BOYDAK KARDEŞLER BİR KEZ DAHA HÂKİM KARŞISINA ÇIKTI

Boydak kardeşlerinde aralarında bulunduğu 15´i tutuklu 68 sanıklı FETÖ/PDY davasının duruşmasına 2. Ağır Ceza Mahkemesi´nde devam edildi. Duruşmaya tutuklu sanıklardan Hacı Boydak, Bekir Boydak, Necmi Somtaş, Abdurrahman Haskaraman, Nurullah İlgün, Mehmet Çiftçi ve Mehmet Albayrak tutuklu bulundukları cezaevlerinden sesli ve görüntülü bilişim sistemiyle katılırken, tutuklu sanıklar Ahmet Türkmen, Memduh Boydak, Şükrü Boydak, Hamdi Kınaş, Mustafa Ahi, Hacı Osman Büyükata ve Halit Gazezoğlu ise jandarma eşliğinde duruşma salonuna getirildi. Mustafa Boydak, Erol Boydak, İlyas Boydak, Murat Bozdağ gibi isimlerin olduğu 20 tutuksuz sanık da duruşma salonunda hazır bulundu.

Mahkeme başkanı, gizli tanıklar, Sipahi, Ayaz, Zemheri, Seyit´in ifadelerinin alındığını belirterek duruşmaya başladı. Davada ilk olarak tanık olarak  davet edilen Şükrü Taner Başyazıcıoğlu dinledi. Başyazıcıoğlu ifadesinde ?2005 yılında Erol Boydak ve Cüneyt Gazezoğlu ile birlikte yemek için bir programa davet edildik. Davet üzerine gittik. Sadece yemek için gittik. Terör örgütü ile bir bağlantısı yoktu. Öyle bir sohbet değildi. Dini sohbet oldu. 10-15 yıl içinde de 3-4 defa yurda gittim. Erol Boydak organize eden biri değildi benim gibi orada bulunuyordu. Onu da ben bir defa gördüm. Memduh Boydak ile Halit Gazezoğlu, 2009 yılında babamın yanına gelmişlerdi. Melikşah Üniversitesi ile ilgili buraya yapılanlar hakkında hayırsever desteği ile ilgili konuştuklarını biliyorum. Oraya bir şey yapılabilir mi gibi görüşme vardı. Bunun dışında başka bir bilgim yok. Beni telefonla emniyetten ifade vermek için çağırdılar. Davet ettiler. Bende gittim? dedi.

Mahkeme başkanının, Memduh Boydak ve Halik Gazezoğlu ile yapılan görüşmede, cemaat, cemiyet gibi söylemlerin, yardım yapılmasıyla ilgili tehdit ve baskının olup olmadığını sorması üzerine Başyazıcıoğlu, böyle bir konuşmanın olmadığını, cemaat adı geçmediğini, yardım edilmedi diye de bir baskı yâda tehdidin olmadığını kaydederken bir diğer tanık Şerif Özdemir´de sanıklar arasında akrabasının olmadığını belirterek Kilim Mobilya ile 2003 yılında ortak oldum. Ortağım Mehmet Bey´in oturmalarına gittim. Onun daveti üzerine; Halil Gazezoğlu, Musa Birdal, Doğuş Ofset´in sahibi Bilal Bey vardı. 2010 yılına kadar devam ettim. Sonra ayrıldım. Bana burs, kurban bağışı için gelmemelerini söylemiştim. Gelmediler. 2012 yılında Melikşah Üniversitesi´ne destek olunması için talep oldu. O dönem herkes şehrin bir üniversite kazanmasından dolayı yardımı vardı. Benden annem babam adına bina yaptırmamı istediler. Bende gücümün yetmeyeceğini söyledim. İmkânlarım nispetinde 50 bin lira zekât hesabımdan yardımda bulundum. Rızamla verdim. Talep sırasında cemaat ifadesi, söylemi geçmedi? dedi.

