bey dört dörtlük her şeyi planlamışlar. Çanakkale Savaşı insanların acımasızca belli bir savaş ahlakını, disiplinini, centilmenliğini gözetmeksizin yapılan bir savaş değil. Öyle ki savaşın sonunda Mustafa Kemal Atatürk savaşta Anzak gençlerinin annelerine ’Evlatlarınız bizim evlatlarımızla koyun koyuna yatmakta. Artık onlar bizim misafirimizdir, evlatlarınız bizim evlatlarımız olmuşlardır. Huzur ve sükûn içinde yaşasınlar’ diyebilecek kadar savaş konusunda yeni bir bakış açısı ortaya koymuştur. Aslında biz onun izinden buraya geldik" dedi.
"Çanakkale’den bir dünya barışı mesajı"
Çanakkale Savaşı’ndaki centilmenliğin dünyaya örnek olması gerektiğine değinen Ayşe Doğan, "Dünyada başka bir örneği olmayan bir şey. Bir savaştan bir barış ve dostluk çıkıyor çünkü. Gerçekten Anzaklı anneler evlatlarının bedenlerine bile kavuşamamışlar, keza Türk anneler de öyle. ‘Bastığın yeri toprak diyerek geçme, tanı! Düşün altında binlerce kefensiz yatanı’ denildiği gibi hakikaten Çanakkale bambaşka bir dünya. Bir felsefesi var Çanakkale’nin. Bizi buraya o ruh getirdi. Aynı şekilde Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi onların evlatları bize emanetti. Biz de onların torunlarıyla buluştuk. Ben Çanakkale’de büyük dedemi ve onun oğlunu kaybetmişiz. Onların hatıralarıyla büyüdük zaten. Burada bir araya geldik, çok samimi bir ortam vardı. O kadar büyük bir enerji, hem İstiklal Marşımız hem onların milli marşı çaldı ve herkes ağladı. Türkiye’de de törenlere katılıyoruz, milli marşımızı duygulu dinliyoruz ama böyle ağlamıyoruz. O motivasyonu, o enerjiyi, o duygu yoğunluğunu anlatmam için kelimeler yeterli değil. Gerçekten bu sıradan bir proje değil. Bana göre dünyaya örnek olması gereken bir proje. Kadın, çocuk, genç, yaşlı ayırt etmeden insanların öldürüldüğü savaşlar görüyoruz. Savaş bile diyemeyeceğimiz şeyler görüyoruz. Bu Çanakkale ve Çanakkale sonrası bu dostluk tüm dünyaya örnek olmalı. Biz atamızın izinden buraya geldik ve büyük bir huzurla da ülkemize geri döneceğiz" ifadesine yer verdi.
Etkinlik, Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları başta olmak üzere tüm şehitler için yapılan dua ile sona erdi.