Bolu’daki otel yangınına ilişkin çarpıcı iddia: "Sedat Gülener ve 1 kişi itfaiyeye girip evrak yakmışlar"

Bolu’daki otel yangınına ilişkin çarpıcı iddia:

Bolu’daki otel yangınına ilişkin çarpıcı iddia: "Sedat Gülener ve 1 kişi itfaiyeye girip evrak yakmışlar"

Bolu Grand Kartal Otel’deki yangın faciasına ilişkin davada tanık ve müşteki beyanları alınmaya devam ediyor. Mahkemede tanık dinlenen AK Parti Meclis Üyesi Erol Özak, "Yangından sonra, Sedat Gülener ve bir kişinin itfaiyeye giderek evrakları yakmışlar, bana bunu birisi anlattı" dedi.
Bolu Grand Kartal Otel’de 78 kişinin hayatını kaybettiği, 133 kişinin yaralandığı yangın faciasına ilişkin 19’u tutuklu 32 sanığın yargılandığı davanın 8’inci gününde müşteki ve tanık beyanları alınmaya devam ediyor. Otelde yangın gecesini yaşayan çalışanlar, tanık olarak mahkemeye beyan verdi.

"İtfaiyeye girip evrak yakmışlar"
Mahkemeye tanık olarak dinlenen AK Parti Meclis Üyesi Erol Özak, yangından birkaç gün sonra Bolu Belediye Başkan Yardımcısı Sedat Gülener’in ve yanında bulunan bir diğer kişinin evrak yaktıklarını iddia etti. Özak, "Yangından birkaç gün sonra beni bir numara aradı. İki kişinin itfaiyeye geldiğini ve koşarak içeri girdiğini belirtti. ‘Bana ifade verir misin?’ dedi. Bu iki kişiden biri Sedat Gülener, diğerini tam bilmiyorum. Bunlar koşarak içeri girip evrak yakmışlar. Bana bunları telefonda birisi anlattı. Daha önceki beyanımda Furkan diye birinin aradığını ve Sedat ile Kenan Bey’in kamera kayıtlarını silmeye çalıştığını söylediğim belirtildi. Furkan itfaiyede nöbetçiymiş. Furkan’ın, beni arayanın arkadaşı olup olmadığını bilmiyorum. Ben aynı zamanda belediye meclis üyesiyim. Beni arayan bir şekilde ulaştı bana. Ben sadece kamera kayıtları çıksın diye ifade verdim" dedi.

"Sedat Gülener ve Kenan Coşkun’un evrak yaktığını falan görmedim"
Erol Özak’ın mahkemede söylediği iddialar üzerine, ifadede adı geçen Furkan Berk Aydoğdu da mahkemeye tanık olarak çıktı. Aydoğdu, Sedat Gülener ve Kenan Coşkun’un evrak yaktığını görmediğini belirtti. Aydoğdu, "Erol Özak’ı sanayiden tanıyorum. Ben aramadım. Sedat Gülener ve Kenan Coşkun’u tanıyorum. 7 aydır itfaiye eriyim. 2 ay eğitim aldım. Sedat Gülener ve Kenan Coşkun’un evrak yaktığını falan görmedim. Erol Özak’ın neden böyle bir ifade verdiğini bilmiyorum. Erol Özak ile ortak tanıdığımız sanayi çevresi var. Bir de elemanı var. Serdar, o arkadaşım. Erol Bey bana böyle bir şey anlatmadı. Bugün haricinde hiç yüz yüze gelmedim. Yangından sonra üçüncü gün sabah Sedat Gülener ve Kenan Coşkun ayrı ayrı geldi. İtfaiye personelini tebrik edip gittiler" diye konuştu.

