Bahçeli: "Kılıçdaroğlu’nun ahı tutacak, adam edip siyasete taşıdıklarının vefasızlığı bumerang gibi bir gün ters dönecektir"
Bahçeli, "Görevdeyken muhalefet etmiş olsak da sınıf arkadaşım Sayın Kılıçdaroğlu’nun ahı tutacak, adam edip siyasete taşıdıklarının vefasızlığı bumerang gibi bir gün ters dönecektir" dedi.
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Grup Toplantısında konuştu. MHP lideri Devlet Bahçeli, Türkiye’nin insanlı ilk uzay misyonu çerçevesinde görevini tamamlayarak Ankara’ya dönen Alper Gezeravcı’ya hoş geldin dileklerini ileterek, "Alper Gezeravcı kardeşimizle övünmemiz, bu konuda müşterek milli hissiyatla göğsümüzün kabarması millet olma halinin mümtaz bir sonucudur. Bu vesileyle Alper Gezeravcı kardeşimize vatanına hoş geldin diyor, daha nice Türk çocuklarının gelecekte uzaya çıkmalarını diliyorum. Hayal ettiğimiz her şeyin vakti saati geldiğinde gerçeğe dönüşeceğine inanıyorum. Alper Gezeravcı kardeşimiz altı çizilmesi gereken şu sözleri aynısıyla bizim de kanaatimizdir. Bugüne kadar eksik olan tek şeyimiz damarlarımızdaki asil kanın potansiyelinin farkında olamayışımızdır. Nitekim muhtaç olduğumuz kudret damarlarımızdaki asil kanda mevcuttur. Pergelin sert ve kalıcı ayağı Ankara’da, hareketli ayağı da muhtelif zaman ve coğrafyalarla birlikte uzayı da kapsamına almıştır. Dünyayı Türkçe okumanın yanında artık uzaya da Türkçe bakmanın, Türkçe kavramanın, Türkçe yaklaşmanın vakti merhunu gelmiştir" diye konuştu.
"Adam yerine koyup bir bardak çay ikram etsek de kısa süre sonra seni ve zihniyetini koyduğumuz yerde bulamayacağımızın farkındayız"
Ne CHP’nin ne de diğer muhalefet partilerinin siyasi gündeminin Türkiye’nin gerçekleriyle örtüşmediğini dile getiren Bahçeli, muhalefet partilerinin kendi derdine düştüğünü, çıkar ve güç savaşlarıyla içlerine gömüldüğünü belirterek, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel’e şu sözlerle yüklendi:
"Hepsi kendi derdine düşmüş, çıkar ve güç savaşlarıyla kendi içlerine gömülmüşlerdir. Muhalefet siyasi iflas bayrağını utana sıkıla çekmiştir. Özgür Bey, demli çay içip içmediğimizi merak etmiş, boşuna zahmet etmesin, harman yeri dişlemesin, çalı dibi gezmesin, çayı severiz, sağlık açısından ve doktorların tavsiyesine uyarak açık olursa daha da severiz. Ancak demin çayda, gemin atta olmasını bekleriz. Özgür Bey, maşallah ayakkabı mağazası gibisiniz, Allah için siz de her ayağa uygun bir numara olduğu görülüyor. Meşhur bir anekdottur, Merhum Akif’e birisi istihzayla şu soruyu sorar: ’Afederseniz, siz veteriner misiniz?’ Akif’in cevabı anlayan için şamar gibidir: ’Evet, bir yeriniz mi ağrıyordu’ Özgür Bey, canın demli çay mı çekiyor? Şayet herhangi bir sancın yoksa net söyle, özne yüklem uyumsuzu cümleler kurma, senin için de bir bardak çay ayıralım, ama demi çaydan başka bir maksatla istersen, kusura kalma, duyacağın laflara ise sakın alınma. Söylediğimiz sözler sana ağır geliyorsa üzülme, bu sene olmadı, seneye hazmedersin. Adam yerine koyup bir bardak çay ikram etsek de kısa süre sonra seni ve zihniyetini koyduğumuz yerde bulamayacağımızın farkındayız. Demli çay baş göz üstüne, ama DEM’lenmiş, devrilmiş, dejenere olmuş bir siyasete elbette ve her zaman hayır diyoruz ve demeyi de sürdüreceğiz. CHP’nin DEM’lenmesi, çayın dem alması gibi değildir. Bu DEM, başka bir demdir, kime değerse değirmen gibi öğütmekte, yeminli Türkiye düşmanlarına yem etmektedir. CHP’yi DEM’leyen DEM’lemiş, deney tüpü veya tek kullanımlık çay poşeti gibi kullanan kullanmış, kısaca çok yazık etmişlerdir. Özgür Bey şu sözlerim her daim kulağında çınlasın; demi çayda seviyorsa ağzın, Türkiye sevdasıyla oluşmuşsa ahlakın, bir de millete bağlılıkla olgunlaşmışsa aklın, ne işin var düğünde, düğün senin evinde, gir oyna, çık oyna. DEM’lenip Kandil’e oluyorsan meze, kalbin sızlamıyorsa bölücülük melanetine, üstelik el etek öpmekle arıyorsan melce, ne işin var cenaze evinde, cenaze evinin tam orta yerinde. Gir ağla, çık ağla."