Tanık Şaban Güç ise 1999 yılında oturmalara katıldığını belirterek ?3-4 oturmadan sonra hoşuma gitmedi ve bir daha katılmadım. O zaman Halit Gazezoğlu, Hacı Boydak ile bir sefer oturduk. Bir daha oturmadık. Para toplanmadı. Kendim bıraktım. Halit Gazezoğlu´nun Fethullah Gülen cemaati adına yardımlar talep ediyordu. İsmail Zenger ilgileniyordu. İsmail Zenger ortağımdır. Halit Bey´le konuşuyordu. Benim bilgimin dışında gelişen bir olaydı. Bende kızmıştım. Yurtdışında okula gitmişlerdi. Onun için orada bulunanların yardım sözü olmuş ve İsmail Zenger´de 20 bin dolar yardım taahhüdünde bulunmuş. Ben kızmıştım. Bunu da ödemedik? diye konuştu.

Bir diğer tanık Salih Fazlıoğlu´da ?3-5 yıl önce Memduh Abi yanındaki 3 kişi ile birlikte benim ziyaretime geldi. Kahve içtik. Sohbet ettik. İşlerden konuştuk. Beni Kayseri´nin bilinen akyam oturmalarına davet ettiler. Telefon numaramı vermiştim. Beni de davet ettiler. Bir iki kez beni aradı bende mazeret bildirdim ve gidemedim. Sonrasında beni bir daha aramadılar? diye konuştu?

Ali Çamlı´da  ?Ergün Bilen bize işyerine yemek için davet etti. Bizde oraya gittik. Biz vardığımızda Halit Bey vardı. Ergün Bey misafirlerini uğurladıktan sonra bizim yanımıza geldi. Yen aldıkları araçlarla ilgili kurban kesimi hakkında konuştuklarını ifade etti. Bunun dışında bir şey olmadı? şeklinde ifade verdi.

Tanıklar içinde Terör örgütü ile ilgili en çarpıcı açıklmaları yapan hiç kuşkusuz Mehmet Kılnamaz oldu?  Kılnamaz dershanecilik geçmişi olduğunu,  öğretmenlik, dershanelerde idarecilik yapmış olduğunu belirterek başladığı sözlerine ? İl ve İlçe Milli Eğitim müdürlüklerinde toplantılarımız olurdu. Dershanelerle ilgili. Burada hep şunu söylerlerdi. Yurtdışındaki okullarda Türk öğretmenler değil Amerikalı ajanların öğretmen olarak bulunuyor. Ben bunu bildiğim için 15 Temmuz öncesinde bu yapının hain olduğunu biliyordum. Bu yapı ile ilgili bazı köşe yazılarım vardır. Bu nedenle bu yapı beni istemez ve tehdit etmiştir. Ben Kayseri Ticaret Odası´nda çalışıyordum. Bu yapı odayı ele geçirdiğinde benim işime son verdiler. Benim MHP´li, Ülkücü olmamdan dolayı işten attılar. 11 Mayıs 2013´te oda seçimi oldu. 13 Mayıs günü de bana burada ekmek olmadığı söylendi ve mecburi izine çıkartıldım. Temmuz ayında avukatlık bürosunda tamamen siyasi gerekçe ile MHP´li Ülkücü olmamdan dolayı atıldığımı söylediler. Bu seçimlerle 68 kişi ile bu yapı meclise girdi. Bu yapı seçim öncesinde çalışmaları Fimajrezidansta yapıyordu. Toplanıyordu. Orada karar alıyorlardı. 2009 seçimlerini kaybeden Mahmut Hiçyılmaz ve ekibi hırs ve kini burada başladı. İlhan Miraboğlu yapının emniyet, Ahmet Türkmen ise adliye imamıydı. Ben gazetelerde yazarlık yaptım. Kendi internet sitemde yazılar yazdım. Bu konular ve yapıyla ilgili. O zaman Pensilvanya şeytanı diye söylerdim. O sıra bana bazı bilgiler geliyordu. Duyum olarak, mail olarak gelen bilgiler vardı. Bu duyumlarda istediklerini emniyette komiser, emniyet müdür yaptıklarını söylüyor ve övünüyorlardı. İlhan Miraboğlu´nu tanımam, yüz yüze de gelmedik. Mehmet Filiz cemaate kaynak sağlıyor. Kendi çevresindeki insanlardan duydum. Okullara yardım yaptığı duyumları var. Boydak ailesinin bu yapının en önde gelenleri olduğunu herkeste biliyor ? diyerek nokta koydu. Davaya 25 Ekim sabahı devam edilmek üzere ara verildi.