Bir Kore Gazisi’nin sessiz tanıklığı: "Madalyam ayağımda"
Bir kahramanlık hikâyesi, yıllar sonra sessizliğini bozuyor. Ahmet Şahna’nın hikâyesi, savaşın gerisinde kalan büyük fedakârlıkları ve görmezden gelinmiş sessiz kahramanlıkları hatırlatıyor.
Artvin’in Yusufeli ilçesinden çıkarak Kore’ye giden Şahna, Türkiye’nin dünya siyasetinde önemli bir adım attığı dönemde, hiç düşünmeden görevini üstlendi. Kore Savaşı’nda sıhhiye olarak görev yapan Şahna, ateşkes sonrasında bölgede kalan birliklerde yer aldı. Görevi sırasında mayınlı bir bölgede yaralı askerlere yardım etmek üzere ilerlerken bir patlamayla yaralandı. Ayağına saplanan şarapnel parçası onunla bir ömür kaldı.
"Benim madalyam ayağımda asılı"
Ne var ki Ahmet Şahna, aldığı yaraya rağmen hiçbir zaman gazilik unvanı için başvuruda bulunmadı. Defalarca yapılan başvurulara da karşı çıktı. O, gururla sadece şu cümleyi söyledi: "Benim madalyam ayağımda asılı." Yıllar geçti. O parçayla yaşadı. Ayağındaki ağrılar zamanla arttı, yürüyüşü ağırlaştı. Ancak ne bir şikâyeti oldu, ne de bir beklentisi. Mütevazı yaşamında sessizce taşıdı yükünü. O, görevini yapmış bir Mehmetçik’ti. Gazi olduğunu biliyordu ama bunu dile getirmeyi istemedi. Bugün, Ahmet Şahna’nın çocukları, özellikle de oğlu Fatih Şahna, bu suskunluğun artık son bulmasını istiyor. Fatih Şahna, babasının hayatı boyunca dile getirmediği bu kahramanlığı gün yüzüne çıkarmak için yıllardır mücadele veriyor.
"En azından bir vefa gösterisi bekliyoruz"
Fatih Şahna konuya ilişkin yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullanıyor: "Babam gibi birçok Kore gazisi, resmi unvana ve madalyaya hiç ulaşamadan hayata veda etti. Ben bu mücadeleyi sadece babam için değil, bu durumda olan tüm gaziler için veriyorum. Kurumlara başvurular yaptım, fakat henüz somut bir gelişme olmadı. En azından bir vefa gösterisi bekliyoruz. Babamın ve onun gibilerin sessiz kahramanlıkları artık tanınmalı."
Türk askeri Kore halkının hafızasında yaşıyor.
Ahmet Şahna’nın hikâyesi, yalnızca kişisel bir dram değil, aynı zamanda bir neslin vatan sevgisi ve görev bilinciyle nasıl yaşadığını gösteren bir örnek olarak ifade ediliyor. Türkiye, Kore Savaşı’na 1950 yılında Birleşmiş Milletler çağrısıyla asker gönderdi. Bu karar, NATO’ya kabul sürecinde stratejik bir adım olarak tarihe geçti. Yaklaşık 21 bin Türk askeri bu görev için Uzakdoğu’ya gönderildi. 741’i şehit oldu, binlercesi yaralandı. Türk askerinin Kore’de sergilediği kahramanlık hâlâ Kore halkının hafızasında yaşıyor. Ancak savaşın ardından dönen askerlerin çoğu, sessizliğe büründü. Onlardan biri de Ahmet Şahna idi.
"Geç kalınmış bir teşekkür bile anlamlıdır"
Türkiye Dil ve Edebiyat Derneği Erzurum Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Taner Özdemir’in saha araştırmaları sonucu ortaya çıkan bu hikâye, yalnızca Ahmet Şahna’yı değil, onun gibi sayısız kahramanı yeniden hatırlatıyor. Özdemir, bu örneklerin toplumsal hafızamızda daha görünür olması gerektiğini vurguluyor: "Geç kalınmış bir teşekkür bile anlamlıdır. Bu hikâyeler yalnızca bireysel kahramanlıklar değil, aynı zamanda bir milletin özveriyle örülmüş geçmişidir. Tarihe not düşülmeli. Kore Savaşı’na omuz veren, bedeninde savaşı taşıyan ama isminden hiç söz ettirmeyen kahramanlarımızı hatırlamak ve onları hak ettikleri gibi anmak, bizim için sadece bir sorumluluk değil, aynı zamanda bir vefa göstergesidir. Ahmet Şahna’nın hikâyesi, bu sessiz fedakârlığın sesi olsun."