"Yaşadıklarımı anlatmaya kalksam burada kimse duramaz"
Kimsenin suçu kabul etmemesine tepki gösteren Müşteki Güngör Gültekin, "Ben ne söyleyeceğimi şaşırdım. Neredeyse kendimi suçlu hissedeceğim. Biz çoluk çocuk mahvolmuş durumdayız. Balık baştan kokmuş, hepsi suçlu benim için. Yaşadıklarımı anlatmaya kalksam burada kimse duramaz. ‘Yok ben suçlu değilim’, ‘Yok otel benim değil’ Bana verin o oteli o zaman. Küçücük yaşta toprağa girmek ne demektir ya? Hiç mi haber verilmez? Ben kaçarken sizi bırakıp kaçar mıyım? Ben ölene kadar böyle bekleyecek miyim? Ben adalet istiyorum. Yıllardır sürmesin, bir an önce adalet yerini bulsun. Bu nedir ya? Garsonlarla uğraşıyoruz. Kimin suçlu olduğu belli. Eziyet ediliyor bize. Ben ne anlarım elektrikçisinden, mutfakçısından? Suçlu belli. Benim torunum kardeşinin cenazesini taşımış. Bıktım ya, ömrümün sonuna kadar bekleyeceğim. Bunlar dürüst çalışmışlar, gelip otelde tatil yapmak istemişler. Hayalleri vardı, hepsi yıkıldı gitti. Ben gözüm yaşlı ne zaman öleceğimi bekliyorum. Yok benim imzam yok, yok benim görevim yok. Yüz tane avukat tutuyorlar, ‘Yüz bin lira alıyoruz’ diyorlar. Bir kere dürüst olun. Avukatlar, bunların neyini savunuyorsunuz? Para için bunları savunmayın. Ben çocuklarımı büyütmüşüm, bir gecede mahvoldu hayatımız. Ben ne kadar bekleyeceğim? Yok elektriği açmamış, yok suyu kapatmamış. Otelin tamamı kusurlu zaten. Kendileri sapasağlam çıkıyorlar. Benim aslan gibi damadım, kızım, seslenselerdi çok rahat kurtulurlardı. Herkes ‘Bilmiyorum’ diyor. Biz diri diri gömüldük. Sadece adalet istiyoruz. Şikayetçi olmamak aptallık olur zaten. O nasıl bir sorudur? Benim kızım buraya canlı geldi, kümes hayvanlarının aracına koymuşlar benim kızımı" ifadelerini kullandı.

"Yangın tatbikatı eğitimi verilmedi"
Yangın gecesi yaşadıklarını anlatan Grand Kartal otelde Resepsiyon Şefi Tanık Görkem Ustaoğlu, kendilerine yangın tatbikat eğitimi verilmediğini söyledi. Ustaoğlu, "1 Eylül’de Gazelle’de resepsiyonist olarak başladım. Sonra da Grand Kartal’a geçtim. İkinci kattaydık olay gecesi. Saat 2 civarlarında sohbet ediyorduk. 2 buçuk civarı uyuduk. Arkadaşımız Buğra saat 3 suları odaya gelip bizi uyandırdı. Üzerimize bir şeyler alıp personel merdiveninden dışarı çıktık. Çamaşırhane kapısından geçip üçüncü kata çıkmaya çalıştık. Neredeyse bütün personel oradaydık. Neslihan, ‘Buradan çıkamayız, kayak odasından çıkalım’ dedi. Oradan biri kapıyı açtı, dışarı çıktık. 3.20 civarlarında biz çıktığımızda restoran katında alevler yükseliyordu. Devamında dışarıda insanlara yardımcı olmaya çalıştık. Alarm sesi duymadık. Yağmurlama sistemi yoktu. Resepsiyonda bizim tarafımızdan aktif edilecek bir şey yoktu. Zeki Yılmaz’ın odasında bir sistem vardı. Bir gün sadece ötmeye başladı, teknik ekip geldi kapattı. Alarm sistemi mi değil mi bilmiyorum Zeki Bey’in odasındaki o çalan şeyin. Elimizde herhangi bir müşteri kaydı yoktu, hepsi sisteme kayıtlıydı. Yangın tatbikatı eğitimi verilmedi. Grand Kartal Otel’de yangın müdahale ekibi olup olmadığını bilmiyorum. Gececi mutfak elemanları kahvaltı hazırlar ama yangının çıktığı yerde bir işlem olup olmadığını bilmiyorum. Ön tarafa geçtiğimde gececi resepsiyonist Yiğithan Burak’ı gördüm. Bir de güvenlik Mehmet vardı, onu gördüm. Yönetimden Emir Aras’ı 4’e doğru gördüm. Otelin sol tarafında merdivenle çıktığını gördüm. Elif Aras ve Ceyda Hacıbekiroğlu’nu gördüm. Yanımda Batuhan vardı. Elif Aras, ‘Biz arka tarafa geçin ve bakın, yardım edebilir misiniz?’ dedi. Emine Murtezaoğlu Güler’i Kartal Otel içinde gördüm" dedi.

