6 Şubat depreminde 2 kolunu ve 3 evladını kaybetti

6 Şubat depreminde 2 kolunu ve 3 evladını kaybetti

6 Şubat depreminde 2 kolunu ve 3 evladını kaybetti

Depremin vurduğu Osmaniye’de yıkılan aile apartmanının enkazından 32 saat kurtarılan Süreyya Yıldız enkazda 2 kolunu ve canından çok sevdiği 3 evladını kaybetti.
Asrın felaketinde büyük yıkıma uğran Osmaniye’de Mehmet Akif Ersoy Mahallesinde bulunan 4 katlı apartmanın yıkılması sonucu 11 kişi hayatını kaybetmiş 2 kişi yaralı olarak kurtulmuştu. Yıkılan binanın enkazından eşi Nihat Yıldızla birlikte yaralı olarak kurtulan Süreyya Yıldız enkazda 2 kolunu ve çocukları Bilge Kağan(24), Meryem Alanur (17), Münire Seranur Yıldız’ı(5) kaybetti. Depremden önce oğlu Bilge Kağan Yıldız’ın okuduğu üniversiteden kendisine doğum gününde sürpriz yapmak için Osmaniye’ye geldiğini söyleyen anne Süreyya Yıldız, "Biz onlara bu dünyada cennet vaat edemeyecektik ama onlar bize cennet kapılarını açacaklar" dedi.

"Şu an yaşıyoruz ama sadece nefes alıyoruz"
Depremde yaşadıkları aile apartmanında 3 çocuğuyla birlikte abileri yengeleri ve yeğenleriyle birlikte toplamda 11 kişiyi kaybettiğini söyleyen baba Nihat Yıldız, " 6 Şubat günü deprem başladığında yataktan fırladık. Bir süre sallandıktan sonra yer altından bir patlamayla birlikte binamız yıkıldı. Enkazın altında kaldık 10 saat sonra beni çıkardılar, 32 saat sonra da eşimi çıkarttılar. Binamız 4 katlıydı bir de terasla birlikte 5 katlıydı biz birinci kattaydık 3 tane evladımız, 2 abimi, 2 yengemi ve yeğenlerim toplam 11 kişi çıkamadı. Dünya hayatını artık kapattık diye bakıyordum. Çıkardılar bizi şu an yaşıyoruz ama sadece nefes alıyoruz. Bir an önce ölsek de çocuklarımıza kavuşsak diye öyle bir ümitle yaşıyoruz" dedi.

Küçük kızımı almaya çalışırken büyük kızım sarıldı anne "Bitti" dedi
Oğlunun kendisine doğum gününde sürpriz yapmak için üniversiteden geldiğini söyleyen anne Süreyya Yıldız, "6 Şubat depremini Osmaniye’de en derinden hissedenlerdeniz, 6 Şubat sabahı depremde maalesef ki 3 çocuğumu kaybettim kollarımın arasında. Deprem anında büyük bir sarsıntıyla uyandık. Ben direk küçük kızımla büyük kızım aynı odadalardı onlara koşmuştum. Küçük kızımı almaya çalışırken büyük kızım sarıldı "Bitti" dedi. O arada da oğlum arkamdan gelmiş, oğlum da o arada bizim üzerimize kapandı bizi korumak için benim kollarım da onların arasındaydı. Büyük bir gürültüyle yıkıldı zaten. Kiriş onların üzerine yıkıldı, benim de kollarım onların arasındaydı maalesef ki 32 saat öyle kaldım. O 32 saat geçti ama ben o 32 saati sanki 1-2 saat geçmiş gibi hissettim onu hissettiren de Rabbim tabii ki. Doğum günüm için gelmişti oğlum ama maalesef ki depreme yakalandık" diye konuştu.

"Biz onlara bu dünyada cennet vaat edemeyecektik ama onlar bize cennet kapılarını açacaklar"
Bir anne için hayattaki en zor şeyin evlatlarını kollarının arasında kaybetmek olduğunu söyleyen anne Yıldız, "Oğlum İstanbul’da Mekatronik Mühendisliğindeydi, Bilge Kağan Yıldız çok zeki bir öğrenciydi, kendi dalında Teknofest’e insansız araç yapıyordu. Büyük kızım 17 yaşındaydı Meryem Alanur, küçük kızım da 5 yaşındaydı Sarenur o zaten cennet kuşumdu Down Sendromluydu, Rabbime binlerce şükür olsun ki biz onlara bu dünyada cennet vaat edemeyecektik ama onlar bize cennet kapılarını açacaklar, Allah’ın izniyle. İnsanı en çok mahveden ya da anne için en büyük acı herhalde evlatlarını kollarında kaybetmesi, ben 32 saat kaldım o enkazın altında, herkes bana dedi kollarının acısını hiç hissetmedin mi? İnsan yüreğindeki acıdan kolunun acısını bedenin acısını hissetmiyor bile inanın. Gece kalkıp kıyamayıp üstüne örttüklerini toprağa verdiği zaman çok iyi anlıyor. Dünyanın ne kadar boş olduğunu" dedi.