Tarih: 26.12.2025 12:42

MİA, 100 Yıl Sonra Yeniden Yayımlanan İstihbarat Klasiği ile Tarihe Işık Tutuyor

Facebook Twitter Linked-in

Bir Asırlık İstihbarat Mirası Yeniden Hayat Buluyor

Milli İstihbarat Akademisi (MİA), "İstihbarat Tarihi Neşirleri" projesi kapsamında, Türk istihbarat düşüncesinin temellerini anlamak için kritik bir eseri gün yüzüne çıkardı. Hüseyin Rahmi Apak'ın Aralık 1925'te Osmanlıca harflerle yazdığı "Zamanımızda Casusluk ve Buna Karşı Mücadele" adlı çalışma, ilk basımının üzerinden tam bir asır geçtikten sonra, MİA öğretim üyesi Dr. Serhat Aslaner'in titiz editörlüğüyle yeniden yayımlandı.

Kuruluş Dönemine Aydınlatıcı Bir Bakış

Bu önemli eser, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş yıllarında istihbarat yapılanmasının nasıl şekillendiğine dair rehber niteliğindeki görüş ve değerlendirmeleri, modern Türkçeye aktararak günümüz araştırmacılarına sunuyor. Yayın, Apak'ın Milli Amele Hizmetleri (MAH) ile olan bağlantısını inceleyen kapsamlı bir girişle başlıyor ve ardından orijinal metnin hem Latin harfli transkripsiyonunu hem de güncel Türkçe uyarlamasını içeriyor. Çalışma, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Arşivi'nden alınan belgeler ve MİT Müzesi koleksiyonundan seçilen görsellerle de desteklenerek zenginleştirilmiş.

Savaşların Şekillendirdiği İstihbarat Düşüncesi

Eser, Cumhuriyet'in ilk yıllarında istihbarat teşkilatlanmasının temellerinin atıldığı dönemin entelektüel iklimine dair değerli ipuçları verirken, Trablusgarp Harbi'nden Milli Mücadele'ye uzanan savaş dönemlerinin, istihbarat düşüncesinin sistematik bir hale gelmesindeki belirleyici rolünü de vurguluyor. Dönemin Moskova ataşemiliteri olan Rahmi Apak, çalışmasında I. Dünya Savaşı sonrası uluslararası ortamda istihbaratın üstlendiği yeni görevleri ve teşkilatların genişleyen sorumluluk alanlarını ele alıyor.

Casusluk ve Karşı Tedbirlerin İncelikleri

İki ana bölümden oluşan eserin ilk kısmı, casusluk faaliyetlerinin doğası, bir istihbarat personelinde bulunması gereken özellikler, güvenli iletişim ve bilgi güvenliği gibi temel konulara odaklanıyor. İkinci bölüm ise, istihbarata karşı koyma operasyonlarını detaylı bir şekilde irdeleyerek, kamu kurumlarının ve toplumun çeşitli kesimlerinin bu mücadeledeki yerine işaret ediyor. Apak, istihbarat faaliyetlerinin artık sadece askeri bir mesele olmadığını, geniş bir toplumsal farkındalık gerektiren kapsamlı bir güvenlik alanına dönüştüğünün altını çiziyor.

Çok Dilli Bir Araştırmacının Zengin Kaynakçası

Fransızca, İngilizce, Almanca ve Rusça bilen Rahmi Apak'ın bu kapsamlı çalışması, dönemin önde gelen kaynaklarına geniş yer veren referans yapısıyla da dikkat çekiyor. Eserde, 1905 Rus-Japon Savaşı'nda Japon istihbaratının oynadığı başarılı rol, dikkat çekici tarihsel örneklerden biri olarak öne çıkıyor. MİA'nın bu titiz çalışması, Türk istihbarat tarihinin düşünsel alt yapısını anlamak isteyenler için vazgeçilmez bir başvuru kaynağı niteliği taşıyor.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —
G-F0G61HQYBB