"Yangın alarmının kapatılıp kapatılmadığını bilmiyorum"
Otelde çamaşırhane personeli olarak çalışan SEGBİS sistemiyle tanık olarak beyan veren Fatma Koca, yangın gecesinde yaşadıklarını anlattı. Koca, "Birinci katta kalıyordum. Saat 2.45’ti dışarı çıktığımızda. Yanımda Tuni, Semra, Nisa vardı. ‘Zeki Yılmaz’ın personeli uyandırın, müşterilere haber verilmesin’ dediğini duydun mu?’ sorusuna ‘Bir iki gün sonra duydum’ dedi. Yangın alarmının kapatılıp kapatılmadığını bilmiyorum. Dışarı çıktığımda Emine Hanım ve Ceyda Hanım’ı gördüm. 3.40 gibi gördüm. Daha önceden onların haberi olmuş bence. Onlar 6. katta kalıyordu, nasıl çıktıklarını bilmiyorum. Elektrikçi olarak Hüseyin ve Bahadır’ı biliyorum. Mutfak personelini isim olarak bilmiyorum. Reşat Usta’yı biliyorum sadece. Tuni Urhan sosyal medyada konuşmuştu, Zeki Bey’in söylediklerini ben orada duydum" diye konuştu.

"Otelde yağmurlama sistemi yoktu"
Otelde yağmurlama sistemi çalışmadığını ve yangın eğitimi almadıklarını söyleyen resepsiyon görevlisi Elanur Gönültaş tanık olarak verdiği beyanda, "Otelin resepsiyon kısmındaydım. Arkadaşlarımızdan Derya kapıya vurarak beni uyandırdı. Yangın olduğunu söylediler. Ufak bir yangın olduğunu düşündüm ama koridora çıktığımda çok fazla duman vardı. Üçüncü kata çıkmaya çalıştık, dumandan dolayı geri döndük. Kayak odasından dışarı çıktık. Birinci kattaki arkadaşlar yardım etti. Alarm duymadım. 2 aydır Grand Kartal’da çalışıyordum. Resepsiyonda Zeki Bey var ilk olarak, Adnan Bey var ve ekip arkadaşlarımız var. Otelde yangın eğitimi ve tatbikatı yapılmadı. İş güvenlik uzmanı hiç görmedim. Yağmurlama sistemi de yoktu. Elif Hanım ve Ceyda Hanım genelde oteldeydi. Biz Zeki Bey ve Adnan Bey’le muhatap oluyorduk. Resepsiyonda yangın alarm butonu görmedim. Resepsiyonda sesli anons sistemi yoktu. White Fox sezon açıldıktan yaklaşık bir ay sonra açıldı. Personel yangından yaklaşık bir ay önce geldi, çalışmaya başladı diye biliyorum" ifadelerini kullandı.

"Denetim ile ilgili bilgim yok"
Denetimlerden bilgisi olmadığını belirten tanık Semra İke SEGBİS sistemiyle verdiği beyanda, "Yangın günü oteldeydim, uyuyordum. Zemin kattaydık. Uyandığımızda üzerimize bir ceket alıp kayak odasından dışarı çıktım. Yanımda yeğenim Nisa İke vardı. Ben Grand Kartal’da kat şefiydim. Bu sene üçüncü senem olacaktı. Genel Müdür Zeki Bey’dir. Emir Aras’ın, Halit Bey’in damadı olduğunu biliyorum" dedi.
"Zeki Yılmaz’ın müşterilere haber vermeyin, personeli uyandırın dediğini duydun mu?" sorusuna İke, "Hayır" diyerek, "Alarm sistemi, yağmurlama sistemi var mıydı bilmiyorum. Personel içeride sigara içmezdi, genelde dışarı çıkardı. Zeki Yılmaz’ı genel müdür olarak biliyorum. Denetim ile ilgili bilgim yok" ifadelerine yer verdi.

"Otel çıkışında yönetimden kimseyi görmedim"
Yangın sırasında otel dışında yöneticilerden kimseyi görmediğini söyleyen, kat görevlisi olan Hasip İke, tanık olarak verdiği beyanda, "Grand Kartal’da kat görevlisiydim. 6. katta görevliydim. Saat 2 buçuk civarı yangın olduğunu duydum. Koridordaki seslere uyandım. Panik bir şekilde direkt çıkmaya çalıştık. Kapıya vurdular ama biz seslerden uyanmıştık zaten. Garaj kapısından çıktım. Dışarı çıktığımda çalışanları gördüm. Grand Kartal’da yaklaşık bir buçuk ay çalıştım" dedi.
"Zeki Yılmaz’ın yangının olduğu gece ‘Müşterileri uyandırmayın, personeli uyandırın, yangına müdahale edin’ sözlerini duydun mu?’ sorusu üzerine Hasip İke, "Duymadım" diyerek, "Zaten psikolojik olarak dağılmıştık, herkes ayrı yerlerdeydi. Otel çıkışında yönetimden kimseyi görmedim" dedi.