Karadeniz Bölgesi'nin nemli alanlarında yetişen kokulu kara üzüm, bünyesindeki bol miktarda resveratrol maddesi sayesinde dikkat çekiyor. Bu madde, antioksidan, antimutagen ve antikanserojen aktivitesi göstererek insan vücudunda kanser dokularının oluşumunu, gelişimini ve yayılmasını engelliyor. Kastamonu'nun sahil ilçelerinde yetiştirilen bu özel üzümün ekim alanının genişletilmesi ve bölge için yeni bir ekonomik değer haline gelmesi hedefleniyor.
Orman ve tabiat turizmi alanında ihtisaslaşan Kastamonu Üniversitesi, kokulu kara üzümü odağına alan bir TÜBİTAK projesi hazırladı. Projenin amacı, bu üzümü kırsal kesimde yaşayan vatandaşlar için ek gelir kapısı haline getirmek. Proje kapsamında, kokulu kara üzümden elde edilen pekmez, sirke ve çeşitli tatlılar zenginleştirilerek Kastamonu mutfağına kazandırılacak.
Kastamonu'nun İnebolu ilçesinde kokulu kara üzüm yetiştiren emekli akademisyen Hüsnü Şinoforoğlu, üzümün yerel halk tarafından yeterince bilinmediğini ifade ediyor. Kendisinin üzümden yaptığı ürünlere kanser hastalarından yoğun ilgi geldiğini belirten Şinoforoğlu, kişisel deneyimini de paylaşıyor: Kendisi de cilt kanserine yakalanmış ve üzüm sayesinde 3,5 yıldır ilaç kullanmadan sağlıklı bir şekilde hayatını sürdürüyor.
Şinoforoğlu, kokulu kara üzümün sporcular tarafından da büyük ilgi gördüğünü vurguluyor. Üzümün glikoz ve früktozunun doğrudan kana karışması nedeniyle, maçtan yarım saat önce tüketildiğinde sporcuya dayanıklılık verdiğini söylüyor. Ayrıca, sıcak veya soğuk tüketime bağlı olarak sindirim sistemini düzenleyici özellikleri olduğunu ve yapraklarının da lezzetli sarmalar yapmak için kullanıldığını ekliyor.
Kokulu kara üzümün 750 rakımda daha verimli yetiştiğini, nem ve rutubet istediğini belirten Şinoforoğlu, Kastamonu'da üretimin yaygınlaştırılabileceğine inanıyor. Üniversiteden Hikmet Haberal hocanın konuya duyarlılığına dikkat çekerek, proje haline getirilirse üzümün bölgeye yayılabileceğini ifade ediyor. Rakımın düşük olduğu sahil kesimlerinde pekmez veriminin çok daha yüksek olduğunu örneklerle açıklıyor.
Hüsnü Şinoforoğlu, "Hangi kanser türü olursa olsun fark etmiyor, 4'üncü evrede olsa bile" diyor ve ekliyor: "Resveratrol maddesi kanserin düşmanıdır. Bu yüzden doğal bir ilaçtır." Kendi tedavi sürecinde hiç kemoterapi veya ilaç tedavisi almadığını, sadece kokulu üzüm tükettiğini ve 3,5 yıldır sağlıklı yaşadığını vurguluyor. Kesin bir iyileştirme iddiasında bulunmamakla birlikte, kişisel faydasını görmüş olduğunu paylaşıyor.
Kastamonu Üniversitesi Araç Rafet Vergili Meslek Yüksekokulu Öğretim Görevlisi Hikmet Haberal, öğrencilerle birlikte TÜBİTAK 2209 projeleri kapsamında çalıştıklarını söylüyor. Literatür taraması sonucu üzümün Kafkaslardan Batum'a, Rize'den Batı Karadeniz'e ve Kastamonu'nun Cide, İnebolu, Bozkurt, Çatalzeytin gibi sahil ilçelerine kadar yayıldığını tespit ettiklerini belirtiyor. Şu ana kadar kokulu kara üzümden beş çeşit gastronomi ürünü geliştirdiklerini ifade eden Haberal, sirke, pepeçura, kabaklı tatlı, reçel ve şıra gibi ürünlerin restoranlara, kafelere ve mutfağa kazandırılmasını hedeflediklerini söylüyor. Çalışmalarını TÜBİTAK projesi veya üniversitenin ihtisas projesi olarak sunmayı planlıyorlar.