31 Mart seçimlerine 48 gün kaldığını hatırlatan Bahçeli, "CHP, kısık ateş altında, gizli pazarlıklar sarmalında, sandık ittifakı kisvesiyle DEM’in, yani PKK’nın çekim alanına girmiştir. Bunun dışında ne söylense beyhudedir. Zira saklı gerçekler, kirli ilişki ağları, al-ver mekaniği uyanık ve şuurlu hiçbir vicdan sahibinin dikkatinden kaçmayacaktır. 31 Mart seçimlerinde alayının foyası ortaya çıkacaktır. 31 Mart’ta Cumhur İttifakı Türk ve Türkiye Yüzyılı hedeflerini yerel yönetimlerle kenetleyecektir. DEM’in özellikle İstanbul’da yaptığı ayak oyunları, sahnenin önünde sözde aday çıkarıp, sahne arkasında CHP ile el ele vermesi hiçbir işe yaramayacaktır. DEM’lenmiş CHP Türkiye’den kopmuştur. Görevdeyken muhalefet etmiş olsak da sınıf arkadaşım Sayın Kılıçdaroğlu’nun ahı tutacak, adam edip siyasete taşıdıklarının vefasızlığı bumerang gibi bir gün ters dönecektir. 31 Mart’ta Türk milleti kargaşa ve kaos imal eden partilere sandıkta nal toplatacaktır" dedi.
Bahçeli, geçtiğimiz günlerde Cumhur İttifakı Küçükçekmece Belediye Başkan adayının seçim çalışmaları esnasında yapılan saldırıyı lanetleyerek, yakalanan faillerin cezalarını çekmesi gerektiğini söyledi.
"CHP’nin adam olması diye bir şey asla ve kat’a mümkün değildir"
CHP’nin milli ve manevi değerlerle çatışma halinde olduğunu ifade eden MHP lideri Bahçeli, şunları kaydetti:
"CHP, istiklal ve istikbal haklarımızla çelişki içindedir. DEM’lenip değersizleşen CHP Türkiye’nin karşındaki mihraktır. Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’in eğer akli melekeleri sukut etmemişse, eğer beyni sulanmamışsa, izahı ve ifadesi olmayan, tekrarından yüzümün kızarıp haya edeceğim ve gündeme bomba gibi düşen aşağılık sözleri CHP’nin maalesef özetidir. Büyükerşen kahredici bir bühtanın lekesiyle siyasi hayatını noktalamak üzeredir. Keşke temiz mazisiyle, saygın ilim ve siyaset insanı vasfıyla anılsaydı, fakat sonunda ecdadımıza ve tarihimize husumet besleyen karanlık iç yüzünün ortalığa saçılmasıyla bütün her şeyi silip atmıştır. 15 Ocak 2024 tarihinde, Eskişehir’de CHP’nin aday tanıtım toplantısı sırasında yaptığı konuşmada, ’Bu parti nasıl adam olacak? diye düşünüp durmuşumdur’ diye Büyükerşen esasen haklıdır, cevap konusunda yardımcı olmak ise görevimizdir. Çünkü CHP’nin adam olması diye bir şey asla ve kat’a mümkün değildir. Hatırlatırım ki Osmanlı tabiri devletin adıdır, milletin adı ise Türk’tür. Osmanlı İmparatorluğu Türk milletinin medarı iftarıdır. Osmanlı İmparatorluğu’nu karalamaya, aşağılamaya teşebbüs etmek bir haçlı kafasıdır. Sırpsındığı’nın, Kosova’nın, Niğbolu’nun, Varna’nın ve Moğaç’ın acısını unutmayanların Yılmaz Büyükerşen’in şahsında mücessem hale gelmesi biliniz ki, utançların en utancı, düşmanı takdis edenlerin en son çırpınışıdır. Türklüğe karşı bin yıldır sinmiş kin ve nefret, saklandığı yerden bugünkü CHP yönetimini görünce yeniden doğrulmuştur. Bu bitmemiş hesabın bugünkü taşeronu DEM’lenmiş CHP’dir, Büyükerşen de sadece maşadır. Eskişehirli vatandaşlarım, böylesi bir kötü ve köhne zihniyeti hak etmiyor. Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’nin ecdadımıza hakaret eden müflis CHP yönetimiyle devamı diye bir şey de akla ve milli ahlaka kesinlikle aykırıdır. Osmanlı İmparatorluğu Türk’tür, Türkiye’dir, Türk milletidir. Büyükerşen’in aklında ne varsa diline o yansımıştır. Yazıklar olsun diyorum. Haydi tarihten feyiz almadın diyelim, peki yaşından başından da mı utanmadı?"
"Bu kritik ziyarette ticaret, enerji ve savunma alanlarında güçlü temas ve işbirliğinin doğması her iki ülkenin de çıkarınadır"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 12 yıl aradan sonra Mısır ziyaretini değerlendiren Bahçeli, bu ziyaretin bölge barışı ve istikrarına önemli bir katkı sağlayacağını belirterek, "Bu kritik ziyarette ticaret, enerji ve savunma alanlarında güçlü temas ve işbirliğinin doğması her iki ülkenin de çıkarınadır. Türkiye ile Mısır arasında kurulacak sağlam diyalog köprülerinin inanıyorum ki, önemli, öncelikli ve müspet sonuçları olacaktır. İsrail’in Gazze Şeridi’nin güneyindeki Refah’a askeri operasyon yapma ihtimalinin iyice gün yüzüne çıktığı bir dönemde, Türkiye ile Mısır’ın kırgınlıkları, anlaşmazlığa neden olan konu başlıklarını bir kenara bırakarak ortak tarih, kültür ve inanç ekseninde bir araya gelmesi Ortadoğu’da dengeleri değiştirecektir. Türkiye İsrail’in bu muhtemel operasyonuna karşıdır. Aynı şekilde Mısır da karşıdır. Türkiye ile Mısır’ın beraberce çözemeyeceği, üstesinden gelemeyeceği bir sorun yoktur. Buzların erimesi, soğukluğun giderilmesi, siyasi mesafelerin silinmesi hem Türkiye’nin hem de Mısır’ın eşzamanlı olarak gücüne güç katacak, Doğu Akdeniz’den Etiyopya’ya kadar oluşacak yeni eksenin caydırıcılık özelliği tüm dikkatleri de üzerine çekecektir. Milliyetçi Hareket Partisi, Türkiye’nin çevresinin barış kuşağıyla ihata edilmesini, diyalog ve diplomasiyle her sorunun çözümünü makul ve mantıklı en doğru yol olarak değerlendirmektedir. Cepheleşmenin hiç kimseye, hiçbir ülkeye bir yararı dokunmayacaktır. İsrail’in Refah’ı hedef alan saldırgan tavrından derhal vazgeçmesi, masum ve mazlum Filistinlilerin kanını döken katliamlarına son vermesi insani ve vicdani bir mecburiyettir. Birleşmiş Milletler İnsani İşler Koordinasyon Ofisi’nin Gazze’deki yıkımla ilgili raporu da hakikaten yürek yaralayıcıdır. Gazze’de 12 milyon ton enkazın oluştuğu, 650 bin masumun dönecek evinin olmadığı açıklanmıştır. Yaklaşık 28 bin Filistinli katledilmiştir. ABD Başkanı Biden’ın, ’İsrail Gazze’de aşırıya kaçtı’ değerlendirmesi samimiyet içeriyorsa gereği derhâl yapılmalı, aşırılığın ve dökülen kanların hesabı terör devleti İsrail’den sorulmalıdır" ifadelerini kullandı.